"cebrail mi o?"
eliyle birilerini işaret edip aynı zamanda demete dönüp art arda bunu soran ceyline sg demeyi çok isterdim ancak bu gürültü ve kalabalık içinde önümü dahi göremiyordum.
"ben benzetemedim sanki abla ya" dedi demoş
melike de benden farksız değildi muhtemelen çünkü "bu ne amıq" dediğini duymuştum.
allaha şükür dans eden sarhoş insanların arasından sıyrılıp diğer ortamdan biraz daha sakin olan barmenin bulunduğu tezgaha yan yana 5 tatlı kız sıralandık.
ceylin oturduğu yerden kafasını çevirip baykuş gibi arkasına bakıp "olm cebrail miydi o" diye demetin başının etini yiyordu.
"yaa sacmalama ceylin allahın kürdosu ne arar pub ta" diyen gizeme, demetle bi side eye yapıp topluca bi kahkaha attık
melike tam bir şey diyecekken "sipariş vermeyi düşünüyor musunuz küçük hanımlar?" diyen barmen beyi duyduk. üzerinde papyonlu takım elbise olan kahverengi uzun toplu saçlı keçi sakallı barmen bir yandan da bezle elindeki bardağın tozunu alıyordu.
ceylin hafifçe boğazını temizleyip "sen ne önerirsin bize abi?" değince adam küçümseyici bakışlarını ceyline kitlendi.
"bir kere sizin yaşınız kaç ki küçük hanımlar? kimlik göstermeden sipariş veremezsiniz"
tamam konuşması sinir bozucuydu özellikle de o sikim kadar sakalı."abicim sanane ya girişte yaş soran olmadı bize girdik sonuçta!" diye ceylin sinirlenince melike hafiften ceylinin koluna dokunup "sakiin" dedi
ta ki keçi sakallı barmenin arkasını dönüp çeşmede ellerini yıkarken "şu yeni nesil kızlarda orospu olmuş gidiyorlar" demesine kadar.
ceylin önünde gördüğü şişeyi bir anda kavrayıp
barmenin kafasına indireceken kolunu biri tuttu.kolunu tutan kişiyi görmek için sağa dönen ceylinden önce kısık bir küfür, ardından
"h-hocam?" diyişi duyuldu.bizim keçi sakallı abi saygıyla ellerini birleştirip "patron kusura bakma" bizi göstererek "misafirlerin olduğunu bilmiyorum." dedi
izzet ceylini bırakıp yavaşca barmen adama yaklaştı. büyük ihtimalle az önceki söylediklerini duymuştu.
ayrıca dikkatimi çeken şey okuldaki gibi çirkin fosforlu şişme montları yerine gayet şık siyah bir gömlek içinde olmasıydı.
mümkünmüş gibi barmene biraz daha yaklaşıp hırlayarak konuşmaya başladı "bu hayatta 2 şey sevmem fatih." isminin fatih olduğunu öğrendiğimiz adam kafasını daha da öne eğdi "1. si keçi sakalı 2. siyse öğrencilerime ters davranılmasını" bize hafifçe bakıp konuşmaya devam etti.
"sen bunların ikisini de yaptın şimdi siktirgit buradan bir daha mekanımın önünden dahi geçme!" diye hırladı.
biz bir köşeye sinmiş olayları şok içinde izlerken izzet bize döndü "kızlar şurada gördüğünüz 12 numaralı masaya oturun ben geliyorum şimdi" deyince ikiletmeden geçtik.
kocaman yaklaşık 10 kişilik masaya geçtik.
ufak bir sessizlikten sonra "olm anlamadım şimdi izzet buranın sahibi miymiş?" diye sordum."öyle duruyor amıq" dedikten sonra derin bi nefes alan melike "ay şşt geldi geldi" diyip önünde döndü.
sola doğru kafamı çevirince izzetin elinde bir şişeyle gelip sandalyeye oturduğunu gördüm. masadaki bardaklara tek tek doldurduktan sonra önümüze uzattı. hala sessizliğini sürdürüyordu ve o konuşmadan hiçbirimizin konuşmayacağını da biliyordu.
"şimdi kızlar konuşmayı çok sevmem zaten biliyorsunuz. zaten size bu konu hakkında hesap vermek zorunda da değilim ama size bir teklifim var." masamızın yanındaki haporlörden son ses tulumba çalarken ona odaklanmaya çalıştım.
"buraya reşit olmadan giremezsiniz kızlar. güvenlikler nasıl böyle bir hata yapmış olabilirler bilmiyorum ama bir şekilde burdasınız. Neyse bu gece burada istediğiniz gibi takılabilirsiniz ancak benim bu mekanın sahibi olduğumu kimse bilmemeli! Eğer okulda birinden duyarsam çok fena olur duydunuz mu!"
kızlarla hepimiz göt olmuş bir şekilde kafalarımızı salladık. kime söylicektik sanki of
"anlaştığımızı düşünüyorum kızlar" dedikten sonra bardakları işaret etti "bu şişe benden olsun korkmayın çok kafa yapmaz" dedikten sonra piç gülüşü atarak uzaklaştı.
"peyy"
"piç"
"şuna bak sen"
"o bizi tehdit mi etti bana mı öyle geldi?"
"sonda bana attığı bakışı gördünüz müü?""olm onu bunu bırakın içicek miyiz bunu daha ne olduğunu bile bilmiyoruz?" dedi demet
"aay abla iyi hatırlattın" deyip ceyline döndü gizem "hadi seylin aynı anda"
ceylin dünden hazırmış gibi bardağı kaldırıp gizemle tokuşturduktan sonra ikisi birden teklemişlerdi.
tabii ki de bu güzel anı ölümsüzleştirdim.
"abi bari sorsaydınız adama ne olduğunu" dedim çünkü ceylinle gizem hala yüzleri buruşuk bi halde birbirlerine bakıyorlardı.
ağızlarına bir kaç badem attıktan sonra gizem bize döndü: "ee abla hadi sizde deneyiin"
"saçmalama gizem"
"asla"
"siksen alkol kullanmam"(10 dk sonra)
demet ve ben bir elimizde bardaklar diğer elimizde limonlar tokuşturmak için melikenin saçını toplamasını bekliyorduk.
evet içmek aklımızda yoktu ama ceylinle gizemin sarhoş olmadığına emin oldukatn sonra 'ya nolabilir en fazla amm' moduna girmiştik
melike işini bitirdikten sonra bardağını tokuşturdu ve hepimiz aynı anda diktik.
hemen ardından limonlarımızı kemirdik.biz bunu yapana kadar gizemle ceylin şişede kalan son bi kaç bardaklık içkiyi içmişlderdi.
bunu görümce garsonlardan birine el kol yapıp masaya çağırdım. izzetin getirdiği şişeyi gösterip "ağğbi ikidris tane yani iki tame daha bundan alabilirziyim yaaaaa lütfeeeen" dedim.
garson mal mal bakıp gittikten sonrs demetle sebepsiz bir kahakha kopardık.
garson iki şişeyi de getirip önümüze koyup gittikten sonra kızlara kendi ellerimle doldurmaya başladım
evet asla alkol kullanmam diyordum ama ceylinle gizemin birkaç bardağa rağmen sarhoş olmamalarıydı beni rahatlatan.
izzet bilerek bunu seçmiş olmalı diye düşünmeden de edemedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAR MERASİMİ
ChickLitsadece eğlenmek için herkesten gizli bara giden 5 genç kız... nereden bilebilirlerdi başlarına bunun geleceğini?