5.Bölüm-İzlerin Gerçekleri

21 1 1
                                    

🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷

Herkes bana bakıyordu. Hepsinin gözü doluydu bir kişi dışında ;Kayra. İnanmamış gibiydi.Bana baktığında gözü boynumdaki ize kaydı. Bakar, bakmaz gözleri doldu. Yutkundu ve ağzını açtı, geri kapattı. En sonunda konuşmayı başardı.

"Sen, se-en İzgi'sin.İzgi karahisar'sın sen.". Dediğinde başımı salladım. Hızlıca bana doğru geldi ve sıkıca sarıldı. "Öldün sandım, gittin sandım. Sen öldün ben bin katı öldüm be." dediğinde kaşlarımı çattım. "Biz seninle nereden tanışıyoruz?" dediğimde güldü ve konuştu.

"Ben Bozkurt.Ulu Kurt da derler. "Hatırlamıştım. Gözlerim doldu. Eğitimdeyken birgün Albay kalıplı bir çocuğu azarlıyordu. Bende dayanamamış ve olaya atlamıştım. Eğitimden sonra o kalıplı çocuk yanıma gelip"Ben Bozkurt. Ulu Kurt da derler. "demişti. O günden sonra çocukla hiç karşılaşmamıştık  ya da ben öyle sanıyordum şuana kadar.

"Peki sen beni nerden hatırladın?" dediğimde 'cık' layıp konuşmaya başladı. "Ben seni hiç unutamadım ki.O andan sonra aklıma kazındın benim. Sen ne kadar basit birşey olduğunu düşünsende ben vurulmuştum bile. Bilmem hatırlarmısın hep aynı görevlerde çakıştığın bir tim vardı ve o timin alaycı komutanı. O tim Savaş timi ve bende o alaycı komutanım. Seni hastaneye götürende benim. Savaş Timi de vardı. "dediğinde gözlerim doldu.

2 yıldır beni kurtaran kişiyi arıyordum ve o aşık olduğum kişi Kayra idi. O an gördüğümde sevmiştim onu. Küçük bir hoşlantı sanmıştım. Ancak asker olduğumda bile değişmemişti bu sevgim. Ne kadar görmesemde sevgim sol göğsümde yeşermeye devam etmişti.

Ancak bir anda Kayra'nın beni itmesiyle donakaldım. Yüzü çok öfkeliydi. Kırgınlıkla dolu bir sesle konuşmaya başladı.

"Ben kaç yıldır sen öldün diye kendimi yiyorum ve sen beni ne zamandır kandırıyorsun. Tamam tanışalı yeni oldu ancak bu beni kandırdığın gerçeğini değiştirmiyor. Ya ben şehit haberini aldığımda hayatımda ağlamadığım kadar ağladım, sabaha kadar senin öldüğün düşüncesi beynimi kemirdi. Derdimden kederimden uyuyamadım. Sana hislerimi söyleyemeden gittiğin için pişmanlık duydum, kendimden utandım. Sana ihanet ettiklerini biliyorum ve şehit haberin gelince hayatımı onları bulup, intikamı almak ve kanını yerde bırakmamak için harcadım 2 yıldır. Seni o sandım. Dedim bu o, İzgi. Kendime kızdım sonra dedim o ile başka biri karşılaştırılırmı diye. Sonra soyadını duydum dedim acaba bir ilişkileri varmı?. Şimdi ise öğreniyorum ki sen zaten senmişsin. Neden kimliğini sakladın? Utanıyormusun kendinden? "dediğinde hızla sözünü kestim.

" Ya ben neden kimliğimden utanayım? Bende isterim kendi kimliğimle yaşamayı. Ancak bunun ne kadar zor birşey olduğunu bilmiyorsun. Bende başka biri gibi yaşamak istemezdim. Mecburdum, bunu yapmaya mecburdum. Ki sen bir kendine bak. İnsanları zayıf noktalarından vuran ve daha sevgisini bile itiraf edemeyen bir korkaksın. "

Gözlerinden o an birşeyler düştü, kırıldı ve içinde  birşeyler paramparça oldu. Çok fazla ileri gitmiştim, çok fazla ileri gitmişti. Sonuç olarak ikimizde paramparçaydık. İkimizde suskunluğa yenildiğimizde aklıma Mert geldi.

Sağımda olan Hasan'a dönüp, konuşmaya başladım"Mert nerede? Birşey olmadı değil mi? ".O 'Birşey olmadı değil mi?' kelimesini kullanmak boğazıma bir yumru oturtuyordu. Hasan şaşkınlığından sadece başını iki yana sallayınca
Mehmet konuşmaya başladı." Hastaneye yatırıldı. Durumu iyi, odaya geçti"dediğinde başımı sallamakla yetindim.

Hızla Kayra' nın yanından geçtim ve deponun içine girdim. Etrafı kısaca kontrol ettiğimde aklıma esir avukat geldi. Depodan çıkacakken arkamdan gelen ses sayesinde durdum." Esiri aldım, güvende "dedi soğuk bir sesle Kayra. Başımı salladım ve odalara girip, göz atmaya başladım. 2. Odaya girdiğimde boş odada ki yerde olan mektup dikkatimi çekti.

Elime aldım ve hızla üniformamın cebine şıkıştırdım. Odayı hızlıca süzdüğümde 3.odaya girdim. Odada sadece esirin oturduğu sandalye vardı. Sandalyenin üstünde bir kart vardı. Kartı elime aldığımda kimlik olduğunu fark ettim.

Esir olan avukatın kimliğiydi. Yani Aşina Gümüş.İsmini nedense söylemek istemiyordum. Kimliğide cebime koyduğumda odadan çıktım. Kayra geziniyordu. Ona bakmadan depodan çıktım.

Artık kim olduğumu biliyordu ancak birbirimize söylediğimiz sözler daha baskın geliyordu.

Timin yanına gittim ve konuşmaya başladım"Savaş Timi, toparlanın. Şınak'a geri dönüyoruz. ". Hiçkimse birşey demediğinde arabanın sürücü koltuğuna geçtim.

Tim yavaş yavaş koltuğa yerleştiğinde arabayı çalıştırdım. Hızla deponun olduğu alandan çıktım. Askeriyeye geldiğimizde arabayı park ettim ve timin inmesini bekledim. Tim indiğinde arabayı park alanından çıkardım.

Gidecekken şu kişi beni durdurdu"Nereye komutanım? "diyen bir adet Enes." Mert'i ziyarete gideceğim " dediğimde Enes hızla konuşmaya çalıştı ancak bakışlarımı fark edince sustu." Askeriyeye geçin iyi bir dinlenin kendinizi yormayın. Yoruldunuz zaten"dedim ve askeriyenin bahçesinden ayrıldım.

Kısa bir yolculuktan sonra hastaneye vardım
Kapıdan girdim ve direkt danışmanın yanına gittim." Mert Türk hangi odada? ."Kadın konuşmaya başladı"2.kat 207 numara" dediğinde teşekkür edip, yanından ayrıldım.

Asansöre bindim ve 2. Katta indim. Katta odalara bakarak ilerlerken 207 numaralı odayı fark ettim. Kapıyı çaldığımda Mert"Gelin! "dediğinde odaya girdim. Mert yatakta yatıyordu. Göğsünde bir sargı vardı. Yüzü ise bitkin ve soluktu.

Beni görünce gülümsedi" Hoşgeldiniz Gizem komutanım. "dediğinde düzelttim" İzgi, İzgi Komutanım"dediğimde şaşırdı.

"Efendim?". Gülümsedim ve açıklamaya başladım"Ben İzgi Karahisar. 2 yıl önce öldü sanılan komutanım"dediğimde şaşırdı ancak birşey sormadı.

O sırada kapı açıldı. İçeri ise Kayra girdi. Bana bakmadan karşımdaki koltuğa oturdu. Mert ile birbirlerine baş selamı verdiklerinde konuşmaya başladım"Ben bir kahve alıp, geliyorum" dediğimde Kayra "Kaç sen kaç gerçeklerinden kaç daha nereye kaçacaksın" dediğinde hızla odadan dışarı çıktım.

İlahi Bakış Açısı

Terastan  sarktığında, o adamın camı açtığı için şükürler etti. Camdan içeri girdiğinde yatakta yatan kişi ona bakıyordu ancak gözlerinde 1 gram korku yoktu.

Adamın yanına gitti ve damarına zehir enjekte etti. Hızla camın önüne geldiğinde kapı açıldı. İçeri gelen o kadın komutandı. Onun da birgün cezasını kesecekti. Komutan gelmeden hızla camdan aşağı atladı ve gecenin karanlığına karıştı.

İzgi Gizem Karahisar

Odaya girdiğimde böyle bir olayla karşılaşmayı beklemiyordum. Mert yatakta yatıyor ve deli gibi kan kusuyor kim olduğunu bilmediğim Mert'in katili ise camın önünde atlamayı hazırlanıyordu. Adam atladığında hızla Mert'in yanına gittim.

Deli gibi kan kusuyordu.Hiçbirşey yapamıyordum. Elimde biri  daha can veriyordu ve ben yine birşey yapamıyordum.

"MERT BANA BAK. MERT BANA BAK. MERT GİTME. MERT!". Hiçbirşey yapamıyordum ve o elimde ölüyordu. Kimse gelmiyordu.

Mert' in nefesi kesildiğinde dondum"Mert?. Mert.MERT GİTME. MERT BIRAKMA. LÜTFEN MERT. SENDE GİTME. ANNENİN YANINA BİRLİKTE GİDELİM LÜTFEN MERT. MERT ANNENİN YANINA KÖTÜ HABERLE GİTMEYEYİM LÜTFEN AÇ GÖZLERİNİ. KİM YAPTI BUNU SANA MERT? KİM YAPTI!. "

Saatlerce boş odada haykırdım sesim kısıldı ama yine kimse yoktu. Kimse yinede gelmedi.Ben defalerca yandım, kül oldum kimse yoktu.

Kaç saat geçti bilmiyorum ancak timin bağırışlarla odaya girdiğinde başım döndü ve son duyduğum şey yere düşen bedenimin sesiydi.

🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷
Off, Ali Mert ve Enes üçlüsü bitti maalesef. Bu sahneyi yazmak benim içinde zordu. İzgi'nin kimliği ortaya çıktı ancak olaylar daha yeni başlıyor. Yani kemerleriniz bağlayın derim. Size küçük bir sır vereyim, herkes ters köşe olacaksınız ve eminim ki giriş bölümünden beli aklınızı kurcalayan kişiler, olaylar var. Hepsinin cevabını son bölümde alacaksınız. Sizce o camdan atlayan kişi kim, tahminlerinizi bekliyorum. Hoşçakalın💌

İnstagram :erva_bakkal
İnstagram :erva_tongee

💓💖💗💘🩰💞💝

İzlerin Gerçekleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin