3

182 28 15
                                    

Taehyung'un aksine mimik oynamamıştı adamda "Jeon Jungkook" elini minik çocuğa uzatmıştı. Jimin utanarak elini sıktı Jimin içinden konuşuyordu kendi kendine "elleri aman tanrım çok güzel ve yumuşak"

Jimin bir an dışımdan mı söyledim acaba diye düşünürken göz göze olduklarını fark etti elleri hala el eleydi utanmıştı kaç saniye geçmişti bilmiyordu elini çekti.

Jin konuşmuştu "Hadi yemeğe hepsini ben yaptım kendi ellerimleee" Taehyung Jin'in haline gülümsemişti. Hepsi masaya oturmuş yemeklerini yerken Taehyung Jungkook'a doğru sordu. "Ballı kurabiye senin barda işe başlayacak" Jungkook önce Taehyung'a baktı ardından Jimin'e.

Jungkook mimiksiz konuştu "Başlasın" Jimin Jungkook'a doğru tebessüm etmişti ama Jungkook ona tekrardan bakmamıştı bile. Jimin tabağıyla oynamaya başlamıştı.

İçinden Jungkook denilen adamın ne taştan olduğunu düşünüyordu. Acaba elini tutarken dışımdan bir şey mi dedim diye düşünmeden duramıyordu.

Yemek yenmiş sofra birlikte toplanmıştı ,ardından oturma odasına geçilmişti.İçeride Jimin'in ismini bilemdiği iki kişi vardı. Herkes bir yere oturduktan sonra taehyung konuşmaya başaldı.

"Cuma günü büyük gün bu sefer depoyu patlatıp işi bitiriyoruz Big ve Mic siz ilk önden gideceksiniz, arkanızdan Jin ve ben gelicez, adamları kapı tarafına çekicez Cristall depeoden çıkıp çatışacaktır çıkarsa Jk görev sende kafadan indireceksin"

Mic konuştu "dinlediğim en güzel plan yerim yaaa" Taehyung cevapladı "siz adam gibi hareket edemeyin ben sizi nasıl altıma alıyorum ama" sırıtarak konuştu Taehyung.

Big atladı "cidden alır mısın altına " Taehyung sırıttı "siktir git içkileri getir belki alırım o zaman"

Mic ve Big birlikte kalkmışlardı. Jin plan hakkında anlamsına rağman Taehyung'a soru ayrıntı sorarken Jimin Jungkook'a bakıyordu elinde telefonla bir şeylere baktığını görünce gözlerini çekti. Son 5 dakikayı hayat sorgulayarak  harcadı Jimin.Jungkook kimi nasıl indirecekti.

Big ve Mic içeri ellerinde viskilerle gelirken Jungkook telefonunu kaldırmıştı Jin kalkıp herkes için bardaklara doldurdu.

Mic atladı "bu çocuk neden burda içki içmesi yasal durmuyor" Big onu dürttü "sus aşkım sana nee" Mic ellerini havaya kaldırıp bilmiyorum işareti yaptı.

Taehyung viskisini yudumlarken "bu ballı kurabiye tuzlu kurabiyenin kardeşi" sırıtarak söyledikten sonra Jin'e bakmıştı.

Jin şaşkınlıkla cevapladı "ben kurabiye olsam kesin çikolatalı kurabiye olurdum bir kere demi Mic" Mic kafasıyla onayladı. Bütün bunlar yaşanırken elinde viskisi küçük bir çocuk gibi çekinerek oturuyordu koltuğun köşesinde Jimin.

Taehyung, Jin ve Jungkook ilk bardağini bitirmişti bile Jin onların içkilerini tazeledikten sonra Taehyung'un yanına oturmuştu. Jimin telefonunu çıkarıp bakmaya başlamıştı.

Öpüşme sesleri fark edip Jimin telefondan kafasını kaldırıp şakgınlıkla etrafa balındı

Çaprazında iki korumanın öpüştüğünü görmüştü ne yani patronları önünde mi diye düşündü.

Jungkook da aynı şeyi düşünmüş olacaktı ki hafif sesi yüksek bir şekilde "siktirin gidin amınakoyayım odanızda yiyişin" Big ve Mic birbirlerinden ayrılırken Taehyung araya girdi "misafir var koyayım sizin sevişmenize gidin odanıza" Jin kıkırdarken Taehyung ona baktı ve kıkırdadı.

Bugs ve Mic odadan çıkarken  Jimin Jungkook'un tepkisine şaşırmıştı.
Abisinin alkole çok dirençli olmadığını biliyordu sanki biraz yumuşamış gibiydi Taehyung'a bir şeyler anlatıyordu, o ise zevk alırcasına dinliyordu.

Jimin bir bardak içmişti yeterliydi biliyordu ama bir bardak daha döktü kendine istiyordu içmeye devam etti. Abisine baktığında Taehyung'un elinden tutmuş ayağa kaldırmaya çalıştığını gördü.

"Taehyung'a kıyafet göstericemmmm" Taehyung itaat edercesine kendini sürükleyen adamın peşinden dışarı çıktı.

Jimin'e yavaştan sıcak basması ve baş dönmesi gelmeye başlamıştı bilincini kaybetmemek için sürekli nerede kimle ne yaptığını tekrarlarken Jungkook ile odada baş başa kaldığını fark etti. Oturmuş Jungkook'u izliyordu çok belli ettiğinin farkında değildi.

Jungkook kendini izleyen küçüğü fark edip ona baktığında, Jimin karşıda oturan adama sırıtarak el sallıyordu. Jungkook buna sırıttı Jimin şaşrımıştı.

Minik parmağıyla Jungkook'u göstererek "heyyy sen az önce gülümsedin mii?" Jungkook sessiz kaldı yüzü yine eski mimiksiz haline dönmüştü.

Jimin konuştu "ellerin çok güzel ve yumuşaktı ama sen biraz odunsun"
Jungkook şaşırıp "ben mi?" diye kendini gösterirken ekledi "beğenmiyorsan git"

Jimin cevapladı "biliyor musun seni beğenmiştim ama çok kabasın" Jimin kollarını göğüsünde bağlayıp çiçek olurken Jungkook yine sırıttı.

Jimin telefonunun çalmasıyla irkildi telefonu açtığında suratı asılmıştı arayan patronuydu ve nerede olduğunu soruyordu.

Jimin gözlerini dolarak konuşmaya başladı "ben bir daha senin barında çalışmayacağım tamam mı pis herif" Jimin ağlamaya başladığında Jungkook ona baktı çocuk cidden ağlıyordu.

"Seni iğrenç pislik nalet adam git konuşma benimle" Jimin konuşurken sesini yükseltmeye başlamıştı Jungkook ne yapacağını bilemeden Jimin'in yanına doğru geldi.

"Kurabiye sakin ol" Jimin ağlayarak cevap verdi "olamam ben sakin"

Jungkook telefonunu Jimin'in elinden alıp kapattı. Jimin oturduğu yerde dizlerini kendine çekmiş kolları ile dizlerine sarılıp minicik olmuş kafası kolları da gözlerinden yaşlar dizlerine geliyordu.

Jungkook taş gibi kesilmişti kim ne diyip bu çocuğu ağlatmıştı. Bir kolunu Jimin'in omzuna atıp kendine çekti. Jimin Jungkook'a yaslanmış artık kafası onun göğüsündeydi.

Jimin hıçkıra hıçkıra konuştu "senin barında çalışacağım demi" Jungkook başıyla onayladı "evet çalışabilirsin"

Jimin tekrar ekledi "peki beni zorla öpüp dokunmaya çalışmazsın değil mi"

Jungkook'un tüyleri diken diken olmuştu gözünü kırpmadan adam öldürebilen, eli titremeden keskin nişancı silahı kullanabilen Jungkook'un her bir zerresi titremişti miniğin azınden çıkan kelimelerle.

Selamm bir gün içinde sırf okuyucularım için iki bölüm paylaşıyorum okuyan ve yıldızlayan herkes için teşekkür ederim umarım beğenirsiniz diğer hikayeme de göz atmayı unutmayın sizi seviyorum♡

libertad  | jikook |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin