Yan binanın bahçesindeki çocuğa takıldı gözlerim.Uzun boylu,kumral,dağınık saçları vardı.Ona bakmaktan kendimi alamadım.Şu ana kadar hiç sevgilim olmamıştı.Hiç bir erkeğe böylesine hayran bakmamıştım.Kalbim bir başka atmaya başladı.Bi anda gözlerinin gözlerimle buluşmasıyla irkildim.Dudakları kıvrıldı ve içimi ürperten ama aynı zamanda da eriten bı gülümseme gönderdi bana.Birkaç saniye bakıştıktan sonra kendime gelip hızlıca perdeyi kapattım.Ben ne yapıyordum?Hızla yatağa koşup oturdum.Biraz kendime geldikten sonra duşa girmek için hazırlandım.
'Gökçe kaç kere kapıyı çaldık nerdesin sen?'
'Aybüke kızı sıkıştırıp durma banyodaymış işte'
'Aman iyi ki bir Gökçeniz var!'Ben hazırlanırken gelmişler, kapıyı çalmışlar ama evimizin üşengeçi Çınar beyefendi tabi ki kalkıp açmaya zahmet etmemiş!
Aybüke, Senem ve Bahar ile birlikte hazırlanıp, yemek yedik.Yemek yedikten sonra Çınar'da bize katıldı.Partiye yarım saat kala evden çıktık.
Bu parti okula yeni kayıt olanlarla tanışmak ve tekrar yeni bir seneye başlarken mutlu bir başlangıç yapmamız için düzenleniyor.Okul tarafından düzenlendiği için herkes belli bir miktar içebiliyor.Çınar az içmekten nefret eder çünkü o zil zurna sarhoş oluk geceleri başka yerlerde geçirmeye bayılır.
Parti alanına geldikten sonra Çınar hemen Oğuz ve Batu'nun yanına gitti. Ama Tuna ortalıkta gözükmüyordu. Tuna en yakın arkadaşlarımdan biri ve Aybüke'ye senelerdir çok aşık. Ama Aybüke'nin duyguları daha yeni yeşermeye başladı. Bence çok çabuk büyüyüp çiçek açacak duyguları.
Bize ayrılan masaya doğru yürürken onu gördüm. Hava iyice kararmıştı,ışıklar çok fazla değildi. Ama onu hemen fark ettim. Kalbimin görünce deli gibi attığı o kişi...
Onun burda ne işi vardı?Ne zaman bizim okula kayıt olmuştu?Sabah gördüğüm ve kelimenin tam anlamıyla eridiğim o çocuk... Heyecanımı fark etmiş olacak ki Senem "tanıyor musun?''diye sordu.
"Y-yok tanımıyorum" dedim ama şüpheli bı bakış attı.Senem bu bakışını attıysa bir bit yeniği olduğunu kesin anladı. Aslında yalan sayılmazdı sonuçta çocuğun adını, nereden geldiğini bilmiyordum.Ben bunları düşünürken Tuna geldi. Hepimize bir bardak içki getirmişti. Seneme,bana ve Bahar'a normal bardak verirken Aybüke'ye kırmızı olanı verdi bu çocuk gerçekten bu kızı seviyor. Aybüke'nin yüzünde oluşan kocaman gülümsemeyi görünce o da gülümsedi. Hemen yanımızdan ayrıldı.DJ'in yanına gitti. Veee evet parti resmi olarak başlamıştı.
Tüm gece içmek istesek de okul düzenlediği için sadece 2 bardak hakkımız vardı. Sırası ile şarkılar açılıyor dans edip eğleniyorduk. Bu sırada Çınar yanımızdan ayrılıp DJ'in yanına gitti ve romantik bir şarkı açtırdı. Okuldaki çiftler teker teker kalkarken Tuna da Aybüke'yi davet etti. Aybüke de bunu bekliyormuş gibi hemen kabul etti. "Bana bu dansı lütfeder misiniz?" Çınarın sesini duymayı beklemiyordum. "Tabiki!" Her ne kadar ikizimde olsa onu bi liman olarak görüyorum. O benim en değer verdiğim insan.
Saat gece yarısına geldiğinde artık gitmek için hazırlanmaya başladık. "Ben lavaboya gidip geliyorum." "Tamam Gökçe biz arabaya gidiyoruz." Onayladığımı belirticesine kafamı salladım. Ardından lavaboya doğru yürümeye başladım. İşimi halledip lavabodan çıktıktan sonra telefonumu işimi halledip lavabodan çıktıktan sonra telefonum çaldı. Ben telefonumu bulmaya çalışırken bir anda birine çarptım. "Biraz dikkat!" Bu oydu o çocuktu. "B-ben görmedim özür dilerim"
"Önemli değil.İzin verirsen geçicem."
"Pardon." "Bu arada ismin neydi?"
Sesimin titremesine engel olamayarak;"g-gökçe"
dedim. "Tanıştığıma memnun oldum. Bende Ege." Bunu dediği anda kendime daha fazla dayanamadığım için koşarak arabaya ilerledim.
Ama bi sorun vardı...-2. Bölüm sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANCA
Teen FictionGökçe ve çınar. Bir kasırganın içinde kendi kendileri ile yetmeye çalıştılar. Şimdi ise yıldızlarını çalıyolar. Mutsuzluk; yıldızların alınmış, ayının ışığı sönmüş, gemilerin batmış gibi bir mutsuzluk.......