Merhaba. Ben Kumsal. 19 yaşında genç bir kızım.Yaklaşık 9 ay önce Almanya'ya taşındım.
Şu an Almanca kursuna gidiyorum. Almanca kursunda belli bir seviyeye geldikten sonra meslek okumak istiyorum. Meslek olarak da Eczacı olmak istiyorum.Bugün yine aynı rutin ile devam ediyorum.
Sabah 7.30 da uyandım. Yüzümü yıkayıp hafif bit makyaj yaptıktan sonra üstümü giyip çıktım. Okul yolu çok uzun değildi. Tren ile 3 durak gidip bir kaç dakika yürüyordum.Kursta 5 saat geçirdikten sonra uğradığım bir kütüphane vardı. Orada ya Almanca çalışırdım yada kitap okurdum. Bugün Almanca çalışacaktım çünkü en yoğun konulara gelmiştim kafamdaki karışıklığı çözmem gerekiyordu.
Kütüphane de eşyalarımı dizerken yine her zaman ki gibi karşımda oturan çocuk karşıma oturdu. Çocuk konuşmuyor rahatsızlık vermiyor ama sanki bir şeyler vardı onda. Dikkat çekiydi. Yeşil gözleri siyah saçları ve yaklaşık 1.80 boyu vardı.Türktü sanırım. Kulaklığımla bilgisayardan dersi dinlerken. Bana seslendiğini duydum.
-Silgini alabilir miyim?
-Tabi.
Diyip uzattım. Küçük bir not defterine aldığı notları siliyordu.
-Ne çalışıyorsun? diye sordu.
-Almanca çalışıyorum.Sen?
-Bende arada Almanca arada başka işler ile uğraşıyorum.
Belliydi sadece Almanca çalışmadığı. Sürekli telefon ile konuşmaya çıkıyor. Her şeyini bilgisayardan hallediyordu. Sırtı duvar kenarına baktığı için ekranı görmek de zor oluyordu yoksa bakabilirdim.
-Kursa mı gidiyorsun yoksa kendin mi çalışıyorsun? diye sordum.
-Kendim çalışıyorum. Sen kursa mı gidiyorsun?
-Evet. A2 seviyesindeyim.
-İyiymiş. Hedefin ne?
-Eczacı olmak istiyorum. Mesleği okumak içinde B1 seviyesinde Almanca öğrenmem gerek.
-Evet. Yaparsın zor değil. Karan ben bu arada.
-Bende Kumsal.Memnun oldum.
-Bende. Çalışıyor musun bir işte?
-Şu an çalışmıyorum ama arıyorum.
-Nasıl bir iş arıyorsun?
-Kasa da çalışabileceğim insanlarla iletişim kurabileceğim.
-Aslında benim çalıştığım yerde çalışan arıyoruz. Kasa işini sana verebilirim çalışan ile konuşursam.
-Çok iyi olur. Nerede peki iş yeri?
-Çok uzak değil. Ben çalışanlar ile konuşup hallederim. Seni çağırırım sende görürsün iş yerini.
-Olur. Teşekkür ederim.
-Rica ederim.
Bu kadar basit bir şekilde iş bulabileceğimi hiç sanmıyordum. Yaklaşık 1 aydır Almancamı geliştirebilmek için iş arıyordum. Ama bana uygun bir iş bulamıyordum. Sohbetin ardından ikimizde geri kaldığımız yerden çalışmaya devam ettik.Saat 5 olmuştu. Kütüphaneden çıktım. Arkadaşım Mavi'yi aradım. Yemek yemek için bir yerde buluşup beraber gidelim istedim.Tek başıma yemek yemeyi çok sevmezdim . Ya bir film ya bir video izleyip ya da en yakın arkadaşımla sohbet edip yemek yerdim.
-Halloo.
-Hallo canım napıyorsun?
-Şimdi kütüphaneden çıktım. Dedim ki bir yerde buluşup yemek yiyelim.
-Olur. Ben de acıkmıştım zaten.
-Tamamdır. Her zaman ki yer o zaman.
Bizim her zaman gittiğimiz bir Restaurant vardı. Yemekleri mükemmeldi. Almanya'nın yemek kültürü Türk yemek kültüründen farklı olduğu için yemek yiyebilecek çok seçenek yoktu ama bu Restaurant hariç .
Her zaman buluştuğumuz yerde buluşup Restauranta doğru yürüdük.
-Kurs nasıl gidiyor alıştın mı?
-Alıştım ama açıkçası biraz zorluyor.
-Zorlayacak tabi ki. Ama yaparsın inan kendine. Önemli olan konuşmak. Konuşunca daha çabuk öğreniyor insan.
-Bak sana ne anlatacağım ama Restaurantta.
Restauranta geçip sipariş verdikten sonra masaya geçip oturduk.Maviye anlatmaya başladım.
-Hani sana bir çocuk anlatmıştım kütüphaneden.
-Enişte mi oldu yoksa?
-Mavii. Hayır. Bana iş buldu.
-Ne? Çok iyi. Ben dedim o çocukta bir şeyler var boşuna hep önüne oturmuyor ya. Ay bakalım daha neler olacak.
tanışayım mı?
-Sakin olsana sen!
-Tamam tamam. (Güldü). Ne işi peki?
-Heh şöyle konuşalım. Kasa da çalışmak istiyordum ya. Çalıştığı iş yerinde ayarlamaya çalışacakmış.
-Senin için?
-Hım hım.
Yemekler geldi. İkimizde yemeye başladık.
-Gel bugün farklı bir şeyler yapalım. Dedi çılgın Mavi.
-Ne gibi?
-Bara gidelim hani hep gitmek istiyorduk bende giyinip süslenip çıkarız. Ne dersin?
-Hayır deme şansım olmadığını bildiğim için evet derim tabiki de.
Aslında hayır deme şansı verseydi bile evet derdim. Biz hep gitmek istiyorduk böyle yerlere ama o zamanlar ailemezin tepkisinden korktuğumuz için ikimizde sıcak bakmıyorduk bu olaya. Ne zaman ailemizden ayrı yaşamaya başladık işte o zaman ikimizinde yapamadığı ne varsa onu yapmaya başladık .
Restauranttan çıktıktan sonra Mavinin evine geçtik. Odasına girdikten sonra Mavi hemen ikimiz için elbise seçmeye başladı.
-Nasıl?
-Senin için mi benim için mi?
-Senin.
Bana pembe tüllü mini bir elbise gösteriyordu.
-Siyah yok mu?
-Başlarım senin siyahına. Bu nasıl?
Bu sefer kırmızı kadife sırtı açık mini bir elbise gösteriyordu. Güzeldi ama sanki fazla mı açıktı.
-Sanki fazla açık.
-Kalk kalk kalk çabuk giyiyorsun. Bakalım nasıl durucak üstünde. Sonra karar veririz açık mı diye.
Ben giyinirken o da kendine elbise seçiyordu. Giyindikten sonra önce aynaya baktım sonra Mavi'ye.
-Ohaaaa.
-Tamam abartma.
Bende beğenmiştim ne yalan söylim. Mavi de koyu mavi kadife yırtmaçlı uzun bir elbise giymişti. Hemen makyajımızı yapıp çıktık.
Arabayı lüks bir bara sürdüm. İkimizde ilk defa geldiğimiz için heyecanlıydık. Yolda da ne içebileceğimizi araştırmıştık. Barmenden içeceğimizi istedikten sonra etrafı inceledik. İçerisi çok kalabıktı.
-Yeni misiniz? dedi barmen.
-'Çok mu belli oldu.' diye cevap verdi Mavi.
Barmen sırıttı.
-Biraz diyelim.
Barmen ile biraz daha sohbet ettikten sonra Mavi tuvalete gitmek için ayrıldı. O sırada yanıma Karan oturdu.
-Ooo kimler varmış burada.Napıyorsun?
Gülümsedim.
-Arkadaşım ile geldim. Biraz vakit geçirmek istedik burada.
-İyi yaptınız. Ben de gidiyordum şimdi.
-Niye? Arkadaşımla tanışsaydın sonra giderdin.
-Başka zamana artık. Yorgunum bugün gitmem gerek.
-Sen bilirsin.
Ne ara bu kadar yakın olduk biz bende anlamadım. İçecek kafa yaptı heralde.
-Görüşürüz yarın kütüphanede.
-Görüşürüz.
O kalkıp gittikten hemen sonra Mavi geldi. Zamanlamaya bak. Etkilendim mi acaba. Mavi ile biraz daha sohbetten sonra müziğe kendimizi kaptırıp dans ettik. Alışmıştık sanki. Saati üç ettikten sonra eve geçtik. Mavi'nin evi daha yakın olduğu için onunla kalmaya karar verdim. Eve geçtikten sonrasını hatırlamıyorum.
Sabah kalktığımda saat 11.00 dı. Mavi benden önce kalkmış yüzünü yıkıyordu.
-Günaydın.
-Kız ödümü kopardın.Günaydın.
Güldüm verdiği tepkiye.
-Hadi kahvaltı yapalım.
-Olur. Ben geçiyorum mutfağa sende ayıl gel çabuk.
-Hemen.
Yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı tarayıp Mavi’nin yanına gittim. Beraber lezzetli bir kahvaltı hazırladık.Kahvaltıyı balkona kurduktan sonra kahve içerek kahvaltımızı etmeye başladık.
-'Sana bir süprizim var. Bugün onay beklediğim Moda Akademisinden onay geldi.'dedi heyecanla.
Bende heyecanla kalkıp ona sarıldım. Yıllardır istediği şeye sonunda kavuşmuştu.
-'Bunu kutlamalıyız.' Dedim sevinçle.
-Tabi ki de. Ama bugün değil . Bugün daha bir sürü işim var.
-Tamamdır. Sen nasıl istersen.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra ikimizde hazırlanıp evden çıktık. Kütüphaneye gittim.Aslında ben haftasonlarını pek gitmezdim.Ama dün Karan 'yarın görüşürüz' diyince sanırım bir gitme ihtiyacı duydum.Yine aynı yerime oturdum. Karan’da tam o sırada karşıma geçti. Bu sefer tek değildi. Yanında arkadaşı da vardı. Arkadaşı çok tanıdık geliyordu.
-'Günaydın.' Dedi ikiside
-Günaydın.
-Ben Kaan.
-Bende Kumsal. Memnun oldum.
-Bende. Ben iş için konuşmaya geldim. Seni işe alacağız ama öncesinde bir belge imzalaman gerek. Belgeye yapıştırmak için yanında biyometrik bir fotoğrafın var mı? Bir de imzanı alacağım.
Almanya'da işler böyle mi yürüyordu. Sürekli lazım olursa diye taşıdığım fotoğrafı çantamdan çıkardım. Belgeyi masaya koydu.
-Kasa da çalışmak istiyordun değil mi?
-Evet.
Belgeyi doldurmaya başlamıştı. Arada Karan ile göz göze geliyorduk. Beni çok dikkatli bir şekilde izliyordu.
-Soyadın?
-Çakır.
-Hangi saatlerde çalışabilirsin?
-Hafta içleri öğlen birden sonra çalışabilirim. Hafta sonları siz ne zaman derseniz.
-Şurayı imzaladıktan sonra iş tamamdır.
-İşi görmeye gelicektim ben aslında. Nasıl bir yerde çalışacağımı bilmek için.
-O sorun değil. Eminim ilk gördüğün anda çalışmak isteyeceksin. Çok talep vardı çalışmak isteyen ama Karan sana öncelik vermemizi istedi.
Karan gülümseyince bende gülümseyip teşekkür ettim. Belgeyi imzaladım.
-Hayırlı olsun.
-Teşekkür ederim. Peki ben ne zaman geleyim.
-Yarın sabah altı gibi gelebilir misin?
-Biraz erken değil mi?
-Sana hem iş yerini gösteririz hem de çalışma sistemi öğretiriz alışırsın.
-Peki nerede?
-'Ben seni alacağım.'dedi Karan.
-Sorun değil siz konumu atın ben gelirim.
-Olur mu öyle ben alırım seni.
-Öyle olsun o zaman.