Yüzüme inen tokatla kala kalmıştım çünkü Dicle hanım bana vurmuştu oda da herkes susmuş benim ne tepki vereceğimi izliyorlardıSakince önüme gelen saçlarımı geri ellerimle ittim karşımda duran Dicle hanımı yani diğer adı anakonda yılanını boğazından tutarak duvara ittim
"Sakın Dicle hanım sakın bu yaptığınız bir daha olmasın bu yaptığım sadece bir uyarı kocam ve benim arama girmeyeceksin anladın mı şimdi de topla eşyalarını topla ve git ! " dedim ve elimi boğazından çektim oda daki herkes bize şaşkın ifadelerle bakıyordu Dicle yılanın boynuna baktığım da kımkırmızıyzı ve donmuş bir şekilde bana bakıyordu
"Kusura bakma yenge ama annem o benim" dedi Mihrimah onu da anlıyordum kimse böyle. Bir annenin evladı olmak istemezdi
Cevap vermedim sadece suratına baktım
"Herkes dışarı çıkabilir mi bu olay benim ve kocamın arasına"dedim
Herkes odadan çıktıktan sonra karanla ben kalmıştık anlamsız gözlerim doluyordu ellimle saçlarımı geriye ittim ve karana döndüm tepkisiz di bana karşı
"Be adam sen daha iki gün önce beni ne zaman seviceksin demiyormuydun sen ne kadar dönek bir insanmışsın" dedim sesim titriyordu bana doğru yaklaştı
"Dilşad inan bana aldatmadım seni ortağım o benim gerçekten" dedi inanmamı istiyordu ama bilmiyordu ki karşısın da ki kadın ona inanmak istemiyordu
"Bana kendini kanıtla karan" dedim ve tersa geçtim bir sigara yaktım
Hayatım boyunca insanlara yaranmaya çalıştım bilmiyorum veya ben öyle zannettim güçlü kişiliğimin altında yatan küçük kız daha hiç kimse görememişti
Karana karşı çok değişik birşey hissediyordum ama ne hissettiğimi daha kendime bile açıklayamıyordum
Odadan çıktığımda nefesim kesildi ölümle sanki dip dibeydim
Ellimi yüzümü yıkadığımda kendime geldim ne yapacağımı nereye gideceği mi bilmiyordum
Ruhum daralıyordun
Beynim uyuşuyordu
En önemlisi
Duygusuzlaşıyordum
Salona doğru geçtiğimde herkes akşam yemeğinin hazırlanmasını bekliyordu bütün gözler bana kaydı Dicle hanım hala burdaydı
"Pardon da Dicle hanım ne zaman gideceksiniz !" Dedim bu sefer Dicle birşey diyeceği sırada dilrun hanım
"Yarın sabah gidicek kızım " dedi tebessüm ederek hepimiz yemek sofrasına geçmiştik masa oldukça sakindi atlasın bana hayran hayran bakıyordu
Çok sesiz sakin bir yapısı vardı öbür çocuklara nazaran
"Anne ben yarın okula gitmek istemiyorum" dedi gözleri dolu dolu hepimizin bakışları atlasa kaydı
"Neden oğlum ama sen okula gitmeyi çok severdin" dedi annesi oğlunun saçlarını okşayarak
"İstemiyorum" dedi tekrardan
"Atlascım ama okula gitmek zorundasın çünkü herkes çocukken okula gider ve gitmek zorundadır " dedim sakin bir sesle atlas göz yaşlarını silip bana baktı
"Ama yenge istemiyorum ayrıca herkes gitmek zorunda değil sizde gidin o zaman " dedi
"Biz gittik zaten atlascım bak şimdi de çalışıyoruz" dedim
"Ama yenge benim hiç arkadaşım yok ki" dedi gözleri dolu dolu onu o kadar iyi anlıyordum ki onun yaşında ki bir çocuk tabi ki de arkadaş isterdi
YOU ARE READING
Dilşad Neslihan şahmaran ve karan zemherioğlu bir ateş biri su
RomantikDilşad babasının göz bebeği olarak büyüyen güzel hırçın alımlı bir kadın Karan ise bir ağa acımasız nankör ya bunların yol birleşirse