Büyük salondaydık. Ben hala mattheo'yu gördüğüm için deli gibi atan kalbimi sakinleştirmeye çalışırken Carl etrafa göz gezdiriyordu. Larissa'nın gözleri Tom u arıyordu. Carl'ın gözleri aradığı şeyi yada kişileri bulmuşcasına büyüdü.
Uzakta bize el sallayan Harry, Ron ve Hermione'yi görünce gülümsedim. Sanırım Carl'ın yaptığı en akıllıca şey hermione'yle düşman ilişkisi değilde direk sevgilisi yapmasıydı. Carl hızlıca hermione'nin yanına gitti ve dudaklarına bir öpücük kondurup yanına oturdu. Senden hızlısı mezarda koçum böyle devam.
Hermione kızaran yüzünü gizlemeye çalışırken gözlerini kaçırdı. Harry gülerken yemeğinden bir çatal daha aldı. Larissa ve bende çok geçmeden onlara katıldık. Larissa Harry'nin yanına otururken Harry'nin yemeğine göz attı. "Günaydin çocuklar" hermione nihayet bizimle irtibata geçmişti. Larissa gülümseyerek cevapladı. "Sanada günaydin tatlım."
Yemeklerimizi yerken konu açmaya çalışıyordum. Kendimi dalmış bir şekilde bulmuşken Larissa'nin ayağa kalkmasıyla kendime geldim. "Nereye?" Dedim ağzımdaki lokmayı çiğnerken. Larissa cübbesini düzeltirken heyecanlı gibiydi "saat kaç?" Diyebildi sadece. Carl kol saatine baktı "Merak etme ariscim dersin başlamasına yarım saat var." Nereye gideceğini anlamış gibi görünüyordu.
Kaş göz işaretiyle Carl a baktım. Carl sessizce konuştu. "Tom'un yanına gidiyor, ah-" carl kafasına yediği darbeyle susmustu. Herkes gülerken hermione cevapladı. "Seni duyabiliyor" larissa bize veda ettikten sonra büyük salondan hızla ayrıldı. Ne bu heyecan anlamadım ben mattheo'yu görünce normal karşıladım. Yani öyle düşünüyorum.
Larissa'dan:
Aylardır hayalini kurduğum an şu an gerçekleşiyordu. Büyük salondan çıkıp Tom'u aramaya başladım. Onu nerde bulacağımı biliyordum. Bu saatlerde genelde kütüphanede yada sırlar odasında olurdu. Akşamları yasak ormana giderdi.
Kütüphanede olacağını ümit ederek yürüdüm. Aklımda türlü türlü sorular dolaşıyordu. Onu ilk gördüğümde ne tepki vermeliyim, soğuk mu davranmalıyım yoksa cana yakın mı? Sanırım soğuk olacağım Tom'un sıcak kanlı insanları sevdiğini pek sanmıyorum. Peki, düşmanca mi yaklaşmaliyim?
Bunları düşünürken cübbemin takıldığını hissettim. Bir anlığına dengemi kaybetmiştim. Biri elimi tuttuğunda nihayet dengemi sağlamıştım. Beni rezil olmaktan kurtaran kişiye bakışlarımı çevirdiğimde bir çift yeşil gözle karşılaştım.
Bakışları soğuktu.. Evet bu kişi Tom'du.
Lavinia'dan:
Hogwarts'a shiftlenmekten bahsederken derslerin bu kadar zor olacağını kastetmemiştim. Shiftlendiğimiz gün derse girmek zorunda mıydık.. Sıkıcı geçen bir dersten sonra hermione ve larissa kütüphaneye gitmişti. Larissa elbet yine Tom'u görme umuduyla hermione ise bilgi için. Ben ve Carl ise arka bahçedeydik.
"Sevgilim benimle ilgilenmek yerine aptal kitaplarla kafayı bozmuş durumda, bu berbat" diye söylendi aq evladı. En azından sevgilin var. "En azından sevgilin var gerizekalı" diyerek yanıtladım. Omuz silkti ve duvara yaslandı. "Ergen gibi enemy to lovers ilişkisi yaşamak isteyen sensin ,ben ne yapabilirim ki?" İlk defa olsada haklıydı. Hak ettim.. hak ettim bu da bana ders olsun.