1. Bölüm / 15

894 61 17
                                    


Yorum sınırı: 40

Başlangıç tarihi:

Katilin kim olduğunu kim bulabilir ki?

"O gün orada siz de vardınız." Jungkook gözyaşları akarken polisin dediklerini zar zor dinliyordu. "Evet, oradaydım." Polis yüzünde ciddi bir ifadeyle "O zaman sizde bir şüphelisiniz. Burada sizi tutmam kadar doğal bir şey yok bay Jeon." Jungkook burnunu çekti ve elleriyle yüzünü kapattı. "Ben düştüğünde gördüm. Ona asla zarar vermem!" Polis dişlerini sıktı. "Sonuç olarak Jimin öldü. İçinizden biri bunu yaptı!"

Flashback:

Jimin'in ağzından:

Yıllarımın geçtiği bu okulda nihayet son seneye gelmiştim. Okumayı seviyordum ama sanırım sevmemin nedeni arkadaşlarımın burada olmasıydı. Liseden beri beraber olduğum Taehyung ve Jin vardı mesela. Onlarla artık bağımız tamamen güçlenmişti. İkisini de çok seviyordum. Üniversitenin ilk yılında tanıştığım Namjoon ve Hoseok ise bize katılmış grupça takılmaya başlamıştık.

Jungkook ise hayatımda son bir senedir vardı. Onunla sevgili olmak benim hayallerimden biri denilebilirdi. Çünkü bu Jeon'du istemediği sürece yanına yaklaşmak bile zordu. Yine de tüm engelleri aşmış onun en yakını ben olmuştum.

Okulda sevilen biriydim. Dans kulübüne girmem sosyal alanımı genişletmişti. Şimdi ise uluslararası ilişkilerin son yılını okuyordum. Okulda sevilen biri olmam birçok işimi kolaylaştırıyordu. Bu ise sosyal olmanın en sevdiğim yanlarından biriydi. Her ne kadar önüme çıkan her beş insandan dördüne selam vermek canımı sıksa da artı yanı daha fazla olduğu için katlanıyordum.

"Sevgilim." Jungkook odama girdiğinde bilgisayardan başımı kaldırıp ona döndüm. Annem ona kapıyı açmış olmalıydı. "Günaydın!" Dedim enerjik bir şekilde. Ben her zaman enerjimi yüksek tutardım. Evet düştüğüm anlar olmuştu ama bu anları en yakınlarım bile görmezdi çoğunlukla.

Jungkook hemen yanıma oturdu ve ellerini saçlarımda gezdirdi. Bu içimdeki kelebekleri oradan oraya uçururken kendimi dizginledim. "Günaydın meleğim." Onun gözlerinde yorgun bir ifade olduğunu gördüğümde iç çektim.

"Tüm gece neredeydin?" Jungkook sorduğum soruyla elini saçlarımdan çekip kelebeklerimin yere çakılmasını sağladı. "Arkadaşlarla takıldık biraz aşkım." Her zamanki gibi geçiştirme cevaplarından birini vermişti.

Yine yeni yeniden.

"Ne yaptınız?" Diye sordum bu sefer. Bana her iyi geceler dediği andan sonra dışarı çıkması canımı acıtıyordu. İlk zamanlar bunu farkında değildim ama gözlerimin önündeki perde kalktığında bunu sıkça yapması daha da acıtmıştı canımı.

Bu on sekizinci.

Evet üçüncü de affetmeyeceğim demiştim ama on sekizinci kez affetmiştim onu. Üstelik o benden bir özür ya da af dilemeden. Evet, benim ona büyük bir zaafım vardı bunu gayet farkındayım.

"Arabalarla turladık biraz. Jimin gerçekten bu soruların beni bunaltıyor." Her zamanki cümleler. Alıştığım senaryolar artık beni de bunaltıyordu ama bunu ona söylemeyecektim. Çünkü o zaman diyeceği şey git o zaman olurdu ama ben ondan ayrılmaya şu an mental olarak hazır değildim. Yakın zamanda da olamazdım.

"Pekala. Sadece seni merak ediyorum aşkım." Jungkook anında yumuşayıp eğildi ve yanağıma öpücük bıraktı. "Biliyorum sevgilim." Sonra yerimde doğruldum ve onun gözlerinin içine baktım. "Bir daha bana iyi geceler diyip bir yere gitmeyeceksin Jungkook. Çıkıyorsan adam gibi çıkıyorum de." Gözlerimdeki kararlılık onu ciddiyete sürüklemiş olacak ki başını salladı.

Ayağa kalktım ve dolabın kapağını açtığımda beni izlediğini biliyordum. "Yalandan hiç hoşlanmıyorum ve sen her seferinde aynı şeyi yapıyorsun." Evet onu affediyordum ama bu yine de ona hesap sormayacağım ya da kızmayacağım anlamına gelmiyordu.

"Sevgilim birilerinle takıldığım yok ki. Biraz gazlayıp dönüyoruz." Elimle kapıyı gösterdim. "Madem böyle düşünüyorsun çıkabilirsin Jungkook. Ben ne yaptığınla değil" işaret parmağımı göğsüme bastırdım. "Bana söylediğin yalana kızıyorum." Jungkook ayağa kalktı ve her zamanki gibi ona git dediğimde kalmadı. Sarılmadı, öpmedi. Bir özür bile dilemeden gitti.

Okula girdiğimde başımın ağrıyamaya başlamasıyla küfür mırıldandım. "Hop sakin ol başkan." Yoongi hemen yanımda yürümeye başladığında gülümsedim. "Ne oldu yine." Yoongi Jungkook'un arkadaşıydı. İkilinin bağı gerçekten kuvvetliydi. Eğer benim arkadaşlarımdan bahsediyor olsaydık Jungkook'un diyeceği her şeyi aynı şekil bana iletirlerdi ama Yoongi'ye anlattığım bir şeyi o hiç arkadaşına demezdi.

"Senin arkadaşın yine başıma ağrılar soktu." Elimle başımı tuttuğumda gülümsedi Yoongi. "Yine mi kavga ettiniz?" Buruk bir gülümsemeyle başımı aşağı yukarı salladığımda yanağımdan bir makas aldı. "Takma şu eşeği artık ya. O hep sıkıntı hep sıkıntı." Dedi. Arkadaşından ziyade bana hak vermesine karşı güldüm.

Gerçekten sadık bir arkadaştı.

Gerçekten sadık bir arkadaştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Neler yazıyom ben ya

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Neler yazıyom ben ya

Taslaklarda 5 bölüm hazır.
Sınır geçilince gelir.

The End • JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin