16. Arınma gecesi.

66 4 0
                                    

Kalmasını söylediğim korumalar her şeyi ayarlamışlardı. Mekanın yerini sormak için Namjoon'u aradığımda mekanın yerini söylemişti. Biz daha yola çıkmamıştık ama korumalarımın bu işi halledip adamları kaçıracağına emindim.

Şu güne kadar, Kim ailesinin korumaları hep işinde en iyisi ve profesyoneldi. Onlara da bana küçükken verilen eğitimler verilmişti. Her olaya hakimlerdi ve ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyorlardı. Şimdi de bu işte başarılı olacaklarına emindim.

Evden dışarı çıktığımızda belime iki silah, çakı ve mermi benzeri şeyler koymuştum. Arabalara doğru ilerlediğimizde, ''Jake ve Sunghoon siz benimle gelin, arabayı ben kullanacağım. Yeonjun ve Soobin, siz de bizi takip edin.''

Arabaya doğru ilerlediğimde ön koltuğa oturmuştum. Jake ve Sunghoon da arka koltuğa yerleştiğinde yavaşça arabayı çalıştırdım.

Arabayı sürmeye başlamıştım. Yol biraz uzun sürecekti. 

Aynadan arkadaki ikiliye baktım. Bu korumaları çok severdim, işlerinde çok iyilerdi. Benim aynadan onlara baktığımı görünce ikisi de bakışlarını birbirinden aldı cama doğru çevirdiler. Bu ikisi arasında bir şeyler olduğundan şüpheleniyordum ama neyse...

Namjoon'un sırf adam dövmek için ayarladığı mekana doğru sürüyordum arabayı. Dağ başında, in cinin top oynadığı bir yerde olması benim işime gelirdi. Sonuçta bu bir intikam oyunuydu değil mi? Jeon'a yaptıklarının mislini değil, on katını yaşatacaktım onlara.

''Efendim, şimdi biz bu adamları direkt öldüreceğiz değil mi?''

''Hayır Jake, ölüm onlar için sadece bir kurtuluş olur. Onların bana ölmek için yalvardığını, can çekişmelerini, karşılarına geçip izlemek istiyorum.''

Ben sözleri söylediğim anda Jake ve Sunghoon gözlerini büyütüp aynı anda birbirlerine bakmışlardı.

''Tabii ki Bay Kim. İşinizde en iyisisiniz.''

''Öyleyimdir.'' Dedikten sonra gülmüştüm.

Bu sırada da mekana doğru yaklaşmıştık. Issız, kimsenin olmadığı boş bir arazideydik. Karşı yolda büyük bir mekan duruyordu.

Terk edilmiş gözüküyordu ki büyük ihtimalle de öyleydi.

Mekanın önünde siyah renklerden oluşan yedi tane araba duruyordu. Bunlardan altısı bizim ailenin arabalarıydı fakat... Bir tanesi farklıydı ve bizim ailenin olmadığına emindim.

"Jake, Sunghoon, bu arabalardan birisi farklı değil mi sizce de? Bana mı öyle geliyor yoksa?"

"Efendim bu küçük ailenin varisi olan Yoongi'nin arabası değil mi?"

"Yoongi mi? O ne alaka tam olarak?"

Arabanın onun olduğunu öğrenince sinirlenmiştim. Küçük aile bizimle hep rekabet içerisindeydi. Bu oldum olası böyle olmuştu. Yoongi'nin babası benim babamın kardeşiydi. Ama kardeş gibi değillerdi, hatta kardeş olmaktan öte düşman gibilerdi.

Yoongi'yle ben ise kuzendik. Ama öyle değildi aramız. O beni sevmezdi, ben de onu. Birbirimizi arada görür, karşılaşır ama selam bile vermezdik.

Durum böyleyken o niye buradaydı?

Arabayı hızla mekanın önüne çekmiş ve inmiştim. Mekanın kapısını ayağımla açtıktan sonra içeri dalmıştım.

İçeri girdiğim an karşılaştığım manzara oldukça garipti. Adamlar sandalyelere oturtulmuş, tek tek bağlanmışlardı.

Başlarında ise Yoongi vardı. Hızlı adımlarla ona doğru yürüyüp yakasını kavradım

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Crazy Over YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin