Bugün yeni hayatımda ilk senemi tek başıma doldurduğum gün. Geçen sene baba evini terk ettiğinden bu yana ailemi görmüyorum, daha doğrusu onlar evi terk ettiğim için beni görmek istemiyorlar. Onlara göre ben bir adamla kaçmıştım. Halbuki yirmi beş yıllık hayatıma hiçbir zaman bir erkek yer almadı bir süre daha almayacaktı. Nasıl böyle bir düşünceye vardılar bilmiyorum ama kesinlikle o yılan dilli halam olan Meltem'in işidir. Her neyse yeni hayat, yeni insanlar, yeni ev ve yalnızlık. Bazen sıkıcı olsada güzel. Ailem olmasa daha yeni hayatıma başlarken iki arkadaş edindim Elmas ve Haki. Çok tatlı iki yavru köpeğim var. Bana değer vermeyen, sırf okumama izin verdiler diye onlara minnettar olmamı bekleyen en ufak bir hatam olunca yüzüme vuran ailemden bile daha degerli arkadaşlar.
Çok pardon kendimi tanıtmayı unuttum adım Morin Saygın. Küçük bir ortaokulda Özel eğitim öğretmenliği yapıyorum. O melek çocukları seviyorum onlara öğretebildiğim her şeyde onlarda daha fazla mutlu oluyorum. Okullar kapanalı yirmi gün oldu ve ben şimdiden öğrencilerimi çok özledim. Bu çocuklara birçok toplumda farklı gözle bakılıyor. Halbuki onlar yaradan tarafından bize gönderilmiş melekler olarak görmeliyiz. Bu kadar yeter okullar tatil ama benim para biriktirmek için yazın ek iş yapmam lazim bu nedenle küçük bir kafede çalışmaya başladım. Patronum çok tatlı yaşlı bir hanımefendi. Çoğunlukla kafede ben bulunuyorum. Her gün değişik değişik tipler geliyor buraya özellikle öğrenciler . Onlara bakıyorum kendi ogrencilik serüvenime bakıyorum sonra diyorum ki hangimiz daha öğrenci. Ben üniversitedeyken nefes almaya fırsatım olmazdı. Boş oldugum zamanlar kendimi yoracak mutlaka bir etkinlik bulurdum ama bunlar çok farklı bir nesil yetişiyor."Merhaba Morin. Günaydın"
"Morin....Moriiiin"
"Aaaa Nergis sen ne zaman geldin"Nergis'in neden tuhaf tuhaf yüzüme baktığını anlamadım endiselenmis gibiydi.
"Neden bana öyle bakıyorsun "
Hala aynı şekilde bakıyor. Bu çok rahatsız edici. Benden yaşça büyük . Buraya dinlenmek iki insan yüzü görmek için geldiğini söylüyor.
" Morin yaklaşık beş dakikadır sana sesleniyorum. Müşteriler sana sesleniyor iyi misin?"
"Dalmışım ya şu karşıdaki öğrencilere bakıyordum. Ben öğrenciyken farklıydı hayat her neyse Hoşgeldin. Şu masa ile ilgileneyim yanına geliyorum."
"Eeee anlat bakalım Morin hanım dünkü adam kimdi acelem vardı soramadım"
Biliyordum kesinlikle bugün bunun için geldiğini biliyordum. Çok iyi çok seviyorum Nergis ablayı ama çok meraklı bir kadın.
" Hangi adam"
"Yok mu canım şu dün yanında ki adam baya konuşup gülüşütünüz"Afran'ı sorduğunu biliyorum ama şimdi ne dicem bu kadına arkadaşım desem aramızda bir şeyler olduğunu düşünecek. Olmasa bile eşeğin aklına karpuz kabuğu sokar bu kadın.
"Abim. Çok özlemişim uzun zamandır görüşüyorduk."
" Öylemi bende erkek arkadaşın falan zannettim."
" Hayır abim dedim ya"
" Tamam canım abin. Ben gideyim artık geç oldu."Ne yani sadece bunu sormak için mi bu kadain onca yolu geldi. Ben burda calisiyo olmama rağmen zar zor geliyorum.
"Bu kadar mı? Neden gidiyorsun?"
"İşim var tatlım başka bir zaman uzun uzun konuşuruz. Bay."
Ne tuhaf kadın ya bir şeyler karıştırdığı belli ama ne. Her neyse bana dokunmasında ne yaparsa yapsın. Bu kadını bir yandan anneme benzetiyorum her şeye karışma hakkını kendinde buluyor. Sanırım tüm annelere otomatik olarak yüklenen bir özellik bu. Çok tuhaf bir durum. Ben onun çocuğu bile değilim bana müdahalede bulunma hakkını kim ona verdi acaba.
Bütün bunları düşünürken ortamın müsait olmadığını unutarak yüksek sesli bir kahkağa patlattım.
"Neye gülüyorsun kızım söyle de beraber gülelim".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERS KÖŞE: VAHŞİ
De TodoAile evinden kaçan Morin hayatını tek başına sürdürmeye devam ederken kendini olur olmaz bir başka olaylara sürüklenirken bulur. Öğrencisinin hastalanması ile hastanede peşine takılan bur adam. Ailesinin yaptığı baskılar ve kandırmacalar.