11'

1K 80 106
                                    

.
.
.

Taehyung'un cevherinden;

"Jungkook... Eviniz neden." Dediğimde sessizce kat sayısını hesaplayıp mırıldandım. "Bu kadar büyük?"

İç çekerek omzuma küçük bir yumruk attı ve eve doğru kıstığı gözleriyle baktı.

Bembeyaz duvarı ve kahverengi çerçeveli siyah pencereleriyle ev çok sade duruyordu. Yüksek katlı olmasının yanında genişti de.

Garip olan ise her katın ayrı daire oluşu değil de, malikâne edasında tek bir ev oluşuydu...

"Evi ilk gören herkes bunu soruyor başkan. Altı çocuk için gayet ideal aslına."

Duyduklarımla kaşlarımı çattım. Yine de fazla değil miydi?

"Annem ve babam bizim ayrı bir eve çıkma arzumuzu kökten kaybetmemiz için böyle büyük yaptırmış."

"Ya bir kardeşin daha olursa?"

Kısaca merakıma yenilip sorduğumda kısaca kahkaha atarak yüzüme baktı. Gülüşü gözlerimi o noktaya kenetlerken avuç içlerimin terlemeye başladığına yemin edebilirdim.

"Onların çocukları olamıyor başkan, hepimiz üveyiz."

Ah... Bu tuhaf.

"Anne ve babanı altıncı çocukta durduran neydi?"

Alaya almamış gibi davransam bile ciddi ciddi ovuşturduğum dirseklerimle gerginliğimi gizlemeye çalıştığım açıktı. Yanında rahat olamıyordum. Güldüğünde dudaklarında, konuştuğunda sesinde, baktığında gözlerinde kayboluyordum. Gecenin bir karanlığında okul bahçesinde giydiği uzun kollu kazağının, süt beyazı ellerini kapatması dikkatimi fazlasıyla çekmişti. Kapıyı açamadığı için minik küfürler mırıldanıyor, gözünün önüne gelen saçlarını parmaklarıyla özenerek ayırıyordu. Onu gördüğüm an dizlerim tutuldu. Kalbimde kopan fırtına elektiriğini tüm vücudumda hissettirdi. Kısacası ben...

Aşık olmuştum...

"Bendim."

Başımı onaylar şekilde salladım. Mırıltılarım o görmese bile demek istediğimi anlatmış gibiydi.

Evine yaklaşıyorduk. Ben ise ne yapacağımı bilemeyerek yol boyu birbirine değen ellerimizi derin bir boğaz temizlemeyle kavuşturmuştum.

Elini tutmuştum işte...

İrice açtığı ceylan gözleriyle şaşırarak bana döndü. Yarım açık ağzından görünen dişlerini söylemiyorum bile.
Bir açıklama bekliyordu. Daha önce bir erkekle sevgili olmuş benin, onun elini tutması ona tuhaf gelirdi tabii.

Ne anlamak isterse anlasın. Ne düşünürse haklıdır çünkü...

"Böyle takıl- hani düşmüşt- ah, ben karşıdan karşıya geçemiyorum jungkook."

Ne anlamak isterse anlasın tabii. Fakat ben anlatmayayım, o hissetsin.

Anlatamam ki ben...

whats your name?✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin