Öğretmenin sınıfa gelmesi ile dersin başlayacağını sanan öğrenciler ögretmenin arkasından gelen iki öğrenci ile duraksamışlardı.
Öğretmenin arkasından gelen çocuklardan biri Tilkiyi andırıyordu ama sirin bir görünüşü vardı. Bir diger cocuk ise Tavşan ve Kedi karışımı bir görüntüsü vardi. Öğrenciler bu iki cocuğu büyük bir heyecanla incelemeye başlamıştılar. Seungmın'in dikkatini Tavşan ve kediye benzeyen çocuk çekmişti.
Öğretmen: "Çocuklar bugün sizi yeni öğrencilerimiz ile tanıştıracağım."
Öğretmen Minho'yu göstererek: "Bu Minho."
Chan Minho'ya gülümseyip göz kırptı. Evet tanışıyorlardı. Hatta çok çok eskiden arkadaş olduklarınıda söyleyebiliriz.
Öğretmen Minho'yu gösterdikten sonra Jeongin'i göstermek için elini kullandı.
Öğretmen: "Bu ise Jeongin Minho'nun kardeşi. İsterseniz kendinizi daha detaylı tanıtabilirsiniz çocuklar."
Minho Öğretmeni onaylayıp kendini tanıtmak için dudaklarını araladı: "Ben Minho 19 yaşındayım aslen koreliyim. Kardeşim dışında hiç kimsem yok. değer verdiğim kişi sadece kardeşim Jeongin'dir. Yetimhanede büyüdüm."
Seungmin dikkatle Minho'yu dinliyordu. Sesi inanılmaz guzeldi saatlerce hatta günlerce dinleyebileceği bir sesi vardı. Sesi dışında beğendiği bir diğer şey ise yüzüydü.
Jeongin abisinden sonra oda kendisini tanıtmak için kendini hazırladı. Minho'ya göre fazla çekingendi.
Jeongin: "Ben Jeongin. 18 yaşındayım bende koreliyim. Benimde abimden başka kimsem yok beraber yetimhanede büyüdük. Abim Minho'ya göre daha zayıf ve çekingenim. Hayatımda ki tek değerli kişi Abim."
Hyunjin nedenini bilmeden Jeongin'den gözlerini alamıyordu. Etkilenmiş olabileceğinden şüpheleniyordu. Ama Felix'i seviyordu? Nasıl Jeongin'den etkilenebilirdi ki??
Öğretmen: "Pekala çocuklar o halde sizin yerlerinizi göstereyim. Minho Seungmin'in yeri boş sen oraya geç. Jeongin sen ise Hyunjin'in yanına geçebilirsin."
Minho: "Hocam biz Jeongin'le aynı sırada otursak olmaz mı?"
Minho Jeongin'in kendini yanında oturan ve hiç tanımadığı bir öğrenci ile rahat hissetmeyeceğini bildiği için bu soruyu sormuştu. Veya bazı şeyleri bildiği için.
Öğretmen: "Sıralarınız zaten yakın sen arkanı döndüğünde Jeongin'i görebileceksin endişelenme Minho."
Minho: "Ama hocam-"
Jeongin abisinin koluna sarılarak onu durdurdu.
Jeongin: "Sorun değil abi artık alışmam gerek büyüdüm ve reşitim sonuçta artık Değil mi?"
Minho iç çekip kardeşini onayladı: "Peki güzelim ama o herif seni rahatsız ederse bana söyleyeceksin."
Jeongin: "merak etme abi söylerim."
Jeongin sakin ve yavas adımlarla yerine geçti. sıraya iyice yerleştikten sonra kitaplarını çıkarmaya başladı. Hyunjin birşey demeden sessizce ve çaktırmadan Jeongin'i izliyordu.
Jeongin üstünde olan gözlerden rahatsız olmuştu ama belli etmemeye çalışıyordu. Abisinin ilk günden okuldan atılmasını istemiyordu.
Minhoda sırasına yerleştikten sonra kendisine dikkat bakan çocuğa dönüp bir soru yöneltti: "Çok mu dikkatini çektim?"
Seungmin: "Ha? şey yok sadece öylesine bakmıştım."
Minho: "Hmm anladım."
Seungmin iç çekip önüne döndü. Kabamıydı? yoksa Konuşma şeklimi böyleydi? Kafa karışıklığından ne düşündüğünü kendiside anlayamiyordu.
Ders sonunda başlamıştı.
{~}
Tenefüste sessizce sınıfta resim çizerek jisungu bekleyen Felix Sınıfa gelip onu izleyen çocuğu fark etmemişti Felix.
Chan onun her detayını inceliyerek izliyordu. Mesela çilleri yuzunde yildızmış gibi gözüküyordu. ama bir tane çili vardı o bir kalbi andırıyordu.
Chan daha fazla ayakta beklemeyip Felix'in yanına geldi.
Chan: "Oturabilir miyim?"
Felix duyduğu ses ile heyecanlanmıştı. Ne diyeceğini bilmeden eli ayağı birbirine dolanmıştı. Ama karşında ki cocuğa bir cevap vermeliydi.
Felix: "Ah tabii otur Hyung."
Chan usulca Felix'in yanına oturdu.
Chan: "Birini bekliyorsun sanki?"
Felix: "Jisung Kantinden atıştırmalık alacaktıda sanırım bütün kantini almaya çalışıyor."
Chan söylediğine kıkırdamıştı. Felix'te istemeden onun kıkırdamasına flortöz bir şekilde gülmüştü.
Sınıfa birden giren Hyunjin Felix ve Chan'ı gülerken görmeyi beklemiyordu. En sert sesi ile "Felix!" diye bağırmıştı. Felix gelen ses ile irkiliö titremeye başlamıştı.
Hyunjin: "NE YAPIYORSUNUZ SİZ?!"
Chan yumruğunu sıkarak rahat bir tavırla: "Sohbet ediyoruz? öyle bir tepki verdin ki sanki uygunsuz bir şekilde yakalamışsın gibi."
Hyunjin: "KAFAYI YİYECEĞİM AMK! FELİX SEN ÖNÜNE GELENE BÖYLE FLORTÖZ BİR ŞEKİLDE Mİ GÜLÜYORSUN?!"
Felix titrek bir ses ile: "Benim gülüş şeklim bu"
Hyunjin Felix'in üstüne yürüyüp kolunu sıkarak ayağa kaldırdı. Felix kolunun sıkılması ile bedenine yayılan acı yüzünden inlemişti. Chan ise sinirle ayağa kalkıp Hyunjin'in üstüne yürümüştü. Hyunjin Chan'ı Umursamadan Felix'e öfkeyle bakıyordu. İçeri dolan ses ile Üçüde kafasını arkaya cevirmişti. Jeongin di.
Jeongin: "NAPTIĞINI SANIYORSUN BIRAKSANA ÇOCUĞU!"
Jeongin Hyunjin ve Felix'e doğru koştu ve Felix'in sıkmaktan kızaran kolunu Hyunjin'in elinden kurtardı. Kolaylıkla ayırmasının sebebi Hyunjin Jeongin'i gördüğünde elinin gevşemesiydi.
Jeongin Felix'in kolunu okşayarak: "İyi misin? nerdeyse ağlayacak gibi gözüküyorsun."
Chan araya girdi: "Felix istersen revire gidelim Hm?"
Felix: "Hava alsam olur mu?"
Chan Felix'in koluna girip sınıftan çıkardı. Şimdi Jeongin ve Hyunjin başbaşaydı.
Jeongin: "Bana bak o çocukla ne derdin var bilmiyorum ama ona bunu yapamazsın. Kardeşin olsa bile!"
Hyunjin: "O benim sevgilim ve-"
Jeongin: "O çocuğun seni sevdiğini düşünmüyorun KİM KENDİSİNE ŞİDDET UYGULAYAN BİR SEVGİLİYİ SEVER TANRI AŞKINA?"
Hyunjin gözlerini kapatıp kafasını yırtarcasına kaşıyarak: "HERKES AYNI ŞEYİ SÖYLÜYOR AMK ÇILDIRACAĞIM FELİX BENİ SEVMİYORMUŞ."
Jeongin: "Sevilmeye layik olmadığın belli cünkü."
Jeongin son sözünü söyleyip sınıftan çıktı. Hyunjin sadece arkasından bakmakla yetinmişmişti.
{~}
Chan: "İyi misin Lixie? Kolun acıyor mu?"
Felix: "dindi ağrısı teşekkür ederim hyung."
Chan: "Rica ederim Lixie"
Felix: "Hyung?"
Chan: "Söyle Felix"
Felix: "Sana sarılabilir miyim? Daha çok güvendeymişim gibi hissediyorum."
.
.
.
yavastan finale yaklasiyoruz he