Vazgeçilen bir ilişkinin son parçasıydı, her şey bittiğinde istenmemiş ve tek başına bırakılmıştı.
Maya Valencia, on iki yıllık ayrılığın ardından tekrar evine geldi.
Gerçekle paralel değil.
TW!!
Uyuşturucu kullanımı, ihanet, terk edilme, hayvan öl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İğreniyordum, beni bırakıp kurduğu yuvanın kapısı bile beni iğrendiriyordu. .
Bu yaşıma kadar ne zaman babamın adı geçse inatla ona dönmeyeceğimi söylerdim, ilk onun bana gelmesi için yüzyıl daha bekleyeceğimi, ancak tükürdüğümü yalamış, tıpış tıpış kapısının önüne kadar gelmiştim.
Gurursuzun tekiyim.
Göğsüm daralıyordu, kaçsam ve Amerika kıtasına dahi adımımı bir daha atmasam kimse bir şey diyemezdi, üstelik ayaklar altına aldığım sikik gururum biraz nefes alırdı.
Son birkaç yıldır anksiyete ile iyi birer dost olmuştuk,en basit durumlarda bile beni titrek huzursuz bir karmaşa içerisinde bırakıyordu ama onu nasıl kovacağımı öğrenmiştim. Dişlerimle alt dudağımı çekiştirdiğimde dudak derim yandı, tamamen kopardığımda acıyı hissettim. Hoş değil evet, ama dikkat dağıtıcı.
Yavaş yavaş, korka korka elimi kaldırdım, kapıyı olabildiğince geç çalmak istiyordum ama sonunda elim o kapıya değdi ve tıklamak zorunda kaldım.
Kusmak istiyorum, gururum kan kusuyor.
İçeride duyduğum birkaç patırtı ve gürültünün ardından mavi kapı açıldı.
'Seni daha görmediler hala kaçma şansın varken kaç!' diyen iç güdüme -gururum da olabilir emin değilim- uymam an meselesiydi, bu yüzden bavulun kulpunu sıktım.
Yüzlerine bak sanki her şeyi unutmuşsun gibi ama beyinlerine fısılda her seferinde en ihtiyacın olan zamanda seni nasıl yalnız bıraktıklarını.
Kapı açılıp Susan göründüğünde içimde her şeye rağmen akan son ümit dondu.
Havaalanına gelmemesini kabullenmiştim ama kapıya bile gelmemesi?
O herifi ilk fırsatta tüm gücümle yumruklayacağım.
Gülümse Maya, her şeye rağmen gülümse.
''Hoş geldin Maya.''
Kapıyı açıp sıcak bir gülümseme ile beni karşıladı ve içeri gelmem için kapıyı açtı.
''Teşekkürler'' diyerek içeri girdim.
Susan'ın bir suçu yoktu, kocasının eski evliliğinden olan üvey kızını evinde kısa süreliğine dahi olsa kabul etmesi çok hoşgörülü bir jestti hatta.
Ama içimde ona karşı bir önyargı sarmaşığı oluşturmadan duramıyordum.
Annem, CatrionaIrvine'nin güzelliği bir incelik ve zarafet örneğiydi. O her bir detayıyla büyüleyici bir uyum içinde yaşam bulan bir kadındı. İnce çizgileri, nazik eğrileri ve zarif dokunuşlarıyla, adeta tanrının en kusursuz eseri gibidi. Onun gözleri, bir yıldızın parlaklığıyla parlar ve içinde sonsuz bir derinlik barındırır, gecenin karanlığında ateş gibi, ümit gibi parlar, Gülüşü, baharın en yumuşak esintisi gibi etrafa neşe ve ışık saçar, kışın ayazında bahar gibi hissettirir. Teni, bir pembe gül yaprağının zarif dokusunu andırır ve dokunulduğunda yumuşacık bir his bırakır. Her adımında adeta dans eder gibi hafifçe süzülür. Karanlığın içindeki bir ışık veya şeytanlar içinde bir melek gibidir, benim deyimimle annem ay ve yıldızların güzelliğinden esinlenilerek bir ressamın en dikkatli fırçasıyla, aşk ile yaratılmış gibi, tablo gibi bir kadındı.