Beyaz Lotus Çiçeği

43 2 5
                                    

 UYARI!= Bu kitap küfü,argo,ölüm,kan,öpüşme ve bunun gibi senaryolar içerebilir. Rahatsız olanlar şimdiden önlemini alsın.                          

Oy kullanırsanız çok sevinirim★

İyi okumalar dilerim!★

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

~12 sene önce~

Gece,yatağından kalktığı gibi koşup lavaboya ilerlemeye başladı. İlk ellerini sonra yüzünü ve en son da dişlerini fırçalayıp yüzünü sildi.

Üzerine bugün'e özel seçtiği beyaz elbisesini giyip olduğu yerde büyük bir heyecanla koşup zıplamaya başladı.

Çünkü bugün Gece'nin 8. yaş doğum günüydü.

Gece masasına oturup hayal kurmaya başladı. Babası ve annesi elinde pastayla odaya giriyor; arkadan 6 yaşındaki kardeşi Can, Gece'nin en sevdiği, saflığın ve duruluğun simgesi olan beyaz lotus çiçeği ile yanına geliyor.

Bu hayal Gece için ne kadar güzel olsa da, Gece saat'e baktığında hayal kurarken çoktan 1-2 saat geçmiş; saat 13.00 olmasına 15 dakika kalmıştı.

Gece içinden "Doğum günü mü unutamazlar değil mi? Sonuçta ben onların ilk ve tek kız çoçuğuyum." dedi ve anne ve babasının odasına doğru yürümeye başladı.

Annesi ve babası odasında yoktu. Gece, ne kadar bugün günlerden cumartesi olduğunu bilse de"İşe gitmişlerdir." diyip kardeşinin odasına doğru yürümeye başladı.

Gece odaya adımını atıyorduki gördüğü manzarayla öylece durup kaldı.

Annesi ve babası, Can'a sarılarak uyuyorlardı.

O anda Gece'nin aklına bir anı geldi; Gece 6 yaşındayken, saat gece'nin 4 sularında annesi ve babasının yanına gidip annesine "Anne, çok kötü bir rüya gördüm. Benimle yatar mısın?" diyip annesine baktı.

Ama annesi Duru "Gece, hava zaten çok sıcak. Bizi sıkma da git yatağında uyu." diyip Gece'yi dışarı çıkması anlamında eliyle kapıyı gösterip üzerine örtüyü daha da örtmüş; gözlerini uyumak için kapatmıştı.

Gece, bir Can'a,bir annesine ve bir de babasına bakıp şok içinde öylece duruyordu.

Gece'nin sol gözünden yanağına doğru giden bir damla göz yaşı aktığında odasına doğru koşmaya başladı.

Odasına geldiğinde kapıyı sert bir şekilde kapatıp yatağına doğru yürümeye başladı.

Gece yatağa oturduğunda için de sadece iki tane duygu vardı; 1. hüzün, 2. ise nefret.

O günden sonra Gece, anlamı saflığın ve duruluğun simgesi olan beyaz lotus çiçeğini sevmeyi bırakmış; ölum, isyan ve gücün temsili rengi olan siyah lotus çiçeğini sevmeye başlamıştı.
 

                                                                                                   ~Tek Başına~
                                                                                                 (Şimdiki zaman)

   Soğuk bir Ocak ay'ıydı. Artık okula gitmek yerine bir çete üyesi olduğum için istediğim saatte kalkıp uyuyabiliyorum.

Bunu yapmamın en büyük payı da sağolsun beni hiç sevmeyen ailem. Bana 'Bugün nasılsın?' bile demedikleri için okulumu ve ne yaptığımı sorgulayacak değiller. Zaten yapmiyorlarda.

Bu yüzden elimi,yüzümü ve dişlerimi fırçaladıktan sonra üzerime siyah bir bluz,kot pantolon ve palto giydim. Saçımı ise tepemde at kuyruğu yaptım.

Hazır olduğumu anladığım an kendimi dışarı atıcaktım ki mutfaktan cam kırılma sesi geldiğin de olduğum yerde dona kaldım.

Bir kaç saniye öylece yerimde bekledim. Sonra neler olduğunu anlamak için hızla mutfağa doğru yürümeye başladım.

Mutfak görüş alanıma girmişti ama önümde annemle babamı ağlayarak izleyen Can da görüş alanına girince öylece Can'a baktım.

Benim geldiğimi anlamış olacak ki arkasına dönüp gözlerime baktı. Ben de onun gözlerinin içine baktım ama onun gözlerinde ilk defa bu kadar şiddetli hüzün ve korku gördüm. Bir kaç saniye bakıştıktan sonra ona doğru ilerleyip kollarımı boynuna sardım. Beklediğim gibi bana karşılık verip o da kollarını belime sardı.

Bir kaç dakika boyunca öylece kalsakta aklıma asıl buraya geliş sebebim geldiği için onu kenarıya alıp içeriye bakmaya başladım. Yerde kırık cam parçaları varken hala orada kavga etmeleri biraz değişik olsada gözlerimi yerden kaldırıp annemle babama baktım.

Daha bir kaç saniye onları izleyebilmişken annemle göz göze geldiğim de kaşları daha da çatılıp bana doğru sert adımlarla gelmeye başladı. Biliyorum konumuz bu degil fakat kaşlarını daha da çatınca gargamele benzediği için gülmeme ramak kalmışken son anda dudaklarımı birbirine bastırıp kendimi gülmemek için zor tuttum.

Önüme geldiği gibi kolumdan tutup beni kenarı çekti. Bir anda yüzüme tükürür gibi "Senin gibi kız çocuğu olmaz olsun! Ne derslerin de iyisin ne de bu eve katkın var. Bu evde, ortam da, aile de ve herşey de  fazlalıksın. Senin için bir kuruş daha ödemeye tahammülüm yok!" diye bağırınca gözlerine bakarak öylece kaldım.

Biliyorum; beni sevmiyor ama bu kadar da içinde kin besleyecek, benden bu kadar nefret edecek ne yapmıştım ben ona?

Madem benden bu kadar nefret ediyordu, o zaman ben de onun gözüne bir daha gözükmem.

O bana nasıl nefret dolu bakıyorsa ben de ona aynı ifadeyi büründüm. Ne kadar ben de ondan nefret ediyorsam bunu sözlerle değil, en acı vereni, yani bakışlarımla anlattım ona olan kinimi.

Aynı ifademle gözlerine bakarken bir yandan konuşup bir yandan kolumu onun elinden çektim.

"Madem sana iyi bir çocuk olamadım, artık ben olmadan daha mutlu olursun öyle değil mi?" diye bağırıp odama  doğru hızlı ama sert adımlarla yürümeye başladım.

Odama girdiğim de elime ilk aldığım çantanın içine şarj aleti,kıyafet ve ihtiyacım olabilecek herşeyi koydum ve hazır olduğumu anladığım için tam odadan çıkıyordum ki Can bir anda önüme geçip bana sarılınca arkaya doğru afalladım.

Ama hemen kendimi toparlayınca ben de Can'a sarılıp " Merak etme, seni her zaman arıyacağım ve söz veriyorum , kendi ayaklarım üzerin de durmayı başardığımda seni yanıma alacağım." diyip yanağına hızlı bir öpücük kondurup evden çıktım.

Artık bu yolda tek başıma ilerleyecek ve kendi ayaklarımın üzerinde durup Can'ı yanıma alacağıma kendime evden çıktığım gibi söz verdim.

Artık tek başımaydım. En çok korktuğum şey olan yalnızlık, beni bugün yani 25 Ocak'ta kolları ile sarıp sarmaladı ve en büyük korkum ile öylece sokakta başbaşa kaldım...

                                                                                              ~bölüm sonu~

Selamlarr,biliyorum bu bölüm biraz kısa oldu fakat söz veriyorum öbür ki bölümler de daha çok kelime yazmaya çalışacağım.

Eğer bölüm de beğenmediginiz yerler, istediğiniz şeyler veya sorunlar varsa söylerseniz çok sevinirimm💗

Umarım beğenmişsinizdir öbür bölüm de görüşmek üzere🤍

! ŞİMDİYE KADAR HİÇBİR YERDE YAPTIĞIM KİTABIN SENARYOSUNU VE OLAY ÖRGÜSÜNÜ GÖRMEDİM VE KİTABIN İSMİNİ İLK YAPANIM ÇALINTI DEĞİLDİR!

SİYAH LOTUS ÇİÇEĞİMWhere stories live. Discover now