9.Bölüm

182 20 52
                                    

Telefonuma art arda mesajlar gelirken bunu umursamadan karşımdaki adama bakıyordum. Bir saattir konuşmak yerine kaşlarını çatmış beni izliyordu. Evet, gözlerim mavi, saçlarım siyah... Ne vardı bu kadar izleyecek. Dayanamayıp konuşmaya başladım.

"Alaz, konuşmaya başlayacak mısın artık?" Bıkkınlıkla sorduğum soruya karşılık yine bakmaya devam etti.

"Sedef, beni iyi dinlemeni istiyorum... Arda ölmemiş,bir yere saklanıp başka birini öldü olarak göstermiş. Şu anda bir yerlerde ve biz dışarıda tehlikedeyiz. Yani, anlayacağın tekrar tesise dönmemiz gerekiyor. Ben senle şu an konuşurken İshak diğer çocukları ve eğitmenleri önce hastaneye sonra tesise götürecek. Bizim de birazdan çıkmamız gerekiyor. Ben sana yolda ayrıntılarıyla anlatırım." Allah'ım bayılmak üzereyim! Ne demek ölmemişti? Ne demek yaşıyordu ve dışarıda rahatça dolaşıyordu? Sanırım bayılacağım...

"Ama... Ama onu ben öldürdüm. Ben öldürdüm..."

"O Arda değildi,o Arda'nın ikiziydi. Öldürdüğün kişi aslında Arda'nın ikizi. Fakat ikiside sana takıntılı olduğu için bu sorun olmadı. Arda aslında iki kardeş. Bir ikizi var... Fakat annesi birisine bakmak zorundaymış o yüzden birini seçmiş. Seçilen kişi de Arda. Şu anda ortaya çıktı. İlk senin peşine düşecektir,belki şu anda evin etrafında bile dolanıyor olabilir. O yüzden acele etmeliyiz." Sorduğum soru yutkunmasına neden oldu.

"Tekrar hapishaneye girmem,değil mi?"

"Buna asla izin vermem!"Allah'tan bu konuda rahattım.

"Tesisin etrafında güvenlik önlemlerini arttırdım. İçeriye polis ve jandarma yerleştirdim. Tesise girip çıkmak için belirli kartlar var ve bu kartlar bizlerde yani eğitmenlerde ve arayıcılarda var. Bir de cellatlar ve güvenilir bir kaç ajanda var. Yani en güvenli olduğumuz yer tesis." Renkten renge girdiğime eminim...

🦇🦇🦇

Önceden bir süre yaşadığım yere tekrar geleceğime ihtimal vermezdim. Ama gel gör ki herkes hayatımı mahvetmeye ant içmiş gibi sürekli bir şey çıkıyor ve hayatım bozuluyor. Sadece doğru düzgün yaşamak istiyorum. Çok mu zor yanii?

Alaz ile birlikte arabadan inince tir tir titriyordum. Hava soğuk değildi, aksine biraz sıcaktı. Ama ben soğuk soğuk terliyordum. Yanıma gelen Alaz ellerini omzuma yerleştirdi ve bana baktı.

"Sedef, böyle yapma. Zaten ben de geleceğim ama biraz işim var. Onları hallettikten sonra gelirim yanına. Sen benim odamda kalacaksın,o odada daha fazla kamera ve güvenlik önlemi var. Balkonda birkaç alarm var. Oradan birisi geldiğinde hemen çalacak ve balkon kapısı direkt kendiliğinden kilitlenecek. Korkmana gerek yok. Bir şey olmayacak..."dedikten sonra çenemi havaya kaldırıp dudaklarıma bir buse kondurdu.

"Ne zamana gelirsin?" Saatine baktı ve bana döndü.

"İki buçuk saate işim biter, yaklaşık üç saate yanında olurum."

"Sen gelene kadar uyumayacağımı biliyorsun değil mi? O yüzden olabildiğince çabuk gel!"

"Biliyorum. Ama sen uyumana bak güzelim." Başımı sallayıp ondan uzaklaştım. Şimdi korkudan git gidebilirsen tesise...

Alaz sanki bunu anlamış gibi telefonu çıkarıp birkaç tuşa tıklayıp telefonu kulağına götürdü. Bu adam harbi zihin okuyor. İnşallah ona içimden ettiğim bedduaları da anlamıyordur, yoksa biterim...

Yanımıza bir adam geldiğinde adama döndüm.Sanırım bu da bir ajan-OHA! OHA! OHA! Bu ne? Adam sadece kastan oluşuyor ve sevdiğim gibi beyaz bir gömlek giymiş ve hafif tenine yapışıyor. Ve kollarını biraz kıvırmış... Eğer bu zamana kadar karşıma Alaz çıkmasaydı kesinlikle ben bu adama kaymıştım...

Alaz, adama olan bakışlarımı görünce bana dönüp gözlerini devri.Niye yaptı ki bunu şimdi?

Alaz ile vedalaşıp adam ile birlikte tesise doğru yürümeye başladık. Adam sanki deminki yaşanan şeyleri anlamış gibi sırıtıyordu. Nihayet odama girdiğimde adama döndüm.

"Bundan sonrasını kendim hallederim, teşekkür ederim."

"Rica ederim." Tam kapıyı kapatacaktım ki adam ayağını kapının arasına koydu.

"Belki yardıma ihtiyacınız olur,"diyerek odaya girince şaşkınca ona bakıyordum. Bana yaklaşıp kapıyı kapattı ve beni kapıya yasladı. Enseme elini koyup bana yaklaşınca çığlık atıp iki bacağının arasına öyle bir tekme attım ki hayvanı aratmaksızın böğürerek yere eğildi. Balkondan tarafa koştuğumda ayağa kalkmış olmalı ki beni kolumdan tutup yatağa savurdu. Yere kafamı sert çarpttığım için ağrıyordu ve başım dönmeye başlamıştı. Adam üzerime uzanıp beni öpmeye başladığımda gerçekten çok midem bulanıyordu. Bu tekrar olmamalıydı, bu tekrar yaşanmamalıydı.

Sonrasında nihayet kendime geldim ve adamı kendimden uzaklaştırdım. Sonra öyle bir çığlık attım ki kulaklarım çınladı. Adam da bundan rahatsız olmuş olmalı ki silahını çıkartıp bana doğrulttu.







Yaralasar TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin