Çikolata

580 52 21
                                    

Üzerime bir fıs parfüm sıkıp, evden çıkmadan önce ağrı kesici hap içtim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üzerime bir fıs parfüm sıkıp, evden çıkmadan önce ağrı kesici hap içtim. Ayakkabılarımı da giyince tamamen hazır olduğuma emin olup evden çıktım.

Salih abinin yeri evime çok uzak değildi bu yüzden yürüyerek gidiyordum. Yolun karşısında görünen kahvehaneye doğru giderken yoldan geçen tanıdıklara selam vermiş küçük veletlerin de saçlarını karıştırmıştım.

İçeriye girdiğimde etrafa kısa bir bakış attım fakat Turgay piçi ortada gözükmüyordu. "Araf oğlum hoşgeldin." diyerek bana yanındaki sandalyeyi işaret eden Osman abi ve masadaki iki kişiye selam verip gösterdiği yere oturdum.

"Abi bu Turgay nerede? Kendisi gelmemi istedi ama ortada yok."

Babacan bir gülümseme ile "Bir kaç işi çıkmış oğlum gelir birazdan. Gel seninle bir el okey oynayalım o gelene kadar." söyledikleri ile çattığım kaşlarım sanki olabilirmiş gibi daha çok çatılmıştı. Ne işi vardı ki fenerin maçı ve benden daha mühim olan?

Tamam uyuz oluyordum bana yapışıp durmasından fakat bu kısa sürede şunu asla inkar edemezdim ki bu hallerine bende alışmıştım ve ister istemez şu an yokluğunu hissediyordum.

Osman abiyi kafamla onaylayıp, "Olur abi." dedikten sonra okey oynamaya başladık.

Neredeyse bir saat olmuştu ve hala Turgay gelmemişti. Şu an gelmediği için mutlu olmam gerekirken oldukça gerilmiştim ve içimde ne maç izleme ne de burada oturup amcalarla sohbet etme isteğim kalmıştı.

Kendimi bok gibi hissediyordum bir de üstüne çıkarken içtiğim ağrı kesicide hiçbir işe yaramamasıyla birlikte karnımın ağrısı daha fazla artmıştı. Herkesten sakladığım lanet olası vücudum yüzünden her ay regl oluyordum ve düzenli olarak bu duruma katlanıyordum.

Oyunda artık bittiğinde, "Abi bana müsade zaten bu puştunda geleceği yok eve geçiyorum ben." Osman abiye haber verip dışarı çıktım. Yolda bakkala uğrayıp beş altı paket çikolata aldım ve eve gitmek için karnımın ağrısının izin verdiği kadar hızlı bir şekilde yürümeye başladım.

Bol acılı bir şekilde eve geldiğimde kendimi zorla içeriye atmış ve koltuğa yığılmıştım. Regl yüzünden ekstra fazla yaşadığım duygusallıkla ellerimi karnıma sarıp sessiz sessiz ağlamaya başladım.

Aptal Turgay'ı ilk gördüğüm an suratına yumruğu geçirecektim çünkü canım öyle istiyordu. Dış görünüşüm iri yarı duygusuz bir adam gibi durasa da regl olduğum zamanlar aşırı derecede duygusala bağlıyordum elimde değildi.

Poşette duran çikolatalardan bir tanesini elime aldım ve paketi açıp sinirle bir ısırık aldım. Çikolatamı bitirdikten sonra güzel bir duş alıp sıcak su torbama sarılacak ve uyuyacaktım.
Ben kısaca kafamda plan kurarken kulağıma dolan kapı zilinin sesi ile yüzümü ekşitip ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerledim.

"Kim o?" seslenip dolu gözlerimle kapıyı açtığımda karşımda duran uzun boylu bedene karşı ilk önce şaşırmış daha sonra da sinirle bakmıştım. "Niye geldin lan buraya."

Bu kişi tabiki de Turgay'dan başkası değildi...

Tam kapıyı geri kapatacakken eliyle durdurmuş daha sonrada, "Yavrum valla özür dilerim. Benim bir arkadaş vardı ya hani Yusuf, onun annesi  rahatsızlandı apar topar götürdüm hastaneye o yüzden gelemedim yanına." üzgün bir şekilde kendini açıkladığında birazda olsa yumuşamıştım.

"Banane be istersen hiç gelme umrumda değil."
Ona bir güzel çemkirirken karnıma tekrar saplanan ağrı ile gözlerimi kapatıp tek elimi sanki geçirecekmiş gibi karnıma bastırdım.

"Kurban olduğum neyin var." Karnımın ağrısı ile elimde olmadan onun önünde ağrıyla kıvranırken, endişeli bir şekilde bakıp kolumu tutmuş ardından ayağındaki ayakkabıları çıkartmış ve beni belimden tutarak oturma odasına getirip koltuğa oturmamı sağlamıştı. "Hastaneye falan gidelim iyi değilsin sen yüzün sararmış resmen dur ben hemen arabayı alıp geleyim." diyerek hızla dışarı çıkmaya yeltendiğinde bileğini tutup durdurdum.

"Hayır gerek yok iyiyim ben geçer sonra sende evine git." dediğimde memnuniyetsiz bir ifadeyle, benim gibi o da kaşlarını sertçe çatmıştı. "Olur mu öyle şey karabiberim iyi değilsin sen neyin var senin onu söyle en azından."

Sorduğu soru ile utandım ve başımı eğdim bu sırrımı sadece bir kaç sene önce vefat eden ailem biliyordu başka da kimse bilmiyordu. Turgay'a güvenebilir miydim bilmiyordum bile ama anın duygusallığı, uzun süredir bana gösterdiği ilgi yüzünden ilk defa birisine güvenmiş ve gardımı düşürmüştüm.

"Regl oldum..." kısa bir şekilde utanarak verdiğim cevap ile donup kalmıştı. Annemin zamanında, eğer bu sırrını birisine söylersen senden uzaklaşırlar dediği gibi ya bu sırrım yüzünden Turgay benden uzaklaşırsa diye korktuğum için ellerim titremeye başlamıştı.

Turgay kafasını sağa sola sallamış ardından da "Kurban olduğum bu bir mucize gibi bir şey şimdi sen iki cinsiyetli misin? Pek anlamam ben böyle şeylerden." sorduğu sorudan sonra kendisini açıkladığında hafifçe başımı salladım.

"Evet her ay kadınlar gibi regl oluyorum ve hamilede kalabilirim." kendimi kısaca açıkladığımda aydınlanmış bir şekilde karnıma baktı. "Kız kardeşim böyle olduğu zamanlar karnının üstüne sıcak bir şeyler koyuyordu sende de ondan varsa söyle yerini getireyim hemen."

Korktuğum şey başıma gelmemesinin verdiği rahatlıkla ona su torbasının yerini tarif ettim. Turgay bir anda kıro kişiliğinden çıkmış beni yargılamamış ve ilgili bir adama dönmüştü. Babamın tabiriyle 'karı gibi' olduğum için benden sinirlenmemiş ya da tiksinmemişti.

"İlk önce üstüne rahat bir şeyler giydirelim senin, daha sonra da bunu karnının üzerine koyarsın."
Diyip elindeki su torbasını kenara koymuş ve hiç beklemediğim bir harekette bulunmuştu.

Beni kucağına almış ve odama götürmüştü...

Normal zamanda sinirleneceğim şeyi şu anda gram umursamamıştım hatta hoşuma gitmişti. Dolabımdan çıkarttığı kıyafetleri yatağın üzerine koymuş ve dışarı çıkacağı zaman kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım. "Şey çok teşekkür ederim." utanarak söylediklerim yüzünden tekrar gözlerimi kaçırdım. O ise her zaman yaptığı bir şeymişçesine gelip saçlarımın üzerine ufak bir öpücük kondurdu.

"Karabiberimsin sen benim ve ben her zaman yanındayım." dedikten sonra benim cevap vermeme kalmadan odamdan çıkmıştı.

Bu adama karşı hissetmeye başladığım şeyler tam olarak neydi bilmiyordum fakat onunla bir yola girmeye başladığımın farkındaydım ve bu yol çok güzeldi...

Umarım beğenirsiniz canlarım. Oy atıp yorum yapmayı unutmayın.♥️

Karabiberim (Mpreg) BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin