+

38 28 1
                                    

Odadan çıktılar. Koridorlarda giderken Eren, "Kanka var ya, kafayı yedik. Niye ayarlamadın," dedi.

Oğuzhan, "Açken ben, ben değilim; yemek yemem lazım."

Merdivenden inmeye başladılar. Bir kat aşağıya indiler. Aşağı katta Can'la Ferdi'ye denk geldiler.

Ferdi, "Yeter be kardeşim, her yerde karşıma çıkıyorsunuz," dedi.

Oğuzhan, "Aynı yurtta kalıyoruz, mal, ne olacaktı," dedi.

Sonrasında Eren konuya girdi. "Maçta size nasıl çaktık."

"Lan oğlum, bir farkla yendiniz. Ben gol değil demeseydim babayı yenerdiniz."

"Demeseydin mall!"

" Ben sizin gibi adi değilim oğlum, dürüst adamım ben."

Oğuzhan, "Evet gördük, sonradan yarım saat ağladın," dedi.

Sonrasında Ferdi konuya girdi. "Yav he he, tamam tamam, yendiniz. Onu bırak, akşam konser var. Hem de yurt götürüyor. Geliyor musunuz?"

"Saat kaçta?"

"Konser saat sekizde. Yirmi dakikaya yurdun önünden araç kalkacak."

"Hadi be! Gelirdik de ama daha yemek yemedik."

"Orada yersiniz bir şeyler, kanka."

"Tamam o zaman, gidelim. Kanki, bana uyar. Eren de geliyorsa, gidelim."

"Bana da uyar kanka, sıkıntı yok."

"Tamam o zaman. Biz gidip hazırlanalım ama ben fazla duramam. Biraz işlerim var, az takılır dönerim."

"Tamam, sıkıntı yok. Biz Ferdi'yle iniyoruz. Aşağıda görüşürüz."

"Tamam," dedi.

Sonrasında üst kata çıktılar. Eren kapıyı açtı, içeri girdi.

İkinci dönem

Oğuzhan, Eren'in içeri hızlı şekilde girdiğini görünce:

"Olum, ne öyle alacaklı gibi giriyorsun, aklımız gitti."

"La,"

"He la,"

"Konser varmış. Gelecek misin?"

"Ulan yine mi konser? Nasıl yine denk geldi?"

"Ne oldu lan?"

"Ders programı hazırlıyordum. Yine konsere denk geldi."

"Lan boş ver ne olacak, gelince hazırlarsın."

"Geçen dönemde öyle dedim. Sonra ne oldu, gördük."

"Ne oldu?"

"Ne mi oldu? Lan bir konsere gittik, dersi filan unuttuk."

"Olum gel, ne olacak, iki takılırız döneriz."

"Kanki işte öyle olmuyor. İki takılıp dönmüyoruz. Adamlara bir uyuyoruz, dersi filan unutuyoruz. Bir gidersek oradan çıkamayız."

"Lan valla biraz durur geliriz. Az değişiklik olur."

"Lan ne hemen gelmesi. Bir girdin mi oraya çıkamıyorsun. Geçen dönem yenge seni salmadı diye gelemedin, bilmiyorsun."

Eren, "Ne oldu la geçen konser?" dedi. Öyle deyince Oğuzhan anlatmaya başladı:

"Kanka, Ganita'ya gittik. Konser başladı. Bir saat falan takıldık. Sonra, 'Beyler, geç oldu, ben gidiyorum,' dedim. O sıra Ankara havası çaldı, bizimkiler ayaklandı. 'Kanka bunu da oynayak, gidersin,' dediler. Ben de tamam dedim, oynamaya başladık. O sıra Can içecek almaya gitmişti. Geri geldi, elindeki içecekleri bir yere koydu, çemberin içerisine girdi, oynamaya başladı. Sonra sırayla bizimkileri tek tek ortaya aldı, karşılıklı oynadı. İşte ben geçtim, Hüseyin geçti, Fırat geçti filan. En son müziğin sonuna doğru sıra Ferdi'ye geldi. Ferdi'yi çağırdı, Ferdi 'Kanka ben bilmiyorum,' dedi. Can 'Oyna oyna,' diye tutturdu. Ferdi ise 'Kanka boş ver, bilmiyorum,' falan dedi. O sıra müzik bitti. Can başladı konuşmaya."

Eren, "O yine ne konuştu?" dedi.

"Kanka, bu Ferdi Ankaralı ya, oradan bir girdi: 'Abi, yok sen nasıl oyun oynamayı bilmiyorsun, nasıl Ankaralısın,' falan dedi. Sonra, 'Sen Allah bilir pavyona falan da gitmemişsindir,' falan dedi. Ferdi ise 'Gitmedim,' dedi. Can buna daha çok tutuldu: 'Lan, lan,' falan dedi, bir şaşırdı. Sonra, 'Nasıl pavyona gitmedin? La bu nasıl Ankaralı? Pavyona gitmemiş, oyun havası bilmiyor. Ooo,' dedi. Ferdi, 'Lan ne alakası var,' dedi. Can, 'Ne alakasımı var? Olum, böyle Ankaralı mı olur? Pavyona gitmemiş, oyun havası bilmiyor. Bak ben Adanalıyım, şalgam içtim, sen pavyona bile gitmemişsin.' Ferdi, 'Olum ne alakası var?' dedi.

Can, 'Ne alakası mı var? Hüseyin, sen nerelisin lan?'

'Antepliyim.'

'Sen, hiç baklava yedin mi?'

'Lan, Antepliyim. Sence yemez olur muyum, kanka?'

'Bak ne diyor? Antepliyim diyor. Yemez olur muyum, diyor.'

Ferdi,,'Olum, baklavayla pavyonun ne alakası var? İkisi bir şey mi?' dedi, güldü. Sonra, 'Ben beş vakit namaz kılıyorum, pavyona nasıl gideyim?' dedi. O sıra başka yerden gelen Ali selam verdi.

Konudan habersiz olan Ali konuya dahil oldu. 'Selamün aleyküm,' dedi. Herkes, 'Aleyküm selam,' dedi. Sonra Can, Ali'yi gösterip, 'Ha Ali, sen nerelisin?' dedi.

Ali, 'Bursalıyım,' dedi. Ali 'Bursalıyım' deyince herkesi bir gülme tuttu.

Ferdi, 'Ne oldu lan?' dedi. Can gülerek, 'Olum o da köfte yemiştir,' dedi. Can öyle deyince herkes daha çok gülmeye başladı. Gülmekten yarılan Hüseyin, 'Lan bir sus, senin kafana,' dedi. Sonrasında ise konudan habersiz bir itirap olan Ali masum bir şekilde, 'Ne yaşıyorsunuz la siz?' dedi.

Can, 'Boş ver kanka, anlamazsın,' dedi, konuyu kapattı. Bende o sıra konu kapanmışken çıkayım dedim ama çıkamadım,"

Eren gülmeye devam ederken, "Niye çıkamadın?" diye sordu. Oğuzhan anlatmaya devam etti:

"Tam çıkacakken korktuğum başıma geldi. Sahnedeki DJ korktuğum adamın müziğini açtı."

Eren, "Kimin müziğini açtı?"

"Kanka, Trabzon'dayız. Kimin müziği olabilir?"

Eren güldü, sonra kendini toparladı. "Cimilli İbo?" diye sordu. Soruyu duyan Oğuzhan sitem ederek konuşmasına devam etti:

"Ulan o kadar saat erkenden açsın, oynayıp çıkalım diye bekledim. Adi DJ tam çıkarken açtı. Herkesle selamlaştım. Tam arkamı döndüm gidiyordum, o sıra efsanenin 'Uhahahouu' diye sesi duyuldu. Arkasından Can 'Uhahahouu' diye bağırdı. Can bağırdıktan sonra kemençe müziğe girdi. Bir anda bir kalabalık beni içerisine aldı. Sonrasında şarkının 'Oyna oyna' diyen kısmında, 'Oyna, oyna,' diye bağıran bir dayı geldi.

Dağınık oynayan grup hizaya soktu, başa geçti. Ondan sonra ortalık iyice karıştı. Bir anda kendimi horonda buldum. Horon başlarken saat dokuzdu. Bir şarkı oynar çıkarım dedim. Bir baktım saat on iki olmuş. Üç saat horon teptik, üç saat."

BÜYÜK SINAV NOTLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin