⁸Arın

181 20 21
                                    

House of ballons dinlerken aklıma geldi, yoksa biraz daha yoktum. Bölümde kullandığım isim olan Cecilia, genel olarak sesilya olarak telefuz ediliyor.

Diyarda Cecilia için takıntılı, delirmiş, piskopat ve daha nicesi derlerdi. Bu yüz yıllardır aynıydı, değişmezdi. Bunların yanında diyarın bir kısmı Cecilia için aşık,  saf sevgisi var, onu lord olduğu için değil kendisi olduğu için seviyor da derlerdi. Cecilia asla takıntılı değildi, en azından kendini böyle avutuyordu. Onu ilk gördüğü günü dün gibi hatırlıyordu. Lord Arın tahta yeni çıkmıştı, dışardan bakan biri toy olduğunu anlamazdı öyle bir kararlılıkla bakıyordu etrafa.

Cecilia'nın gözlerini onca göz içinde hemen görmüştü. Mavi-beyaz karışık gözlerin içinde parlıyordu onun hafif kırmızı gözleri. Hayranlıkla bakıyordu, saf hayranlıkla.  Cecilia aşktan anlamazdı, onun tek bildiği aşk annesinin hergün farklı biriyle yatmasıydı. Onların düzgün bir evleri yoktu, yiyecekleri yoktu yada bir yatakları. Kaldıkları küçük dükkanda tek bir insanın anca sığacağı sünger parçası vardı, hergün belki orda yatabilirim diye düşünerek giriyordu dükkana Cecilia. Tek bulacağı şeyin uzun sünger parçasında o iğrenç erkeklerden Kalan spermler olacağını bile bile.

Bazen geceye kadar ateş krallığının sokaklarında yürüyüş yapıyor, bazense gizli gizli su krallığına gidiyordu. Bir gün yine ateş krallığının sokaklarında yürüyüş yapıyordu Cecilia. Annesi ve bir adam, Cecilia'nın yatmak için canını vereceği o sünger parçasında yine iğrenç şeyler yapıyordu. Önce 'bu seferki adamda çok para var' diye düşündü, sonra ise 'ya da annem artık kendini daha pahalıya satıyor' diye.

Sonrasını hatırlamıyordu, tek hatırladığı bir dükkanın köşesinde uyuya kalmasıydı. Tamam, Cecilia herşeye hazırlıklı uyumuştu ama hazırlanmadığı tek şey yumuşacık bir yatakta uyanmaktı, ha birde başı ucunda duran bir adet lord Arın. Işte her şey asıl olarak o gün başlamıştı. Lord Arın Cecilia'yı sarayında misafir olarak almıştı ve küçük aşk tohumlarını yavaş yavaş ekmişti.

Adelia'nın geri getirildiği zamanlar

Cecilia çok mutluydu, biraz sonra bütün mutluluğunun gideceğini bilmesine rağmen çok mutluydu. Can dostu Adelia, o geri gelmişti. Hava sarayının koridorlarında yüzünden eksilmeyen gülümsemesiyle hızlı adımlarla lordların ve vârislerin olduğu odaya yürüyordu. Kapıyı hızla açtı ve kapının önündeki sandalyede oturan deniz kızıyla göz göze geldi. Gülümsemesi olabilecek gibi dahada büyüdü ve hızla kıza yürüdü. "Adelia, Dostum!" "Cecilia, benden sonra diyarın en güzeli!" Adelia dikkatlice ayağa kalktı ve Cecilia'nın aksine üstüne koşarak sarıldı.
 
Bir süre sonra

"hatırlıyor musun, Adelia? Hançerlerimi." Cecilia heyecanla dostu ile konuşuyordu, sanki herşeyi unutmuş gibi. Adelia ise sadece bu hallerine gülüyordu. "Unutmak ne mümkün? Sen ve diyarın en mükemmel hançerleri." Cecilia dikkatle bacağındaki hançeri kabzasından çıkardı, ve Adelia'ya uzattı. Adelia hiç bir zaman hançerleri sevmemişti o yüzden sadece Cecilia'nın elinde bakıyordu hançere. "Bu son yaptığın mı? Her Zamanki gibi güzel." Cecilia kafasını salladı, ayağa kalktı o an oradaki lordlara ve vârislere selam vermediği geldi aklına. Arın ve Ariana hariç herkes oradaydı, çok utandı Cecilia. Adelia'ya o kadar odaklanmıştı ki selam vermeyi unutmuştu. "Lordlarım ve vârislerim, beni bağışlayın lütfen Adelia'yı görünce..." Saygıyla eğilirken mırıldandı, lord Daren ve Sina ise cevap olarak birşey olmadığını mırıldandılar.

Cecilia, camın önünde hançerinin keskin kısmını bir avcunun içine almış, diğer zümrüt işlemeli kısmını da diğer avcunun içine almış camdan dışarı bakıyordu. Aslında neden böyle olduğunu düşünüyordu. Arın'ın neden hep Ariana'ya gittiğini. Cecilia Arın'a 2 adım atıyorsa Arın Cecilia'dan 3 adım geriye gidiyordu, ve bu 3 adımın sonunda her zaman Ariana oluyordu. Arın ilmeğe girmeden önce onun yanında tam anlamıyla olan Adelia ve Cecilia hariç neredeyse kimse yoktu ama Arın, o kadın için bir savaş başlatmıştı. Arın'ı ilmektede Cecilia hariç kimse ziyaret etmiyordu, ona bilgi vermiyordu, onunla konuşmuyordu. Lakin o ilmekten çıkınca yine Ariana'ya gitmişti.

Düşüncelerini bölen kapı sesi aşık olduğu adam ve nefret ettiği kadının geldiğini vurguluyordu. Lordlar ve Adelia hariç herkes Arın'ı selamlamak adına eğildi ve onunla giren Ariana'yıda. Bu sinir bozucuydu. "Birşey sorabilir miyim? Arın." Dışarı hüyalı hüyalı izlerken sesi küçük bir çocuk gibi çıktı Cecilia'nın. "Sorabilirsin." Odadaki herkes Cecilia'nın bu kadar sakin olmasına şaşırdı, sonuçta aşık olduğu adam ve nefret ettiği kadını tekrardan yan yana görmüştü. "Neden hep diğer kadına gidiyorsun?"

"Cecilia şunu anlaman gerekiyor diğer kadın yo-"
Arın'ın sesini kesen şey Cecilia'nın dolu gözleriyle cama arkasını dönmesi, hançerin sapından çekerek avcundan kurtarması ve kendi kanıyla yıkanan hançeri onlara doğrultması oldu. "Hayır, diğer kadın var. Oda yanındaki kişi!"
Göz yaşları yanaklarına süzülüyordu ama tek değişmeyen şey gözlerindeki Arın'a duyulan saf aşktı. "Sen bana aittsin, bana!"

"Cecilia, ben kimseye ait değilim." Lord Arın'ın en son isteyeceği şeylerden biri Cecilia'ya bağırmaktı. Cecilia ona bağrılmasını sevmezdi ve Lord Arın'da Cecilia'nın sevmediği şeyleri yapmayı sevmezdi, tek birşey hariç, Ariana. Cecilia'nın hançeri tutan eli titremeye başladı, gözleri daha fazla dolmuştu. "A-ama sen bana aitsin!" Bitmişlik hissi kanına her dakika daha fazla işlerken son defa bağırdı Cecilia, önce elindeki kendi kanıyla yıkanan hançeri düştü, sonra ayakları Cecilia'yı taşımayı reddetti ve hançeri gibi oda yeri boyladı.

Kestiği eli oluk oluk kanıyordu, Cecilia'nın yaptığı hançerleri sevmesinde en büyük rol buydu, hançerleri o kadar keskindiki kendine zarar vermek istediğinde zorlanmıyordu. Arın hızla Cecilia'nın önüne çöktü, ona sarılmak istedi ama Cecilia izin vermedi, çünkü Arın üstüne kan bulaşmasını sevmezdi. Ama yanlışı vardı. Arın, Cecilia'nın kanının üstünde olmasını sevmezdi. Ağlayan Cecilia başını önüne çökmüş Arının omzuna koydu ve daha fazla ağlamaya başladı. "Neden ben değil, neden ben değilde o? Bende olmayıp onda olan ne var? Arın biraz benide sevsen olmaz mı?" Arın o an diyemedi zaten sevdiğim sensin diye, ağzını açamadı.

Gece 3.16'da bitti, düzenlemeden Atıyorum. Ve olmuş mu bilmiyorum ÇÜNKÜ GECE GECE UYKUM VARKEN YAZDIM.

Hgoi X ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin