Üzülme!

58 9 3
                                    

                    Berke yavaşça elini kanlar içinde yatan Çağla'nın alnına bastırdı."Kızım sen yanıyorsun!"dedi fısıltı bir sesle.Çağla ise korku ve acı dolu gözlerle Berke'ye bakıyordu.Titriyordu da.Berke mutfağa yönelip tezgahta ki telefonunu ve kulaklığını alıp tek kulağına birini takıp diğerini ise boynunun arkasından doladı.Telefona kulaklığın ucunu taktıktan sonra rehberde isim aramaya başladı.Aradığı ismi bulduğunda heyecanla hemen arama tuşuna bastı.O sırada telefon çalarken Berke telefonunu cebine atıp odasına yöneldi. Çağla'yı olabildiğince yavaş ve nazik bir şekilde kucağına aldı.Evden çıkacakları sırada hattın diğer ucunda "10 saniyen var açıklamanı yap!"diye kaba bir ses geldi Berke'nin kulağına.Berke konuşmaya başladı,"Alo Rüzgar kötü bir şey oldu.Ben kendi evimdeyim ve evim hastaneden çok uzakta olduğunu biliyorsun.Sen acil gelip kızı alabilir misin?Bende sadece biraz geriden geleceğim.Bak durum fena mühim."dedi yalvarırca. Ancak karşı taraftan yanıt gelmedi sadece suratına telefon kapatıldı.

                On-onbeş dakika sonra siyah bir porsche onun evinin demir korkulukları ardında belirdi.Aradan dışarıya siyahlar içinde bir genç çıktı.Hizmetlilerden biri ona bahçe  kapısını açtığında koşar adımlarla içeriye girdi.Berke onu ön bahçede bekliyordu.Tam eve gireceği sırada bahçedeki Berke'yi fark etti. Kucağında kanlar içindeki kızı görünce endişe ve korku ile gözleri büyüdü. Yanına yaklaştığında Berke "Onu kucağımdan al! ben senin arabana gidip sana kapıyı açayım!"dedi.

             Rüzgar yavaşça kanlar içindeki  masum kızı kucağına aldı.Sakin adımlarla geri arabasına doğru ilerledi.Arabaya kızı koyduktan sonra koltuğunu arkaya doğru yatırdı.Kız titriyordu ve ateşi vardı.

         "Ne oldu?"dedi Rüzgar arabanın kapısını kapatırken.

"Talha ona taciz ediyordu.Yaralandığını ben bile fark etmemiştim.Sadece bacağına kayması var zannetmiştim."dedi Berke.

"Lanet olası! P** Talha."dedi Rüzgar öfke ile.Sonra direksiyona geçti ve arabayı çalıştırdı.O sırada Berke de kendi arabasına biniyordu.

-*-*-*-*-*-*-

  ------Rüzgar******

           Hızla arabayı sürerken arada sıra da ona dönüp bakıyordum.Hiç değişmemişti.Gözleri,burnu,dudakları...Ahh hepsi aynıydı.Sadece biraz boy atmış ve vücudu şekillenmişti o kadar.O benim gözümde 10 yaşına ki Çağla'ydı. Benim ve onun ilki.

        4.sınfıta idik.Okul çıkışı eve gideceğini söyleyip koşar adımlarla yanımdan uzaklaşmıştı.Bende peşinden koşarak gitmiştim.Evin bahçe kapısına yöneleceği sırada onu elinden çekip koşarak oradan uzaklaştırmıştım.

        "Ne yapıyorsun sen?!"diye bana kızmıştı.Kaşlarını çatınca çok güzel oluyordu.Belki hala da öyledir.

           Onu elinden tutarak okulun bahçesine ağaçların arasına getirmiştim.Bana kızınca bir kez daha dilimi yutmuş ona cevap verememiştim."Ben gidiyorum"diyerek gideceği sırada onu kolundan tutup dur-durmuştum.Bana bu sefer merhamet dolu gözlerle bakarak yanıma tekrar gelip elini yanağıma koymuştu.O ana kadar ağladığımı ben bile fark etmemiştim."Üzülme"demişti ağlamaklı bir ses ile.Bakışlarımı ona çevirdiğimde onun da gözlerinin dolduğunu fark etmiştim."Üzülme!Ağlama ne-olursun?"demişti.Göz yaşlarımı, onun gözünden akan damlayı görünce hemen silerek gülmüştüm.Benim güldüğümü görünce yüzünde güller açmıştı sanki.Hafifçe onun dudaklarına eğilerek küçük bir buse kondurmuştum.Ben onun ilki o benim ilkimdi...

            Şu an yanıma dönüp baktığımda ben ona 'Üzülme'demek istiyordum."Üzülme!"dedim fısıltı bir sesle.

         Hastanenin önüne geldiğimizde acil bölümüne sürdüm arabayı.Hemen arabadan çıkarak duvar köşesinde sohbet eden doktorların yanına koşarak gittim."Arabamda yaralı bir kız var!"dedim.Onlardan biri önce içeriye koşup hemşireleri sedye ile getirdi.Diğeri ise Çağla'yı kucağına alarak onu sedyeye yatırdı.Koşarak içeri götürdüler.Bende peşlerinden koşuyordum.Ancak ameliyat odasına girdiklerinde mecbur kapıda kaldım.O sırada Berke geldi.O da sessizce benim gibi beklemeye başladı.

         "Ailesine haber verdin mi?"dedim yere bakarken.

Cıkladı "Hayır!Gidip haber vereyim"dedi ve burdan uzaklaştı.

            Yarım saat sonra uzun boylu, mavi gözlü,kumral saçlı bir çocuk geldi."Çağla nerde?O nasıl iyi mi?"dedi telaşla.Ona düz bir şekilde bakarken gözlerinin dolduğunu fark ettim.Berke çocuğu omuzlarından tutarak hastane koltuklarından birine oturttu."Sakin ol!Ona ne olduğunu bizde bilmiyoruz.Sadece sırtı kanıyordu. Bilmiyorum.Herhalde dün Talha onu korkuluklara itince mızrak uçlarından biri sırtına girmiş olabilir"dedi onun yanına otururken.

         "Talha mı?"dedi şaşkınlıkla.Berke ona olanları anlatırken içeriden doktor çıktı."Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz ancak çok fazla kan kaybetmiş.Doğrusu ilk defa bu kadar fazla kan kaybedip yaşayan bir insan görüyorum.O hala nefes alıyor ancak acil A rh+ kan gerek."dedi.

          Berke" Ben B rh+"dedi.Doktor olumsuz anlamda kafa salladı.Mavi gözlü çocuğa döndü o da "Ben Ab rh-"dedi.Olumsuz kafa salladı.Elimi kaldırdım "Benim ki oluyor ben A rh-"dedim.Doktor hemen beni kan aldırma odasına götürdü.Hemşire kanımı alırken bile bana yemekmişim gibi bakıyordu.Tamam olabilir ilk defa gözlerin yakışıklı bir çocuk gördü ama neden yemek gibi bakıyorsun ki şimdi anlamıyorum.Cidden.

         Kan verdikten sonra sedyeye uzanıp gözlerimi kapattım.Üzerime bir yorgunluk çökmüştü.Bir süre sonra kapının açılma sesi geldi.Ama umursamadım.

        Yatağın ayak ucuna oturduğunu hissedebiliyordum.Gözlerimi açtığımda ağlamaktan gözleri şişmiş mavi gözlüyü gördüm.Benim gözlerimi açık görünce elinde ki iki kutu vişne suyunu bana uzattı.

        "Kan verdikten sonra iyi gelirmiş.Hemşire dedi"elindeki içecekleri bir kenara koydum.

"Sonra içerim şu an istemiyorum ama saol!"

"Baksana!"dedi eğmiş başını kaldırmadan.

"Çağla'yı buraya kadar getirdiğin için,ona kan verdiğin için sana minnettarım!"dedi.

"Sen onun neyi oluyorsun?"

"Ben onun çocukluk arkadaşıyım.Ayrıca o benim süt kardeşim"

"Adın ne?"

"Alp.Alp sönmez"dedi bakışlarını bana dikerek.

"Çağla'nın"diye devam etti."Anne ve babası geçen sene talihsiz bir kaza da vefat etti.Ondan sonra babaannesi ve dedesiyle yaşamaya başladı.Arada sırada bizim evde de kalıyor.Sonuçta kardeşiz.O bizim ailenin bir üyesi sayılır.Annem ve babama haber verdim.Birazdan burada olurlar ancak babaannesine ve dedesine kesinliklikle haber vermemelerini söyledim.Çünkü...Çağla'ya bir şey olursa onlar burada kalpten giderler."dedi.

 -*-*-*-*-

       Çağla ameliyattan çıkalı üç saat oluyor.Alp'in ailesi bir saat önce gelmişlerdi.Herkes Çağla'nın uyanmasını bekliyordu.Doktorun dediğine göre omzuna giren bir şey ile orası kanamış.Ancak içine bir cam parçası girmiş ve en derin hassas noktalara kaymış.Omuzu ile sorun yaşayabilirmiş.

         Gece yarısı olduğunda herkes hala buradaydı.Berke sadece işi olduğu için gitmek zorunda kaldı.Alp'in annesi bana dönerek "Sen istersen gidebilirsin oğlum.Hadi bak yoruşlmuşsun.Yüzünde renk diye bir şey kalmamış.Bir de kan verdin bak bir şey olur Allah korusun!Hadi yavrum"dedi.

"Beni düşündüğünüz için teşekkürler.Ancak ben iyiyim.Sorun değil"dedim.Alp'in bana verdiği vişne suları hala yanımdaydı.Birini açıp içtim.

               Herkes Çağla'nın odasında koltuklara oturmuş bekliyordu.Alp annesinin kucağına kafasını koyarak uyumuştu.Babası ise karısının omzuna başını yaslayarak.İki erkek arasında kalmış anne ise başını kocasını kafasına yaslayarak uykuya dalmıştı.Ben ise karşı koltukta oturuyordum.Ayağa kalktım ve Çağla'nın yanına bir sandalye çekerek oturdum.Elini tuttum ve "Üzülme"dedim fısıltı ile.Ve yedi yıl önceki gibi onun dudaklarına eğilerek minik bir buse kondurdum....

              Yorum yapmayı unutmayın!Ayrıca votelerseniz çok mutlu olurum!Ne düşünüyorsunuz? Sizce ne olacak tahminlerinizi alabilir miyim? :D

K.N.K!  (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin