“yaa, yeter ama jungkook... yoruldum artık.”
jennie sızlanıyordu, jungkook onunla uğraşıyordu ve roseanne elindeki gazeteyi okuyordu.
yani kısacası motelde her şey her zamanki gibi yolundaydı, tek sorun roseanne’in artık bu ikilinin sesinden başının ağrımış olmasıydı.
bıcır bıcır bir sesle, elinde iki saksı çiçekle içeri giren genç görünümlü olgun kadın ise bu ağrıyı çekip almıştı sanki.
bu şifalı kadına dönen gözlerin arasından birden bir ses yükseldi.
“jisoo?”
jungkook sanki tanıyor gibi kadına döndüğünde kadın koşturarak üçlünün yanına gelmiş, heyecanla elindekileri büyük orta sehpaya bırakıp jungkook’un yanaklarını sıkmıştı.
“bir tanem, ablasının minik bebeği... çok özledim seni! dayanamadım ve geldim.”
herkes şaşkınlıkla jisoo’yu izlerken jennie öne atılıp el sallamıştı.
“merhabalar! ben jennie, çok memnun oldum jisoo.”
kızlar keyifle birbirlerine gülümsediklerinde jisoo’nun başı elindeki gazeteyi buruşturan roseanne’e dönmüştü.
“senin adın nedir?”
“roseanne ben, memnun oldum jisoo.”
ikili arasındaki tansiyon herkesin dikkatini çekerken jisoo kızaran yanaklarını gizlemeye çalışmıştı.
roseanne ise buna sırıtarak başını eğmiş ve bol kotuna sildiği ellerini birbirine kenetlemişti.
jisoo’nun gelişi elindeki çiçeklerle birlikte motele bahar getirmişti.
ʚɞ
OLAYSINIIIIZ 💞 chaesoo sevenler var mı?????