elindeki tenekenin dibinde kalan som birayı da içti genç kız. kaç olmuştu bu? 4? 5?
saatlerdir aynı bankta oturuyordu. bir yandan ayaklarının altındaki şehiri izliyor bir yandan da içiyordu.
biten bira tenekesini poşete atmış yenisini açıyordu ki görüş alanına giren kocaman eller buna engel oldu.
kaşlarını çatarak kafasını kaldırdı. oldukça uzun boylu bir çocuk, kızın elinden aldığı tenekeyi yere koyduktan sonra yanına oturdu. kız ise çatık kaşlarla çocuğun ne yaptığına bakarken zorla konuştu.
"ne yapıyorsun?" anında cevapladı çocuk.
"çok içtin bence" kaşlarını kaldırdı genç kız,ardından sarhoş haliyle konuştu tekrar.
"seni ilgilendiren kısmı neresinde?" çocuğun bakışları genç kızın yüzünde dolaşıyordu.
"birkaç saattir gözüme takıldın ve çok fazla içtin. bu kadar içmenin sebebini merak ediyorum"
genç adam konuşmasının ardından kız ile göz göze geldi. gözleri dolmuştu. yanlış bir şey mi söylemişti?
kız dolu gözlerine rağmen gülümsedi ve 'önemsiz' dercesine omuz silkti "klasik,aldatıldım vr kafamdaki sesleri susturmak için buraya geldim"
bu cevabı beklemiyordu genç adam. bu da şükürsüzlük diye geçirdi içinden.
"sen niye buradasın" dedi bu kez genç kız.
"bunaldım,kafa dinlemek için" diye kısaca cevapladı çocuk. kız kafasını sallarken ortamda sessizlik oluşmuştu.
belli bir süre sonra kız aklına gelen şeyle 'aaa' diye bir ses çıkardı. çocuk kaşlarını çalarken kız elini uzattı "tanışmadık biz" "yağmur ben" dedi ağzını yaya yaya.
çocuk ise kızın hareketleri karşısında tebessüm etti ve kızın uzattığı eli tuttu.
"tarık"
♡♡♡
can içim ablama biberovics
