Medya : Mehir
📌 İyi Okumalar Dilerim :)
Mehir Adel Akay :
Evden çıkıp arabaya bindiğimizde sessizlik kendini koruyordu, kimse bozmuyordu. Sahi istesemde bozamazdım ki.
Neredeyse yarım saat sonra hastaneye vardığımızda bileklerimi birbirine sürttüm. Böyle garip alışkanlıklarım vardı.
Hastaneler uğursuzluk getirirdi bana göre. Karakollar ve adliyeler dei öyle. Bileğimde ki bilekliğin beni koruduğunu düşünürdüm.
İçeri girip 4. Katta ki bir odaya vardığımızda içerdeki aile dikkatimi çekmişti. Annem ve babam yaşındaki karı-koca bir erkek çocuğu, yaşıtım bir kız.
Kaşlarımı çatıp koltuğa rahatça yayıldığımda annem kolumu cimcikledi. Bırak acıtmayı, hissetmedim bile.
Kaşlarımı kaldırıp ona doğru döndüğümde dişlerini sıkmış, bana doğru uyarırcasına bakıyordu.
İçimden hayırdır ananı mı sktik demek gelse de demedim, diyebilseydim net derdim.
Doktor olduğunu düşündüğüm adam konuşmaya başladı. "Evet Akay'larda geldiğine göre kanları almaya başlayabiliriz." Ne kanı pardon?
"Mektupta da söylediğimiz gibi Aslı Türemenoğulları'nın Kahraman Akay'ın kızı olduğu, Mehir Adel Akay'ın ise Azad Türemenoğulları'nın kızı olduğu düşünülüyor."
Oldukça rahat ve umursamaz bir şekilde oturmaya devam ettiğimde karşımda ki kadının bana olan benzerliği dikkatimi çekmişti.
Sen ona benziyor olmayasın?
Her ne ise.
Yeşil gözleri, çenesinde ki tek gamzesi, burundaki ve sol göz altındaki çilleri, adamın ise boyu ve yüz yapısı. Benimkilere benziyordu.
Karşımda ki yaşıtım olan kızı incelemek istediğimde bakışlarımın nasıl hissettireceği umurumda değildi.
Diz kapağı boyundaki yırtmaçlı kısa eteği, göğüs dekolteli bluz'u- podyuma gelmiş mübarek. Ayağındaki topuklu botları söylemiyorum bile.
Benden bir tık kısaydı, koyu kahve kısa saçları, kahverengi gözleri vardı. Tıpkı anneminki gibi, çenesinde gamzesi vardı, tıpkı babamınki gibi. Kısa boyluydu tıpkı annem gibi.
İyice yerime yayıldığımda dudaklarımın kuruduğunu hissettim. Yanımdaki su şişesini açıp kafama diktiğimde tek dikişte suyu bitirmiştim.
Sanki susamışsın ama dikkatli bakarsan belli oluyor.
Dur bi' iç ses, işimiz var burada.
"Evet, şimdi kızlardan alalım kanları."
Yayıldığım yerden kalkıp kan alınan odaya doğru ilerlerken kız yanıma gelip itici bir şekilde konuşmaya başladı.
"Yerime geçmeye hazır ol. Yaşayacaklarına hazır ol." Ona yandan bir bakış atıp yanımdaki sedyeye oturdum.
Doktor gelip kanları aldığında kızın ismini söylemişti de, sahi neydi kızın ismi.
Amaan beynimi bu gereksize yoramam, ayrıca çok kötü şeyler seziyorum bu kızdan. Kan alındığında tekrar bekleme odasına geçip yerime oturdum.
Doktor ve kız odadan şişmiş dudaklarla çıktığında alayla sırıtarak onlara baktım. Yazdım bunu. Aklımdasın Derin Türemenoğulları. Pardon Akay.
...
Şuan sesim çıksaydı kahkahalarla gülerdim emin olun. Üç saat önce karşımızda oturan aile benim kendi öz be öz ailemmiş.
Ne kadar ikonik değil mi? 17 yıl işkenceler içinde yaşa, sesin senden alınsın, çocukluğunu ve masumiyetini çalsınlar ama bu kadar eziyeti boşuna çekmiş ol.
Şuan ise içinde oturduğum Range Rover istesem de satın alamayacağım türdendi. Eve -tabi siz oraya ev derseniz- kıyafetlerimi toplamak için gittiğimde kıyafetlere gerek olmadığını, sadece kimlik ve istediğim eşyalarımı almam gerektiğini söylemişlerdi.
Hepsini bir çantaya sığdırıp evden çıktığımda aslında bir daha buraya dönmeyeceğimi anlamıştım. Kıyafetlerimle beraber çocukluğumu, masumiyetimi, anılarımı da bırakmıştım bu evde.
Çok kısa olduğunun farkındayım ama idare edin, fazla vaktim yoktu.
📌 Anlatım bozukluğu olabilir, düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi abartmadan belirtiniz.
📌Karakterler hakkında düşünceleriniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pamuk Asi || ✮
Fiksi RemajaKonuşamıyorum. İnsanlar konuşamıyorum diye beni anlamıyorlar. Derdimi anlatamıyorum, bağıramıyorum, kendimi savunamıyorum.