encore

102 19 45
                                    

Kimse'nin olmadığından emin olduğumda, cebimde ki paketi çıkardım. Okul da genellikle buraya gelirdim çünkü burayı benden başka kimse bilmezdi. Çok ara ve gözükmeyen bir yerdi. Bundan dolayı kimse'nin bilmemesi de oldukça normaldi. O halde ben de burayı keşfetmiştim.

Bu lanet maddeyi içmeye tam tamına 1. sınıfta bir arkadaşım sayesinde başlamıştım. Bir iki kere içmemesini söylemiştim fakat; o devam etmişti içmeye. En sonunda dayanamayıp bir tane istemiştim.
Keşke yapmasaydım. Sadece bir tane ile kafam öyle bir gitmişti ki..
Bir daha içmeyeceğim diye kendime söz vermiştim bile. Ertesi gün istemsizce o maddeyi canım istemişti.
Bir kere kullanımla nasıl da olabilirdi bu? O gün arkadaşımdan 1 tane daha istemiştim. Vermemekte inkar etmişti. Kendisi içiyordu ama benim içmemi istemiyoru. Vermesinde ısrar edici olduğum için "bu son" diyerekten bir tane vermişti.

Eve adımımı attığımda cebimde peçeteye sarılı olan maddeyi hızlıca içmiştim. Bu döngü böylece devam etmişti.

En son kendimi sokakta madde bulamadığım için kriz geçirirken bulmuştum.
Ne acıydı ama.

O zaman içerisinde kendimi asla onu içmekten alıkoyamıyorum. Ne zaman içsem birine zarar vermemek için, ya bu araya ya da eve gidiyorum. Hatta saatlerce kendimi bir yere kilitlediğim de oluyordu. Alışkanlık olmuştu işte.
Bu saatten sonra ne ben kendimi kurtarabilecektim, ne de biri beni kurtarabilecekti.
Artık çok geç olmuştu.

Bir kaç dakika sonra kendimi yere çökmüş olarak buldum. Bu sefer etkisini hızlı göstermişti sanırım.
Karşımda bir perde açılmıştı, yine hayal görmeye başlamıştım. Bir anlık kendimi kaptırıyordum fakat; sonradan kendime bunun bir hayal olduğunu inandırıyordum. Bilinç altım genellikle açık okurdu. Bazenleri iki taneyi aynı anda içtiğimde olmuyordu tabii.

Ellerimi başıma koydum ve uykusuzluk çektiğimi fark ettim. İki gündür neredeyse boş tavana bakıp duruyordum. Uykumun olmasına rağmen bir türlü uyuyamıyordum. Bu düşüncelerden ayılmamı sağlayan bir ayakkabı sesi duymuştum.
Sanki biri geldi gibi..

Sana'dan

Beni fark etmiş olacak ki arkasını dönmüştü. Hızlıca görünmemek için duvara saklanmıştım.
Neyse ki ucuz atlattım.

Her zaman ki gibi yine oradaydı ve yine içmişti.
Tanrı kahretsin ki bir gün olsun yanına gidemedim.

Bir gün olsun onu kullanmaması gerektiğini bile söyleyemedim. Sadece onu gümlerce uzaktan izledim. Böylece çürüyüp gitmesini izliyordum.

Her geçen gün göz altları daha da çöküyor, yürümesi, hal ve hareketleri ve vücudu'nun titremesi daha da yoğunlaşıyordu. Ben ise hiçbir şey yapamadan onu izliyordum. Yanına gitmek istiyor, ona sıkıca sarılmak ve o içtiği şeyleri bırakması için elimden geleni yapmak istiyordum. Fakat olmuyordu. Nasıl yapabilecektim ki? Hiç tanımadığın bir insan seni gelip teselli etse, sarılsa tuhaf olmaz mıydı? Evet, olurdu. Artık bir şeyler yapmam gerekiyordu. Yoksa hayatı öylece elinden kayıp gidecekti.

Bir derdi mi vardı? Beraber çözebilirdik, sadece bana anlatması yeterdi. Kendini iyi hissetmiyor mu? İyi hissetmesi için elimden gelenin daha fazlasını yapmaya çalışır, gün boyu yanından ayrılmazdım. O maddeleri içmeden duramıyor mu? Birlikte yeni yiyecek ve içecekler deneriz. Hayatta ondan başka bir sürü lezzetli yiyecekler var. Uykusuzluk problemleri mi çekiyor? Beraber sabahlarız, sohbetler ederiz. Ailesi onu olduğu gibi kabul etmiyor mu? Ben onun ailesi olurum, onu olduğu gibi kabullenirim fakat; ona zarar veren maddeleri yavaşça hayatından söküp atabilirim.

Sadece benim ile konuşmasını ve kendine zarar vermeyi bırakmasını istiyorum.
Çok mu şey istiyorum sanki?

Parle Moi De Toi | SaHyoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin