drug lord / tk

-1-

Jungkook 22 yaşında üniversite öğrencisi.

Taehyung 28 yaşında uyuşturucu baronu.

___________________

Genç çocuk elindeki kitapları sırasına koyup tekrar 25.000.000 won'luk borcunu nasıl ödeyeceğini düşünmeye başlamıştı.

Beş ay önce kitap alacak para bulamadığı için arkadaşının aklına uymuş ve tefeciden 5 milyon almıştı. Bu para onu üniversitenin sonuna kadar götürmeye yeterdi. Genç çocuk da üniversiteden sonra bir meslek sahibi olup borcunu ödemeyi düşünüyordu. Ancak tefecilerin her ay borcuna 5 milyon won daha ekleyeceğinden haberi yoktu.

Tefeciler neredeyse her gün gelip parayı istiyorlardı. Genç çocuksa yakında bulacağını söyleyerek onları erteliyordu.

Öğretmenin sınıfa gelmesiyle halâ ayakta olduğunu hatırlayıp sırasına oturdu ve derse odaklanmayı denedi.

Ancak genç çocuk için bu pekde mümkün değildi.

Aklında kendi sonu için senaryolar kuruyordu.

Önce parmaklar, sonra el ve ayaklar, ardından kol ve bacaklar, son olarak başı..

Genç çocuk gözlerini kapatıp kafasını iki yana hafifçe salladı ve gözlerini açtı. Kalbi hızlanıyordu. Genç çocuk için bu kadar heyecan ve korku fazlaydı.

O esnada çaprazında oturan iki gencin konuşmasına kulak verdi genç çocuk.

"Ben böyle birşey olduğuna inanmıyorum."

"Bilemiyorum. Arkadaşım fazla ciddiydi anlatırken."

"İnsanların içine uyuştucu koyup yurt dışına gönderdiklerini mi söylüyorsun?"

"Yani.. off saçmalık. 1 milyon won için kimse midesinde uyuşturucu taşımak istemez"

"Arkadaşına wattpad kitabı okumayı bırakmasını söyle"

Jungkook bir milyon wonu duyunca heyecanlanmıştı. Eğer bu iş gerçekse peşindeki tefecilerden kurtulabilirdi. Kalan parayla da rahatça hayatına devam edebilirdi.

Çaprazındaki çocuğun bir kağıdı buruşturup kenara koyduğunu gördü. Belki bu adres olabilirdi, ya da bir numara.

Şuan genç çocuğun tek düşündüğü paraydı.

Elini çenesinin altına koyup gözlerini kağıda dikti. Sanki gözlerini ondan kaçırırsa kağıt yok olacakmış gibi..

Ders bittiğinde Jungkook çaprazında oturan çocukların gitmesini bekledi. Çocuklar giderken kağıt parçasını da almışlardı.

Genç çocuk kirpiklerinin altından onlara küçük bakışlar atıyordu ve kendisine büyük gelen sweatshirtünü gerginliğini atmaya çalışırcasına sıkıyordu.

"Bırak şu çöpü temizlikçi atar"

Diğer çocuk arkadaşının elindeki kağıdı alıp geri masaya koymuş ve arkadaşıyla birlikte gitmişti.

Genç çocuk içinden en güzel dualarını o çocuğa sunarken sırasından kalkıp çaprazındaki sıraya ilerledi ve kağıdı aldı. Kağıdı alır almaz cebine koydu ve sanki özel bir görevdeki ajan edasıyla etrafını kontrol etti.

Bu mesele genç çocuk için hayat memat meselesiydi.

Jungkook çantasını ve kitaplarını alıp hızlı adımlarla fakülteden çıktı. Kendisini bu büyük dertten kurtarmak istiyordu. Akşam yine tefeciler gelecekti ve genç çocuk bunun son olmasını istiyordu.