"Kurdum ruh eşimi bulduğumu söylüyor ancak ben şuanda kardeş gibi büyüdüğüm omegayla evlenmek üzereyim.Kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok ama dokunsam ortaya çıkacak.Ne yapacağım ben Serim?"
top taehyun
bottom Beomgyu
Sabahın ilk ışıklarıyla istemeyerek de olsa uyandım.Kendimi yataktan resmen attıktan sonra odamdaki banyoda hızlı bir duş aldım.Daha sonra işlerimi hallettim ve üzerime aldığım bornozumla odama geçtim.Giydiğim Beyaz t-shirt ve siyah etek üzerine birkaç aksesuar ile kombinin tamamdı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Nooolur şunu biri beoma editlesinnnn)
Şeftali kokulu feromonumu gizleyen bastırıcı ilacı aldıktan sonra hafif bir parfüm sıktım ve işte hazırdım.
Kai'a hazir olduğumu soylemek için arayacaktım.Telefonumu elime aldığım sırada arayan yabancı numarayı açmayıp rehberime girdim.Kai'i arayıp gelebileceğini söyledim.
Pencerden dışarı baktığımda hava hoşuma gitti ve Kai gelene kadar dışarıdaki bankta oturmaya karar verdim.Çantamı ve siyah baharlık ceketimide alıp odamdan çıktım.Ev boş gibi duruyordu.Birtek Seunghan'ın odasından müzik sesleri geliyordu.Sesimi yukselterek kardeşime doğru konuştum;
"Ben çıkıyorum Hannie! Görüşürüz."
"Tamam Hyung servisim gelsin bende çıkarım."
"Tamam bebeğim"
Siyah spor ayakkabımı giyip çıktım ve evin az ilerisindeki banka oturdum.Telefonumu yine arayan numara bu defa açmama sebep oldu.
"Alo?"
"Selam!N'aber?"
"Ah!Sen miydin Taeyoung Hyung?"
"Yok eben Beom."
"Numaramı nerden bulduğunu sorabilir miyim?"
"Yok soramazsı.Bu seni hiç alakadar etmez."
"Benim numaram ya Hyung."
"Yine de alakadar etmez.Neyse neyse,sey diyecektim ben sana,benim derslerim iptal olmuş.Seni bırakayım mı?Zaten hazırlandım.Hem sohbet ederiz hemde ben boşa hazırlanmamış olurum."
"Bir arkadaşımla gidiyoruz normalde ama.Sana sorun olur mu?"
"Ne olacak bana sorun."
"Tamam o zaman bekliyorum."
Telefonu kapatıp Taeyoung Hyung'ı kaydettim.Kafamı kaldırınca az ileride bana doğru koşan Kai'ı gördüm.Kendini yanıma bırakıp soluklandı.
"Günaydın Kai."
"Günaydın Hyung.Eee ne bekliyoruz gitmeyecek miyiz?"
"Bir arkadaşım gelecek şimdi.O bırakacak bizi.Sorun olur mu sana?"
"Yok canım ne sorun olucak işime gelir yürümem ne güzel."
Biz sohbet ederken daha önce beni evime bırakan beyaz Toyoto Corolla önümüzde durmuştu.Aklıma gelen muzurlukla çantamı alıp hızla arka koltuğa bindim.Kai arka kapıyı açmaya çalışsada başarmayıp öne binmişti.
Kusura bakma Kai senin haberin olmadan siz evlendiniz bile aslanım.Söylene söylene öne oturup tehdit yağdırmaya başlamıştı bile .
"Ya Hyung çok gıcıksın.Öldürücem seni ya."
"Çok saol bebiş gurur duydum kendimle."
Taeyoung Hyung bizim atışmamıza gülerken arabayı çalıştırmıştı bile.Arabanın içi onun toprak kokulu feromonları ile doluydu.
"Eee Taeyoung Hyung nerden esti?"
"Dediğim gibi dersim iptal olmuş bende hazırlanmıştım ve hazırlanıpda hiçbir şey yapmadan geri dönersem kendimi sikesim geliyor."
"Neyse canım işime geldi."
Diyerek kıkırdadım.Kai ve Tae Hyung'ın hala tanışmadığını fark ettigimde yola cikali çokta olmamıştı.
"Ay bu arada Taeyoung Hyung,Kai benim en yakın arkadaşım.Kai,buda sinir alfanın evinden çıktığım gün karşılaştığımı söylediğim alfa."
Kai gergin limon çiçeği feromonları arasında kafasını salladı.
"Memnun oldum Hyung."
"Bende memnun oldum Kai."
Arabanın ekranında açık olan Bluetoothtan telefonumu bağlayıp What is love-Twice açarken bir anda izin almadığım aklıma geldi.
"Hyung sormadan yaptım ama sorun olur mu?"
"Sormana gerek yok bebiş."
"Saol Hyung."
"Ay bide şu Hyung kelimesini kaldırın be.Ben istemiyom."
"Sen nasıl istersen."
Ben müziğe kendimi kaptırı söylerken Taeyoung ve Kai sohbet ediyordu.Kai arkasını dönerek aslında Taeyoung'a sorduğu soruyu bana sorar gibi yaptı.
"Tamam itiraz yok o zaman.Beom'un dersida umrumda değil banane kalsın birgünde."
"Zaten boştu ama bu ilgin için saol valla ya."
"Ne demek ne demek."
Arabanın içinde çalan müzik yine değişirken araba hoş bir mekanın önünde durmuştu.Taeyoung inince bizde inip mekana girdik.
Mekan genelde ahşaptandı.Duvarlarındaki kocaman camlar harici herşey ahşaptı.İki bölümden oluşuyordu.İçerisi ve dışarısı.
İçerisi daha kasvetli ve doğaldan uzaktı dışarısı onun aksine cıvıl cıvıldı.Koyu meşeden yapılma giriş kapısının üzerinden sarmaşık şeklinde beyaz çicekler dökülüyordu.Yine koyu meşeden yapılma çitlerin üzerinde beyaz çicekler bulunuyordu.Yapay çimlerle yeşillendirilmiş bahçede bulunan maslar ve sandalyeler de yine ahşandandı.Mor örtülü masalar harika bir hava katmıştı.
Biz kapıya yakın masalardan birine otururken yanımıza gelen garsona Taeyoung bizim adımıza da çok iyi bildiği bu mekanın en iyilerinden söyledi.
Kısa zaman içinde siparişlerimiz gelirken yemekler cidden çok güzeldi.Sohbet ederek yemek yerken Kai ve Taeyoung beni unutup konuşmaya dalmıştı.Bir ara numaralaşmalari için kendimi yırttım ama sonunda inadimla birbirine numaralarını verdiler.Yuvanızı kurdum aslanlarım.
Hesabı ödeyip kalktık ve Taeyoung bizi okula bıraktı.Bizi bıraktığı için ve kahvaltı için Taeyoung'a teşekkür edip derse girdik.Biz okula girerken 2.ders çoktan bitmek üzereydi.Geç kağıdı alırken çalan tenefüs ziliyle sınıflarımıza geçtik
