Yazsam bu hikayeyi
Alsam, gömsem toprağa
Yıllar sonra bulunur
'İmkânsız bir aşk' denir..yunusemre - imkânsız bir aşk denir
Şarkı önerileriniz varsa buraya alabilirimm 🎶
Keyifli okumalarrr~~~~~~~~~~~~~~~~
Ben Asel Öztürk. Diğer adımla Ateş. Ateş'in ta kendisiyim. Bana dokunan, canımı sıkanları yakıyorum. Mecaz anlamda değil, gerçek anlamda.
Çoğu kez okulda kavga ediyorum.
-tabi bunlar haklı olduğum sebepler.-
Müdürün odasına yollanıyorum. Fakat haklı olduğum anlaşılınca çoğu kez büyük cezalar almıyorum. Okul Müdürümüz Teyzem'in bir tanıdığı, hatta yakını olduğu için bazı şeyleri halledebiliyoruz ama yeri geldiğinde teyzem beni köşeye çekip ileri gitmemem konusunda da azarlamayı ihmal etmiyordu. Özellikle motor kullanmamdan şikayetçiydi. Ama bu yanımdan vazgeçemezdim. Motor benim bindiğim bir araç değil benim bir parçam oluvermişti. Çoğu zaman okula onunla giderdim. Fakat diğer öğrenciler de böyle yaptığı için bu konuda çok göze batmıyordum.Teyzem bu asi,sert hallerimden şikayet etsede onun yanında kendimi dizginlemeye çalışıyorum. O benim tek yaşam kaynağımdı. Daha ben bir yaşımı doldurmamışken beni yetimhaneye bırakan anne ve babamdan gizlice almış beni. Beni büyüten oydu. Bu yaşıma gelmemi sağlayan, bana hep destek çıkan da oydu. On sekiz yıldır tek dayanağım teyzemdi.
Teyzem'in çoğu kez "Aynı annen gibisin." diye mırıldandığını işitirdim ama ona hiçbir şey söylemezdim veya sormazdım. Seneler öncesinde kalmış kendi kız kardeşiyle ilgili konu açmıyorsa, ben merak etmediğim halde gidip ona soramazdım. Dediğim gibi annem ile babamın kim olduğunu çok da merak ettiğim söylenemezdim. Ne halde olduklarını, nasıl yaşadıklarını hatta yaşayıp yaşamadıklarından bile haberim yoktu.
Teyzem ile hayatımız zor geçse de şu an durumumuz eskiye göre epey iyiydi. Yarı zamanlı bir işte çalışıp kendi harçlığımı çıkarmaya çalışıyordum. Teyzem ile birlikte az çok geçimimizi sağlıyorduk. Aslında onun benden istediği bir işe girip çalışmam değil derslerime çalışıp liseyi bitirdikten sonra iyi bir üniversiteye yerleşebilmekti. Evet, bu hayallerimin arasında vardı zaten. Okuyacaktım ve ileride meslek sahibi olunca Teyzem'e daha iyi bakacaktım. Ama şu an da küçük işlerde de olsa para kazanmam gerekiyordu.
Sabah perdeden sızıp gözlerimi acıtan güneşe inat homurdanarak duvar tarafına döndüm. Uyanmak istemiyor hatta sonsuza dek uyumak istiyordum. Uyanmam için daha etkili bir şey olmalıydı. Derken telefonumdan yükselen alarm sesi kulaklarımı tırmaladı. Gözlerimi hafif aralayarak uzandım ve alarmı kapattım. Ne olursa olsun bugün okula gitmeyecektim. Bu kararı şu an vermiştim. Dün işten geç geldiğim için uykumu tam alamamıştım çünkü. Gece geç saate kadar garson olarak çalıştığım cafede ek para alabilmek için bulaşığa da kalmıştım. Çok yorgundum ve bugün okula gitmeyip gün boyu yatacaktım. Fakat teyzem odama dalarak az önce kurduğum bu mükemmel ötesi planımı bozmuştu.
"Hadi, hadi, hadi.." diyerek ellerini birbirine vurarak seslendi bana. "Kalkma saati uyuşuk."
Huysuz, küçük bir çocuk gibi homurdanarak yatağımda diğer tarafa döndüm. Teyzem kalkmadığımı görünce üzerimdeki pikeyi tek hamlede çekerek üzerimden aldı. Yüzümü yastığa gömüp şikayet ettim.
"Yo toyzo bono rohot borok.." dediğim sırada kendi çıkan sesime kahkahalarla gülmeye başladım.
O ses benden mi çıkmıştı öyle?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM CEHENNEMİM
Teen FictionAsel Öztürk. Diğer adıyla Ateş. Ateşin ta kendisi. Okulda gizemli, soğuk, insanlardan uzak ve motorlara aşık bir kız. Bu hâli okula nam salmaya yetmişti bile. İnsanlar ondan uzak duruyor. Çünkü yapacaklarının bir sınırı olmadığını biliyorlar. Fakat...