1.BÖLÜM

8.3K 314 152
                                    

Herkese merhaba. :) 3.Hikayemle karşınızdayım. Umarım zevk alacağımız, güzel bölümler okuyacağınız, benim ise yazacağım günler olur. Desteğinizi eksik etmeyin olur mu? :) Söylemek istediğim birkaç bir şey var hikayeyi okurken kafanız karışmasın.

Bu hikaye bir uyarlama değildir. Ben zeyker yazıyorum ama güneşi beklerken de oynayan oyuncuların hepsini kullanmak zorunda değilim, kullanmadım da zaten. Zeynep'in babası Türk değil ve soyadı burada Cameron. Annesi Demet ama. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Kafanıza takılan olursa sorun lütfen. :)

İlk bölümün ithafı 'gulbursinn' e gidiyor. Umarım beğenirsin canım. :)


Keyifli Okumalar. :))



"Hayat kişiden kişiye değişen ve o kişinin hayat felsefesini yansıtan sözdür. Benim hayat felsefem ise; iyi bir eli oynamak değil, kötü bir eli iyi oynamaktır. "


Issız sokakta yürüyen grup sessizliği dinliyordu. Anlaşılan bu gece sessiz geçeceğe benziyordu. Bora ıslık çalıp bağırınca herkes yuvalarından çıktı.


"Çıkın sokağa. Hadi lan!" dedi.


Hap kullananlar, satanlar, karı kızla yiyişenler, masum gibi görünen sürtükler... Bora'nın bağırması ile hepsi dışarı çıktı. Ali, Yiğit, Can ve Bora arkama geçerken her gece yaptığım uyarıyı hatırlattım.


"Gürültü istemiyorum, olay istemiyorum! Hele hele polisle uğraşmak hiç istemiyorum! Polisi başıma saran olursa sonunun ne olacağını biliyorsunuz. Şimdi dağılın!" dedim.


Bundan 3 sene önceben ve grubum yeraltının veliahtı olarak 'gececiler' lakabını aldı. Hem yer altında hem yer yüzünde düzeni sağlıyordum. Dışarıdan bakan holding yöneten bir veliaht sanırken içeride; silah kaçakçılığı, kadın alım satımı, kara para haklama... Akla gelecek her türlü pisliğin yönetimini yapıyordum. Gündüzleri holdingdeki işlerin peşinde koşturuyor, akşamları gececiler sokağındaki yaşamı kontrol ediyordum. Sokak benimdi ve burası benim dünyamdı! İçinde yaşayanlar gibi. Onlar benim sokağımda benim için çalışırlar, ben de onları koruyup kollardım. Türlü türlü olaylar dönerdi gececiler sokağında. Tabi benim haberim olmadan nefes bile alamazlar. Herkesin bir hata hakkı vardı, ve hatayı yapan sonuçlarına katlanırdı. Kurallarım basitti.


Kuralları çiğneyecek cesareti varsa ya beni tanımıyordur ya da acıyı, olacakları göze almıştır!


Gerçi en son para çalmaya kalkışan birini ibreti alem diye sokağın ortasında öldürmekten beter etmiştim. Sokakta ihanete tahammülüm yok! Kimse kimsenin malına, canına dokunamaz! Sokağıma boktan kişileri toplamıştım çünkü çevreye değil, kendi gibi pisliklere zarar versinler istiyordum. Dibe batmışlar, tükenmişler, ölmek isteyenlerle kaynıyordu sokak. Birbirinden çalan olursa sonucu ölüm için yalvararır duruma gelmek olur.


Geçen sene sokaktan olmayan biri çalmaya kalkıştığında önce dövmüş, sağ parmaklarını kesmiş, acısını geçtiğini düşündüğümde de sağ omzundan başlayıp bileğine kadar bıçakla derin bir iz bırakmıştım. Acıyı her zaman severim. Çünkü nefreti taze tutar.


O zamandan beri herkesin gözü korkmuş ve bir ihanet daha yaşamamıştık. Bora yanıma gelirken arkamı dönmeden sordum.

Aşkın Rengi [ZeyKer] #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin