Sabah büyük bir yorgunlukla uyandım. Hiç keyfim yoktu. Odadan dışarı çıktım yüzüme vuran güneşle gözümü kapattım. İyice dışarı çıktım gözümü etrafta gezdirdim. Ve gözüm newt'a takıldı. Yanında yeni çocuk vardı. Yeni çocukla konuşma bahanesiyle yanlarına gittim ve "Merhaba" Dedim. Newt yüzüme bile bakmıyordu. Evet üzülmüştüm ama benim aptallığımdı.
Yinede üzüldüğümü belli etmeden "ismini hatırlayabildinmi" Dedim. Gülümseyerek "Evet ben thomas" Dedi."Bende hana"dedim gülümseyerek. Newt "thomas alby gelir birazdan o sana etrafı gösterir ben gübre toplamaya gidiyorum" Diyerek hızla yanımızdan ayrıldı. Hayır hayır gözlerim dolmuştu ağlayamazdım. Ağlak bir insan değilimdir ama sevdiğim insanın böyle davranması beni üzüyor.
Thomas gözlerimin dolduğunu görünce "Benim yüzümden mi sevgili mısınız? " Dedi. "Hayır sevgili değiliz ama yanliş anladığı şeyler var" Dedim. Thomas "o zaman peşinden git" Dedi. Anlamamış gözlerle ona baktım. "Peşinden git orman sessizdir orda açıklarsın" Dedi. Biranda gülümsedim. Ve koşarak ormana gittim. Biraz derinliklerine inince newt'ı gördüm. Tek başına oturuyordu. Benim geldiğimi görünce ayağa kalktı ve tam yanından geçerken kolunu tuttum.
"Bırak hana" Dedi. "Bırakmıycam biraz konuşursak bırakırım" Dedim. Oflayarak ağacın altına oturdu. Gülümsedim ve bende yanına oturdum. "Bak yanliş anladın sadece arkadaşça ve teşekkür etme amacıyla sarıldım" Dedim. "Bende sana yardım ediyorum ama bana neden sarılmıyorsun" Dedi sesinde üzüntü ve öfke vardı.
"Newt ben bilmiyordum üzgünüm" Sesim titrek ve sessiz çıkmıştı. Evet onu üzmüştüm. İçimden birkaç cümle geçirdim newt bana aşık mıydı? Veya ben yanılıyordum arkadaşlık duygusu da olabilirdi. Ben bunları düşünüyorken Newt ayağa kalktı ve hemen bende kalktım."Newt" Dedim. Newt bana doğru döndü. Bana doğru döndüğü an ona sarıldım. Ve hiç tereddüt etmeden oda bana sarıldı.
"Üzgünüm newt böyle hissettiğini bilmiyordum beni affedebilcekmisin" dedim tatlı bir ses tonuyla. Newt yumuşamış olucak ki gülümsedi ve "yapma hana çok tatlı oluyorsun" Dedi. Gülümsedim "Barıştık mı" Dedim. Onaylarcasına başını salladı. Ve o anda yine o korkunç ses duyuldu. Koşarak oraya gittik. Newt asansörün kapısını açtı ve içeriye atladı. İçinde kız var diye bağırdı. Tüm bakışlarımı oraya yönelttim.
İçeride baygın bir kız vardı biranda gözlerini açıp "thomas" Diyip gözlerini yeniden kapattı. Ve herkes thomasa baktı . Gally "Herkes toplantı odasına gelsin hana sende gel" Dedi. 2 3dk sonra herkes toplantı odasında buluştu. Tıpçılarda kızı alıp yatağa yatırdı ve geldiler. Ha bu arada thomas koşucu olmuş. Tabi bunlar olurken ben güzellik uykusuna yatmıştım. Olay şuymuş thomas kimse görmeden labirente girmiş ve bir ıstırap verene yakalanmış o sırada Minho onu kurtarmış.
Bugün yaşanmış. Hatta çukurda bir gece geçirecek bugün. Neyse toplantı odasına geldiğimizde newt gally'e bir kağıt verdi. Gally elindeki kağıdı sallayarak "gelen tek kız ve son kişiymiş "Dedi.Endişeli olduğu herhalinden görünüyordu. " Bunda ne sorun varki"dedim. "Ne sorun mu var birdaha asansör gelmiycek ne kadar dayanabiliriz şu son 3 çaylaklar gelene kadar herşey iyiydi" Dedi. Gözlerindeki sinirle 3 çaylak derken beni thoması ve şu yeni kızı kastedmişti.
Sinirlenmiştim tam bişey diyecekken Minho "Ne diyorsun sen gally bunların tüm sorumluları onlarmı beynini çalıştır biraz" dedi sinirle. Tam bişey diyecekken Clint(tıpçı) bağırarak "kız uyandı" dedi.
Koşarak kızın yanına gittik yatıyordu sadece yatıyordu. Thomas konuşmaya çalıştı ama konuşmuyordu. Herkes onun yanından yavaş yavaş ayrıldı. Bense yeni bir işi deniyordum.Birkaç saat sonra;
Çalışırken dışarda sesler duydum. Kız ağaç evine çıkmış diğerlerine birşeyler fırlatıyordu gıcık olmuştum. Newt "Hana sende kızsın sen çıkıp konuşsan" Dedi. Oflayarak tamam dedim. Ağaç eve yavaş yavaş çıktım. Onun yanına geldiğimde bana bıçak doğrulttu. Keskin bakışlarla "Başına bela almak istemiyorsan şu laneti bırak" Dedim. Evet insanlardan hoşlanmazsam ona doğruca belirtirim napabilirim doğamda varmış.