Tanıdığınız herkes size farklı bir masalı anlattı. Ama hepsinin ortak bir özelliği vardı; sürekli kusursuz prensesleri övüp, kendilerince kusurlu saydıkları cadıları gömdüler.
Hepsi o prensesler gibi kusursuz
olmanızı istedi; ama asıl güç cadılarda gizliydi.Bu yüzden masallarda, prenseslerin dönüp dolaştığı tek gerçek cadıların ta kendisiydi.
Ve masalların asıl başlama noktasıysa büyüdüğünüzde tekrar o masalları okuyup gerçekleri kavradığınız zaman başlıyordu.
Aurora bir prensin öpücüğü için yıllarından oldu, Rapunzel'in aşık olduğu adam onun güzelliğini heba etti ve Ariel aşkı için sesinden vazgeçerken fedakar bir prensesti; ama cadı prensesi insana dönüştürmek için sesini istediği için kötü anıldı.
Her ne olursa olsun anlatılanlara göre onlar kusursuz ve ışık sacan prenseslerdi. Cadılarsa bu hikayelerin karanlık bir köşesinde çürümeye mahkum edildi.
Ve prenseslerin ışığı sizi podyumda yürütürken; cadıların karanlığıysa sizi o podyumun arkasından izletirdi.
Podyum önünde tam bir prensestiniz; her yerde siz konuşuluyorken, tüm güzelliğiniz insanlar önünde ve tüm övgüler sizin adınıza yapılırken tıpkı bir prensestiniz. Burada parmakla gösterilen ve hep sevilendiniz.
Fakat podyum arkasında tam bir cadıydınız; sıradan ve tekdüze biriydiniz. İnsanların mükemmel olmadığını gösteren, kusurları olduğunu söyleyen yerdi burası. Ve burada adınız hep silik bir şekilde anılırdı. Siz burda sevilmeyendiniz. Ama bir gerçek vardı ki burda yapılan hazırlıklar olmadan, podyum önünde kimse parlayamazdı.
İşte bu yüzden hikayenin asıl kahramanları podyum önündeki ışık saçan prensesler değil, podyum arkasında sizi izleyen cadılardı. En nihayetinde podyum önündeki prensesler, podyum arkasında cadıya; en gerçekçi hallerine dönüşüyorlardı.
Bu yüzden masallar akışında kötü karakterleri de var etti diye yıllar boyunca akıllarda kazındı çünkü karanlık olmadan ışık bir türlü parlamayı beceremezdi.
Öyle ki tek istediğim ışığımda yanımda duranlar karanlığımdan da kaçmayacaktı; çünkü masallar kusursuz insanların da kusurları olabilecegini öğretti bize. Ben podyuma ait olduğum kadar onun karanlığına da aittim; ben karanlığın ortasındaki o ışık olacaktım. İsmim büyük harflerle anılacak, topuk seslerim sürekli duyulacaktı. Herkesin aklının bir köşesinde ben olacaktım.
Ben Alin Artemis, her daim hatırlanan olacaktım.
İstediklerimi yerine getirmeden o podyumda yürümeyi bırakmayacaktım. Sizin prensesiniz, kendimin ise cadısı olacaktım.
Çünkü bilirsiniz ki prensesler ve cadılar da birbirlerine muhtaçtı. çünkü karanlığın ışık olmadan bir anlamı yoktu. Yıllarca akılda kalmalarının tek sebebi de buydu.
☆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PODYUM ARKASI
Novela JuvenilBen podyuma ait olduğum kadar onun karanlığına da aittim; ben karanlığın ortasındaki o ışık olacaktım. İsmim büyük harflerle anılacak, topuk seslerim sürekli duyulacaktı. İsmim hafızalarda yer edinecek, herkesin aklının bir köşesinde ben olacaktım...