Merhabaaa!
Keyifli Okumalar!"En büyük zafer hiç bir zaman düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar."
"Güneşi söndürün, çünkü öldü tüm umutlar.."
"Düştükçe kalkmayı öğrendim,
Kalktıkça kimsem olmadığını."Bazen nefret edersin kendinden, hayatından, yaşamından. Büyüdükçe yalnızlaşırsın, bir gün sevdiğin gider, diğer gün düşmanın. Her ne olursa olsun yalnız olmağı hakedecek birşey yapmadan, yalnız kalmış olursun. Hiç kimse umursamazdı. Senin yaşadığını, yaşamadan önce seni anlamazlar zaten.
İki yol vardı, seni acıya götürecek: biri sevmek, biri de sevilmek. Kimse seni, onları sevdiğin kadar sevmezdi. Sevilsen de, kimse sonuna kadar seni sevmezdi. İkisini aynı anda yaşayanlar, acının ne demek olduğunu iyi bilirler ve deneyimlilerdir.
İşte bir gün ben de aşık olmuştum, ben de birini sevmiştim. İlk kez tek taraflı bir ilişki olmadı bu, o da sevmişti. Onun için her şeyimi feda ede bilirdim, ama korkak olup kaçmak ve yüzleşmemek onun seçimiydi. O hep korktu, sevmekten değil, sevilmemekten değil. O kendi canını feda etmekten korktu. Ya ölecekti, ya da bir daha görüşmeyecektik. Beni bıraktı, ve gitti. Seven gider miydi, bilmiyordum? Tek bildiğim şey ona karşı olan sevgi ve güvenimdi.
Hayattaki en aptal ve sahte hiss sevgiydi. Biri bana nefret mi sevgi mi diye sorsa, nefret derdim tereddüt etmeden, çünkü onun sahtesi olmazdı. Olamazdı. Ona gitme dediğimde, gülümseyerek 'yalnızlık insana çok şey öğretir' demişti acı içinde gülümseyerek. Çaresizce 'Ama sen gitme, bırak ben cahil kalayım' demiştim. Son kez daha gözlerimin içine baktı dakikalarla. Sonra hoşçakal demeden uzaklaştı. Gitti bu topraklardan.. Onu unutmak için verdiğim iki yılıma tükürüyorum. Bazen kendime soruyordum: değer miydi? Hayır. Değmezdi. Bir erkek asla böyle bir sevgiye değmezdi. Zayıflamıştım, nefesim kesilene kadar saatlerce ağladığım geceleri düşünce sinirlerim bozuluyordu. İki elimle duvara vurarak kendime olan öfkemi dindirmeye çalışırdım genelde..
VERENA RAVENNA
Gözlerimi irice açıp içeri giren kişinin kimliği yüzünden şaşkınlığımı atlatamamıştım. Bu Sertiv'di. Kasper krallığının en seçilmiş askerlerinden biriydi. Kasper ordusunda hizmet ettiğimde tanışmıştık. Galiba beni öldürecek kişiydi. Ellerimle göğüsümü tutup derin bir nefes aldım, ardından diğer elimi saçıma geçirip nefesi verdim. Kalbim gittikçe hızlanıyordu. Keşke zaman dursaydı da, kaça bilseydim..
"Verena," dedi mırıldanarak Sertiv. Yakınlaşarak, beni bu zindandan kurtarmak için anahtarı çıkarıp açmaya başladı. "Üzgünüm, seni kurtaramayacağım," dedi nesfini vererek. Genelde insanları idam ettiklerinde, Sertiv onları meydana çıkarıp yakardı ya da asardı. Tüm insanların gözü önünde.. Zindanı açtığında gözümden bir damla yaş süzüldü ve sertçe silerek, onun koluma dokunmasıyla irkildim. Kolumdan tutarak dışarı çıkardığında, bir araba vardı. Onun üzerine çıkıp meydana götürülecektim. Binlerce insanın arasında..
Arabanın üzerine çıktığımda kalbim sızlamaya başladı. Canım yanıyordu, korkudan değil, küçük düşürülmekten nefret ediyordum. Onların önünde eğilmekten nefret ediyordum. Kimse beni ezemezdi, bir gururum vardı. Gururumu ayaklar altına bir kez serdim, bir kez bu hatayı yaptım. Bir kere daha böyle olmasına izin veremezdim. Kendimi toparlamağa çalışıyordum ama ellerim öyle bir esiyordu ki, durdurmak için yumruk yaptığımda esmeye yine devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALLIĞIN TEK HÜKÜMDARI: VERENA RAVENNA
Roman d'amour{Bu kitap SVİNEYA serisinin ilk kitabıdır. Seri iki kitaptan oluşmaktadır.} Bir Krallık düşünün yıllardır zayıflayan ve düşmanlardan asılı hâlde olan. Bir kadın düşünün tüm topraklara hükmeden. Bir saray düşünün Kral bile karanlıkta kaybolan. Bir K...