KARANLIK SADECE KARANLIKTIR ONU ŞEKİLLENDİREN SADECE İNSANLARDIR. YA İÇİNDE HAPSOLURLAR YA DA YÖNETİRLER...
(Kendi sözüm)
Küçükken abimle beraber dışarıda oynamayı çok severdik.
İkimize de mutluluk verirdi.
Futbol oynardık çok çekişmeli geçerdi, koşardık dünyanın en hızlı insanları zannederdik kendimizi, bisiklet sürerdik.....
En çok da dışarıda olmamızın sebebi ise gökyüzüydü.
Bizim için hep bir umut ışığıydı.
Belki de en mutlu olduğumuz an gökyüzünü seyrettiğimiz andı.
Ama abim gökyüzüyü daha çok severdi.O hep bir umut ışığıyla bakardı gökyüzüne.
Demek ki birgün sadece ve sadece birgün değiştiriyormuş herşeyi.
Mahvedebiliyormuş umut ışığını demek ki.
Abim artık umut ışığına bakmaz oldu.
Daha çok karanlığı sevdi.Hem de hiç olmadığı kadar sevdi.
Nerede karanlık bir iş varsa, nerede kanlı bir olay varsa ona koşup durdu.
Bunu hep sorgulayıp durdum.
Neden bizim ve neden abimin hayatı mahvoldu?
Eski abimi arıyorum artık.
Ona ulaşmaya çalışıyorum ama ne yazık ki bir türlü ulaşamıyorum.
Onu o içindeki karanlık yerden çekip kurtaramıyordum.
En sonunda da yapamayacağımı anlayınca da vazgeçtim zaten bir anlamı da yoktu.
Beceremiyordum.
O kadar karanlığa hapsolmuştu ki kurtaramıyordum onu.
Şunu da anlayamıyorum zaten, o kadar karanlığa hapsolmuşken nasıl oldu da kendini tek başına o karanlığın imparatoru hâline getirdi bilmiyorum.
Ama şu da var ki karanlığın içinde sadece yalnız bir imparator.
İnsanlarla arasına bir set çekmiş kimseyle konuşmuyor.Ne zaman birisiyle konuştu ne zaman güldü artık hatırlamıyorum.
Artık tek bildiğim şey kendi köşesine çekilip yalnız başına olduğu.
Kimseyle derdini paylaşmaz ne yaşıyorsa kendi içinde yaşar.
Ona ne zaman bir sorun var mı, nasılsın iyi misin değil misin gibi sorular sorduğumda tek cevabı
" Hiç bir sorun yok. "
" İyiyim sağ ol " bunlar oluyor.
Bu durum hem beni üzüyor hem de şaşırtıyor.
Sonuçta o da bir insan üzüldüğü zamanlar, kırıldığı anlar, sinirlendiği anlar vardır.
Ama ne belli eder ne de biriyle paylaşır.
Daha doğrusu belli ettiği bir duygu var o da
"Sinirlenmek" .
Hep yaptığı işler peşinde, neden bu işe bu kadar bağlandı anlam veremiyorum.
Çünkü geçmişin ne bugüne ne de geleceğe bir faydası var.
Ne yaşandıysa geçmişte kaldı.
Ama bu kadar geçmişe takılıp kalacağını hiç düşünmemiştim.
Demek ki imkansız olarak düşündüğümüz şeyler bir olayla bir sebep doğrultusunda olabiliyormuş.
Ben artık o eski gökyüzüne bakmayı, insanlarla konuşmayı, gülmeyi, eğlenmeyi seven abimi geri istiyorum.
Ne yazık ki bu durum sadece düşüncelerimde bir hayal olarak kalacak.
Ne gökyüzü abim için güzel olacak ne de abim gökyüzüne bakmayı sevecek.
Umarım beğenmişsinizdir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN YALNIZ İMPARATORU
Jugendliteratur" Konuşma,düşünme,bakma... Her konuştuğunda seni dinlemek,her düşündüğünde nefesini hissetmek,her baktığında gözlerine dalmak... Ben kendimde sana dair iz bırakamam Sarya. Sen benim için bir tehlikesin. Geçmişte yok ettiklerimden farkın olsa da...