--Bir hafta sonra
-Felix'den
Koskoca -aslında hiç uzun değil- bir hafta geçmişti, bugün disiplin kurulu herhangi bir derste toplanıcak, disiplin cezaları işlenecekti. Aslında Jeongin'e yalvar yakar bir şeyler yapıp bu işten sıyrılabilirdim ama bizdeki de gurur be abi!
Dersten sıkıldığım için kollarımı yastık yapıp kafamı yerleştirmiş ve gozlerimi kapatmıştım. Kısa bir süre sonra teneffüs zilini duymam ile yerimden kalkmaya tenezzül bile etmemiştim. Bizimkilerin yanıma geleceğini biliyordum, hep ben mi gideceğim yanlarına!
Bazen diyorum ki onlar gibi sayısal seçip bloklar arası geçiş yapmadan teneffüsü geçirebiliriz ama sonra benim biyoloji ve kimyadan aldığım 30-40 notlarım gözümün önüne geliyor.. İyiki dilciyim.
Bu düşüncelerimin arasından sıyrılmamı sağlayan yanımdaki boş sandalyenin dolmasıydı. Kafamı kaldıracak gücü bulamadan uyuma numarası yapmaya devam etmiştim.
Uzun bir süre sonra normalde susmak bilmeyen grubumun 'bunlar neden konuşmuyor?' diyerek bir gariplik sezmiştim. Kafamı kaldırdığımda yanımda gördüğüm ipleme ile şaşkına dönmüştüm.
Kafasını kollarının arasına koymuş, başını yana döndürüp beni izleyen bir Jeongin'i beklemiyordum tabiki de.
"Ne işin var burda?" diye sitem ettiğimi duyduğunda kaşlarını çatıp eski huysuz yüzüne geri dönmüştü.
"Bugün disiplin kurulu toplanıyor." Sanki bilmiyormuşum gibi bunu yüzüme vurması komikti.
"Biliyorum." diyip devam ettim. "Sayende senden çok ilgili oldum bu disipline."
"Özür dile."
Bu lafını kıkırtılarınla cevaplamayı tercih etmiştim. Kavgayı başlatan o iken özür dileyen taraf ben mi olacaktım? Hayatta olmaz.
"Özür dilersen siciline işlenmemesini sağlarım."
"Senin yardımına ihtiyacım yok." diyip ayaklandım ve diğer bloğa gidip Hyunjinleri aradım.
Onların sınıfına gittiğimde Hyeontae'nin de orda olduğunu görünce minik bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Son zamanlarda abisi ile çok yakındılar, 'keşke benim de bir abim olsa' düşüncesini beynimr işlemeye başlamışlardı bile.
"Oo, sonunda Felix hazretleri teşrif etmiş bakıyorum?" Hyunjin'in bu lafı ile onun yanına gidip "Teşrif ettim ama memnun olmadım. Kırmızı halım nerde bayım?" diyip minik bir gülümseme sundum ve diğerlerine dönüp konuşmalara dahil oldum.
-
Aradan birkaç ders geçmişti ve hala disiplin kurulu toplanmamıştı. Bu olaydan babama bahsetmiştim, haklı olduğumu ve boş yere üzülmemem gerektiğini söylemişti. Aslında üzgün olma nedenim kavga değildi, ona daha fazla yük olmak istemememdi.
Kapının çalışı, içeriye nöbetçi öğrencinin elindeki kağıtla girişi, birkaç ismin ardından benim de ismimi söyleyişi.
İsmimi duymam ile ayağa kalkıp yanımda 3 kişi ile nöbetçi öğrenciyi takip ederek müdür yardımcısının odasının önündeydik.
Benle beraber burada yaklaşık 10-15 kişi vardı. İşini halledeni sınıflarına yolladıkları için az kişi var gibi duruyordu. Geneli zorbalık, kavga, sigara vesaire şeyler yüzünden disiplin yiyordu. Birazdan bende onlar arasında olacaktım.
Bir müddet sonra benim ismim ardından da Jeongin'in ismi duyulduğunda beraber içeri girdik.
Müdür yardımcısı konuşmaya "Öncelikle Felix, senden böyle bir şey beklemezdim evladım." diye başladı. O Jeongin'e dönerken bende onun dediğine göz devirmekle yetindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Popully/Minsung
Fanfiction"Bir daha demeyeceğim, Hyeontae'yi rahat bırak Jisung." "Neden Minho-sshi yoksa kendinden küçüklere ilgi mi duyuyorsun?"