Hapishane

18 2 4
                                    

Dik yokuşlu dağlar,sayılamayacak kadar çok gür ağaçlarla bezeliydi.Portakal ağaçlarından oluşan tarla insanın gözlerini bayram ettiriyordu.Kuşlar uçuşuyor,arılar vızıldaşıyordu.Bense buradaydım.Tellerin arkasında.Bitkin,hayatın sillesini yemiş kraterli yüzünde hiçbir tebessümü kalmamış bir kadın;içinde lapa,yanında da taş gibi bir ekmek olan tası önüme fırlattı ve
"Yumul" dedi
Elimle ittirdim
"İstemiyorum"
Kadın bana sanki ben acınası bir varlıkmışım gibi baktı
"İstemeye başlasan iyi olacak.Yoksa açlıktan öleceksin"
"Burada açlıktan ölecek kadar fazla kalmayacağım."
"Buraya gelen herkes öyle der." Dedi kadın ve salına salına yürüyerek uzaklaştı.Buraya geldiğimden beridir vaktimin çoğunu önceden burada bulunmuş insanlar tarafından kazınmış duvara bakarak geçirdim.Şu an da yaptığım şey buydu.Bir süre sonra bir gardiyan daha geldi fakat benim hücremin önünde durmadı.Onun yerine hapishanenin rutubetli koridorunun ortasında durarak
"Bahçeye avanaklar!" Dedi hırıltılı sesiyle avazı çıktığı kadar bağırarak.Diğer suçlular gibi bolarık turuncu tulumumla dışarı çıktım.Tellerle çevrili bahçenin içinde sabaha kadar güneşi içine çekmiş,oturunca insanın canını acıtan metal kamelyalardan birine oturdum.Özellikle oturduğum yerin bir hapishane çetesinin sahiplendiği yer olmamasına dikkat ettim.Bu lanet olası yerde temiz hava almak çok nadir olduğundan bu anın tadını çıkardım.Fakat bu da çok uzun sürmedi.Saçının bir tarafı uzun bir tarafı kısa,uyuşturucu çekmekten gözünün şaftı kaymış bir kadın yanıma oturdu.
"Ben Eloise" Dedi gözlerindeki sert bakışla
"Ben de Lucia"
Yüzünü uzaklara,tellerin dışına doğru çevirdi.Aynı zamanda da
"Lucia,hm...". Diye mırıldanıyordu.
Sonra yine insanın ödünü koparan yüzüyle bana geri döndü.
"Açık konuşacağım.Lafı uzatmayı sevmem."
Buz kesen gözlerinden olabildiğince uzak durmaya çalışıyordum.
"Eğer bu bok çukuruna düştüysen,yanında seni koruyacak birine ihtiyacın var.Bir çeteye"
İstemsizce gülümsedim.Bunu görünce gözlerinde şimşekler çakmaya başladı.Onu alaya almış olmamdan rahatsızlık duymuştu.
"Sen gül bakalım." Dedi
"Ne demek istediğimi nasıl olsa yakında anlayacaksın."
Tam arkasını dönmüş giderken
"Burada çok fazla kalmayacağım." Diye bağırdım.
Arkasını döndü ve kendinden çok emin bir ifadeyle
"Herkes öyle der." Dedi
Cevap veremedim.Çünkü açıkçası bundan sonra olacaklar hakkında hiçbir fikrim yoktu.Somurtmakla yetindim.Biraz sonra yine o acımasız kaba sesiyle bağırdı gardiyan
"Mahkumlar,içeri!"
Hepimiz küçük birer böcek gibi kapıya doğru yöneldik ve teker teker içeri girdik.Gardiyanlar sorunlu tiplere acımıyor,onları yakasından paçasından tuttukları gibi içeri doğru sürüklüyorlardı.Bu safhayı da atlattıktan sonra daracık hücreme geçtim.Bana yükledikleri suç ağırdı.O yüzden beni bu boktan hücrenin içine tıkmışlardı.Suçsuzdum.Fakat onlar bu suçu yükleyebilecekleri bir günah keçisi arıyorlardı.Bulmuşlardı da.Onlar için biçilmiş bir kaftandım.Olay yerindeydim,kurbanla iletişim içindeydim.Onların tarafında polisler de vardı.Yozlaşmış iğrenç birkaç polis.Böyle işlere hakim oldukları için güçlü iddialarda bulunmuş,kendilerini de muazzam bir şekilde savunmuşlardı.Günün sonunda yanan yine ben olmuştum.Hapiste olan bendim,tüm suçlar üstüne yıkılan bendim,bok gibi hisseden bendim.Bir avukatım vardı bir de anne babam.Ah benim zavallı kıymetlilerim!Ne kadar üzülmüşler,şaşırmışlardı polisler bana ters kelepçe taktığında.Avukatım da benim masum olduğumu kanıtlamak için canını dişine takarak çalışıyordu.Duruşmalar henüz bitmemişti fakat durum iç açıcı değildi.Bizim de savunmalarımız vardı tabi ki fakat onlarınki kadar güçlü değillerdi.Çaresizce beni buradan çıkarması için avukatımdan medet umuyordum.İyi insan lafın üstüne gelir demiş atalarımız.Tam o an acımasız bet suratıyla gardiyan yanıma gelip
"Ziyaretçin var." Dedi ve kelepçelerimden tutup beni ziyaret odasına doğru çekiştirmeye başladı.Tam da tahmin ettiğim gibi ziyaret odasına vardığımızda avukatım yüzünde mutlu denilebilecek bir ifadeyle beni bekliyordu.Gardiyan hırıltılı sesiyle
"15 dakika" Dedikten sonra içeri girdim.İki kişilik masada oturan avukatımın karşısına oturdum.

MasumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin