Artık daha fazla mecalim kalmamıştı, yarım saattir arabanın arkasından sürükleniyordum. Toynaklarim yara bere olmuştu... Artık daha fazla dayanamadım ve ipi kemirmeye başladım. Kemirdikce dişlerim sizliyordu , sizlamasi geçtikten sonra tekrar kemiriyordum ve sonunda ipi koparmistim. Kemirdigim yerde kaldım ve arabayla beraber uzaklaşan yakuba baktım. O da bana bakıyordu... Yüzünde gururlu bir ifade vardı, Lipton şeftali aromalı ice teali kekim benim... Onu kurtarmam gerekiyordu. Tabii Aleyna'yı da. İmam kalirsa kalsın diyeceğim ama ona ihtiyacım var, bu yüzden hepsini de kurtarıyoz. Köye doğru koşmaya başladım, Gara emmi'ye gidecektim Yakubu kurtarması için. Eminim beni anlayacaktır sonuçta Yakup At dili biliyor durduk yere de öğrenemez gara emmi öğretmiştir kesin. Ya off dedesine bak torununu al yerim😋🤤. Koşmaya devam ediyordum ve sonunda köyün girişine yaklaşmıştım. Koşarken dalgalanan saçlarım, ahenkle hareket eden dizlerim, azimli kisneyisim... Yakup görse aşık olmustu kesin! Durun bir dakika! Köyün girişinde aşağıya giden bir yokuş var, eğer orada durmazsam yarragi yerim ancak dizlerime hakim olamiyordum. Ve... Yokuş aşağı yuvarlandim ve sonrası karanlık... Gözlerimi açtım, bulanık görüyordum ama nesneleri ayırt edebiliyordum. Tanımadığım bir yerdeydim. Duvarlar kavlamis ve kirliydi. Florasan lambadan loş bir ışık yayılıyordu ve etrafı hafifce aydınlatıyordu. Gözlerimi bir iki kez kırpistirdiktan sonra nihayet acabildim! Hala etrafı bulanık görüyordum. Bir adam ilişti gözüme. Beyaz sakallı, beyaz saçlı. Yüzü ayırt edilemiyordu cunku hâlâ bulanık görüyordum amk. Ardından yavaş, yavaş belirmeye başladı... Gara emmi! Onu gorunce sevinçten üzerine atlayacaktim ama atlayamadım. Bilin bakalım neden? Bu yaşlı bulanık beni zincire bağlamış! Siktir diye kisnedim. Adam gülmeye başladı. Ben de gözlerimi kısarak "ne var komik olan ne?" dedim(at dili). Adam sonunda gülmeyi durdurdu ve konuşmaya başladı.
-Ee yağmur hanım, hayat hep istediğimiz gibi olmayabiliyor.
+Benden ne istiyorsun!
-bu köyde uzun süredir çözemediğim bir gizem var... Uzun süredir düşünüyorum. Babanin nasil öldüğünü biliyor musun bu arada?Ne? babam ne alakaydi Allah aşkına? Ayrıca babam hâlâ hayattaydı? Yaşlı ocospucocu yaşlılıktan ne dediğini bilmiyor hah! (😏)
Suratimdaki bad bitch ifadeyi görünce bir kahkaha daha patlattı. Deli amk!?
-cidden anlamıyor musun? Baban da senin gibi bir ata dönüştü. Tam da senin dönüştüğün yerde. Ben tam orada asma budarken senin o eve yaklastigjni gördüm anladım ki baban ata dönüştüğünde sana hamile olan annen sana gerçekleri anlatmamıs gibiydi. Seni izledim ve ata donustugune şahit oldum. İşte elime yeniden bir fırsat geçmişti.
Duyduklarım karşısında kafam zonkluyordu. Bu gerçek olamazdı, hayır gerçek olamazdı. O an aklıma ilk ata dönüştüğümde kendi kendime dediğim "baban da mi attı be kızım!" sözü geldi. Som ağzını siksinler yağmur!*gözleri dolar*
-hah! Ağlıyor musun? Ahahahha. Neyse devam edeyim, Babanın at olduğunu görünce onu benimle gelmesine ikna ettim. Annen de sana hamileydi, sonuçta babasi olmadan bebek buyuyemezdi. Teklifimi hemen kabul ettiler. Gün geçtikçe baban uzerinde türlü türlü deney yapıyordum. Adamın artık tuylerinin %78i dökülmeye başlamış, derisinde yaralar çıkmış ve bir gözü tamamen kör diğer gözü de lgbt bayrağına dönüşmüştü. Annen ne hayretse o gün gelesi tuttu ve gördü. Babanı zincirlerden çıkarmam için bagirmaya başladı, ancak bunu yapamayacağımı söyledim. Yine de anlamadı, hayvana darptan dolayı beni jandarmaya şikayet etmiş aptal sürtük! Jandarma kapima gelip anons yaptı teslim olmam için. Ancak bu olmayacaktı. Never ever!
Dinlemeye devam ederken gözümden süzülen yaşlara ve baş ağrıma aldirmamaya çalışıyordum. Öylece yere bakarken dinlemeye devam ettim.
-hemen yakubun babasına onu alıp dağa götürmesini söyledim. Babanın titreyen çaresiz bedenini alıp arka kapıdan kaçtı ve dağda bir mağaraya götürdü ve kendisi hemen eve geldi. O eve on kapıdan girdiginde jandarma etrafı inceliyordu. Aradıklarını bulamamışlardı. Rahatsizlik verdikleri için özür dileyip elleri boş çıktılar. Yakubun babasıyla onu götürdüğü mağaraya gittik. Bir terslik vardı. Babanın bedeni hareket etmiyordu. İleri geri sarsmaya başladık ama nafile! Çoktan ölmüştü. Sevgili oğlum başını ellerinin arasına alarak yere çöktü. Suratında ekşi bir ifade vardı. Ağlamamak için çok zor duruyordu. Nefes alıp verirken dudakları titriyordu. Canımı, canımın bir parcasini öyle görünce yüreğim titriyordu. Her şeyin suçlusu annendi. Eğer ki jandarmaya şikayet etmese onlar buraya gelmeyecek ve baban da önleyecekti!
Giderek yükselen sesi beni korkutuyordu. Gözlerimi fal taşı gibi açmış dinliyordum.
-hemen eve gidip elime bir bıçak aldım ve sizin eve doğru ilerlemeye başladım. Annen de babanla birlikte cehennemi boylayacakti. Beni balkondan gördü ve tabii elimdeki bıçağı da. Hemen içeri gidip kapıyı kilitledi. Kapıyı tekmelemeye başladım. Ev yine şu arkadaşın Aleyna'nın eviydi. Baban ve Aleyna'nın babası yakın arkadaştı. Ayrıca baban o evde büyümüştü resmen. Şehrin sana ve annene kötü geleceğine inanip köye tasindilar. Ancak o zamanlar pencerede demir bir korkuluk vardı. Hemen bulduğum bir demirle o korkuluğu sökmeye çalıştım. Ben ilerleme kaydettikce annen iceride çığlık atıp ağlıyordu ama bunu ben istememiştim. Korkuluğu tamamen açtım ve cami kırdım. İçeriye atladım o sirada arkamdan birisi atladı ve silahını çık çık yaptı. Bu o jandarmaydi evi incelerken babanı ,ve artık da seni, tuttuğumuz ahırı sordu, burada tuttugumuzu düşündü ve doğruydu da. Ancak diğerleri gitmeleri gerektiğini söylemişti. Kahrolası pislik ben korkulugu açmaya çalışırken babanı bulmaya çıkmış. Bana bıçağı bırakmam gerektigini, çoktan babanı ve oğlumu bulduğunu söyledi. Uysalca bıçağı bıraktım ve teslim oldum. 10 yıl hayvana eziyetten ve cinayete kalkismamdan hüküm yedim. Yakubun babası ise 3 yıl. Sonunda cezam bitti ve eve döndüm ancak yakubun babasını evde bulamadım. Günlerce bekledim ama o hiç gelmedi. Oğlunu burada birakmistı. Üzüntüden kendisine bir ceza veriyordu anlaşılan. Annen ise burayı çoktan terk etmiş ve onu kurtaran jandarma ile yeni bir hayat kurmuştu.
Duyduğum sözler ile beynime artık oksijen gitmiyordu. Nefesim daralıyor, kalbim duracak gibi oluyordu. Bunca yıl babam dedigim adam aslında babam değil miymis? Bu yüzden mi ben Aleyna'yla bu köye gelecekken küs olmamıza ragmen kargaşa çıkarmışlardı? Artık taşlar tamamen yerine oturmuştu. Yavaş yavaş kararan gözlerim bu düşünceler üzerine tamamen kararıp bilincimi kaybetmiştim.