6

42 12 20
                                    

Siyah saçlı genç yorgundu. Yok olmak istiyordu. Hayır ölmek falan istemiyordu.  Ölüm belirsizdi. Ne olacağını kimse bilemezdi . Böyle bir belirsizliğin içine düşmek istemiyordu . Sahiden yok olmak neydi ? Kaybolmak mıydı ? Kaybolmak neydi ? İnsan kendi düşüncelerinde milyonlarca kez yok olmaz , kaybolmaz mıydı zaten ? İnsanı en çok yoran belki de kendi düşünceleriydi.

Bugün yaşadığı sınav stresi yüzünden kafayı yiyeceğine inanıyordu siyah saçlı genç. Nasıl oluyordu da kendi adından daha iyi bildiği ne varsa o lanet sınavda her şey aklından gidebiliyordu ? Yoksa tek kaybolan kendisi değil miydi ? Kendisiyle birlikte aklına kazıdığı her şey  yok oluyordu.

Nasıl başlıyordu hayat ? Aşağı yukarı 6 yaşından sonrası vardı , önceki yaşları pek hatırlayamıyordu insan . Bu 6 yaşından sonra neydi ? Okul vardı . Sonra büyüyordu . Büyüdükçe okul hayatı da değişiyordu. Her okulda farklı yüzler , farklı kişiler , farklı kişiliklerle tanışmak zorundaydı insan. Sınav stresleri başlıyordu bir zaman sonra. Aile baskısı artıyordu.

Ve liseden mezun olduktan sonra bu bitmiyordu. Üniversite ile devam ediyordu. Üniversiteyi bitirince ne vardı ? İş bulmak . İş bulma sürecine kadar neredeyse 16-17 sene okul hayatı , sınav stresi , okul zorbalıkları , aile baskısı ve kimlik arayışı ile geçiyordu.

Koskoca 16 yıl sadece okulda harcanıyordu.

Bilemiyordu siyah saçlı genç , ne yapmalıydı ? Neden her şey bu kadar zordu ki !

Gözlerinin tekrar dolduğunu hissettiğinde kafasını eğerek kapısını açtı. Evde yalnızdı.  Hoş diğerleri olsa bile bu yalnızlık hissi geçecek değildi .  Bazen insan ne kadar kendi evinde olsa bile o evde asla evdeymiş gibi hissedemiyordu. Ailesinin yanında asla o aile sıcaklığını bulamazdı. Sadece üşürdü.  Ne aile ne de ev sıcaklığını hissedebilirdi .

Kapısını kapatıp burnunu çekti . Ağlamak istemiyordu. Ağlamak bedenini yeteri kadar yıpratıyordu zaten.

" Benim küçüğüm ağlıyor mu yoksa ? "

Duyduğu ses ile korkuyla arkasını döndüğünde yatağında boylu boyunca uzanan kızıl saçlı genç ile göz göze gelmişti . Hayır o zihninin oyunu değildi ama neden kendi odasındaydı ?

Yatakta oturur pozisyona geçen genç kendisini izleyen bedene bir gülümseme sundu.

" Beni gördüğüne hiç de sevinmiş gibi durmuyorsun . "

Gözlerini kapatıp içinden saymaya başladı siyah saçlı genç. Sakin kalması gerekiyordu . Gözlerini tekrar açtığında az önce yatakta duran bedenin tam olarak dibinde olduğunu görmesiyle hızla geriye gitti. Sırtı duvara çarptığında düzene sokmaya çalıştığı nefesi tekrar düzensizleşmişti.

Kızıl saçların sahibi yüzündeki keyifli sırıtışıyla birlikte elini duvarla arasında kalan bedenin yanağına koydu.

" Sakinleş . "

Saçlarının rengi gibi koyu renkteki dudaklarından çıkan sözler bir şiir misali siyah saçlı gencin tüm bedenini uyuşturmuştu.

" Sana daha sonra tekrar uğrayacağımı demiştim . Ne için geleceğimi de gayet güzel bir şekilde anlattığımı düşünüyorum .  "

Zihnine dolan şeyle siyah saçlı genç nefesini tuttuğunda kızıl saçlı gencin eli yavasça boynuna inmişti. Genç korkuyla gözlerini kapattığında kızıl kıkırdadı. Bu çocukla çok eğleneceği kesindi .

Hızla titreyen eli tutup peşinden sürüklemesiyle gencin kapattığı gözleri açılmıştı. Sırtı yatakla buluştuğunda sertçe yutkundu.

" Canını yakmayacağımın garantisini veremem . "

My İdol's Secret / Hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin