03

1.7K 59 2
                                        

___

...

"Ekin. Güzelim uyan hadi."

Yarım yamalak duyduğum sözlerden sonra gözlerimi kırpıştırmış ve yattığım yatakta iyice gerinmiştim. Uykum açıkdıkça daha net duyduğum sözlerle ile gözlerimi tamamen açıp yatağımın kenarına çökmüş bir adet Alper beni uyandırmaya çalışıyordu.
Onu görünce gülümsemiş ve konuşmuştum.

"Günaydınn"

"Günaydın Ekin'im kalk hadi kahvaltı hazırladım."

"Tamam geliyorum."

Sözlerimin ardından Alper yanağıma bir öpücük kondurmuş ardındanda odadan çıkmıştı. Ben de kalkıp yattığımdan dolayı oluşan pasaklı halimi düzeltmiş odamdan çıkarak banyoya gitmiştim. Rutin işlerimi hallettikten sonra mutfağa Alper'in yanına gitmiştim. Tanrım gördüğüm bir patates kızartması mıydı ben mi yanlış görüyordum. Gerçekten mutlu olmuştum.

Alper kapıya arkası dönük olduğu için benim geldiğimi henüz görmemişti. Sessizce koşup sırtına atlayıp bacaklarımı beline sarmıştım. Kollarımı boynuna sarmış ve yanağını öpmüş ardından da konuşmuştum.

"Sen var ya sen, sen adamın dibisin." Tekrar yanağına öpücük kondurmuştum. Tabi bu süre zarfında bir kere korkutup kalpten götürmüş olabilirdim ki sözleri de bunu doğruluyordu.

"Yavrum öyle atlanır mı birden korktum amına koyayım."

Sözleri üzerine kıkırdamıştım. O ise tegahın üzerinde ki ben üzerine atlamadan önce tuz serpiştirdiği ve içinde domates ve salatalık olan tabağı alarak masaya koymuştu. Masada gördüğüm sadece iki servisle somurtmuştum.

"Burak nerede Alper?"

"Güzelim onu bölüm başkanı çağırmış ya onun yerine derse girecek, gitmesi gerekti o yüzden."

"Anladım. Hadi biz kahvaltımızı yapalım. Okula geç kalmak istemiyorum."

"Tamamdır güzelim. İn bakalım sırtımdan. Otur sandalyene."

"Tamaamm."

Sırtından inmiş benim için çektiği sandalyeye oturmuştum. Benim için keyifli geçen kahvaltıdan sonra ise odama geçmiş ve üzerimi değiştirmiştim. Kot pantolonumun üzerine siyah boğazlı bir kazak giymiş deri ceketimi de elime almıştım. Üşürsem ,ki üşüyecektim, giyecektim. Telefonumu ve cüzdanımı alarak odamdan çıkmış ve Alper'e seslenmiştim.

"Alper, ben çıkyorumm."

"Tamam güzelim dikkatli ol döndüğünde evde olmayabilirim kendi evime uğramam lazım. Bir de annemlere gitmem gerek. Anahtarını yanına al o yüzden." Demiş ve yanaklarımı sırayla öpmüştü. Başımı sallayarak onaylamış bende onun yanağını öptükten sonra vestiyerden anahtarımı almış ve kalın tabanlı botlarımı giyerek evden çıkmıştım.

Apartmandan çıkıp otobüs duraklarına yürümüş ve bineceğim otobüsü beklemeye başlamıştım. Beklerken ise düşünüyordum. İki gündür Alper ile gerçekten yakınlaşmıştık. Sürekli birbirimizi öpüyor, sarılıyorduk. Bana güzel iltifatlarda da bulunuyordu ve çok hoşuma gidiyordu.

Yıllarca eşcinsel olduğumu sır gibi saklamış en yakınlarıma bile söylememiştim. Şimdi ise en yakınlarımla bir ilişkiye başlamak üzereydim. O geceden sonra Burak ile pek konuşamasakta ,sadece dün akşam yemeğinde konuşmuştuk, onun da Alper gibi davranacağını düşünüyordum. Belki biraz daha odun. Burak tam olarak evrimleşmediği için duyguları tam anlamlandıramadığından duygularını daha az belli ederdi. Bu biraz şey gibiydi klasik Türk erkeği. Mesela Alper ile tartıştıysak ve ben kırıldıysam Alper bunu fark eder ve özür diler, kendini affettirmeye çalışırdı fakat Burak öyle değildi Burak beni kırdığını dahi anlamazdı yani anlardı da olay sıcaklığını kaybetmiş olurdu o anlayana kadar ve genelde özür dilemez bana küçük hediyeler alırdı ya da onun mükemmel olan el lezzetiyle bana güzel yemekler hazırlardı.

Sarhoşuz Bu Gece Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin