† | Final H'

27 6 17
                                    

Aynı saat, aynı kilise, farklı kişiler.

Hyunjin artık emindi. Minho ya onun olacaktı ya da başkasının.
__________

Aynı saat, aynı kilise, farklı kişiler.

Minho artık emindi. Ya Hyunjin'in olacaktı ya da kimsenin.

__________

Orada öyle kaç dakika kaldık bilmiyorum ama bana yetmemişti, ne kadar dursam dayetmeyecekmiş gibiydi. Tüm bedenim onun ismini sayıklıyor, her bir hücrem onu istiyordu. Her gece kiliseye onun için geliyor, yanında olamadığım her saniye onu düşünüyordum ve ben, onu kaybetmekten ölesiye korkuyorum.

Minho vücudunu vücudumdan uzaklaştırdı, tekrar ellerini yüzüme koydu. Hala endişeliydi.

"İyi misin?"

Göz yaşlarım durmuştu, başım da dönmüyordu. Artık daha iyiydim.

"İyiyim, teşekkürler."

Başta yüzümdeki gülümseme olmak üzere her şey onun sayesindeydi.

"Teşekkür ederim Minho."

"Rica ederim Hwang, ne yaptım ki?"

"Ne yapmadın ki?"

Sorumu cevapsız bırakarak ayağa kalktı ve benimde kalkmam için elini uzattı.

"Kimseye bu kadar bağlanma Hwang, sonra üzülen sen olursun."

Elini tuttum ve ayağa kalktım.

"Boşversene, bu zamana kadar bağlanmadım da ne oldu?"

"Demedi deme."

Son söylediği cümleden sonra kiliseye soğuk bir sessizlik hakim oldu. İkimizde karşılıklı ayakta durmuş kendi çapımızda düşünüyorduk ama o fazla ciddiydi, ne düşündüğünü merak ettim.

"Ne düşünüyorsun?"

"Asıl sen ne düşünüyorsun?"

Omuz silktim ve cevap verdim.

"Önce ben sordum."

Elini boş ver dercesine salladı ve kilisenin kapısına doğru ilerledi.

"Hey! nereye ya?"

...

Cevap gelmeyince bende peşinden kapıya koştum.

"Sadece merak etmiştim."

Kapıyı açtı ve dışarı çıktı.

"Fazla merak iyi değildir evlat."

Eğildi ve ilk zamanlarda olduğu gibi merdiven basamağına oturdu.

"Nesin sen bilgin bunak mı?"

Normalde olsa gülerdi ancak şimdi sadece tek kaşını kaldırmış ve tüm zaman boyunca olduğu gibi ciddi bir şekilde yüzüme bakmıştı.

"Oturuyor musun? Gideyim mi?"

Ona ne oluyordu böyle? Gitmesini istemiyordum bu yüzden hızlıca oturdum. Beni resmen görmezden gelmişti, sinirle cevap verdim.

"Neden soruma cevap vermedin? Beni sevmiyor musun yoksa?"

"Sevdiğimi söylediğimi hatırlamıyorum."

"Yani sevmiyorsun beni?"

"Hayır."

"Seviyorsun?"

Kilise Çanları || HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin