İlmek

190 15 3
                                    

Kaderin sayfalarını boyayan kızıl mürekkep kaleminin ucuna büyük insanları taktı. Toprağa karışan her nefes, bir ümit daha kopardı masumluğumuzdan.

Vicdanımıza kazınan her sessiz çığlığın sebebi haksızlığa karşı lâl olan dilimizdir;gerçeği bildiği halde görmezden gelen gözlerimizdir,müziğin kışkırtıcı notalarının ardındaki feryadı duymayan kulaklarımızdır.

Biziz.

Sebebi de suçlusu da biziz. Göğüs kafesimizde sızlayan yüreğimizi görmezden gelen de biziz. Kötü olan ne varsa bizim yüzümüzden. Ve bunu inkar edecek kadar da yüzsüzüz.

Yüzsüzüm.

Sen de yüzsüzsün, Sayın Okuyucu. Kendini bunun dışında tutma. Gerçeği ikimiz de biliyoruz.

Yüreğimizi katman katman saran umursamazlık bizi içten içe tüketiyor. Ama bunu da inkar ediyoruz.

Göremediğimiz şey işte bu, Sayın Okuyucu. Kötü düşünceler kanser gibidir. İnsanı bitiren yine kendisidir ve bunun farkında bile değildir.

Yüreğimi açıyorum. Benliğim saçılıyor etrafa. Geride kalanlara bakıyorum. Gördüklerim şaşırtıyor beni. Kan revan içinde her yer. Olanları görüyorum, yaptıklarımı görüyorum. Kendimden tiksiniyorum. Bu ben olamam diye düşünüyorum. Yine yapıyorum aynı  şeyi; inkar ediyorum.

Ama bu benim. Gerçek bu benim. İçten içe taşıdığım,ruhuma yabancı yanım bir tokat gibi çarpıyor yüzüme.

Kanı ellerimde hissediyorum;masum insanların kanını... Tarihin yapraklarını yüreğimde hissediyorum. O yapraklardan birini dokuyan ilmek, benim.

Yüzleştiğim gerçekler ağır geliyor, Sayın Okuyucu. Çığlık çığlığa ağlamak istiyorum. Bu kadar bencilken kendimden nefret etmek,hayatın beni kendi silahımla vurmasını sağlıyor. Kendimi öldürüyorum. İçten içe iyi olan ne varsa tüketiyorum.

Masum insanların ellerini boğazımda hissediyorum. Kaçmak istiyorum. Gerçekliğin acı yüzünden mümkün olduğunca uzaklaşmak istiyorum. Ama kendimden kaçamıyorum. Vicdanımı kemiren arsız sızıdan kaçamıyorum.

Omuzlarıma dolan acılar kamburlaşmama sebep oluyor. Kendi yaptıklarımı taşıyamaz oluyorum. Soluklanıp geriye bakmak,nerede bu kadar hissizlestiğimi görmek istiyorum.
Ağlayan bir bebeğin çığlığını duyamayacak kadar hissizlestiğim zamanı bulmak istiyorum.

Ama bulamam. Çünkü bu anlık bir kasırga gibi değil de, azar azar kıyılara vuran dalgalar gibi geçirmiş benliğimi ele.

Yaptıklarımı onarmak istiyorum. Sebebi olduğum acıların yükünü hafifletmek istiyorum. Birinin yüzündeki gülümsemenin, kalbinde titreyen umudun sebebi olmak istiyorum.

Ama olamam. Çünkü yüreğimden çıkarıp önlerine koyduğum umut vicdanımın kızıllığına boyanmış. Zifiri karanlıkta parlayan kanım, pençelerini ruhuma geçirmiş, masumiyetimi emiyor.

Ölmek istiyorum,Sayın Okuyucu. Rüzgarı arkama alıp karışmak istiyorum uçurumun sonundaki lacivert karanlığa. Ne zaman ölümü düşünsem, kendimi,kızıl suyla kaplı bir küvette buluyorum. Kanımdan akan kötülüğüm boğuyor beni,yok ediyor.

Düşüyorum;yere seriliyorum. Ağlamak istiyorum. Sırtımı toprağa verip yıldızlara bakıyorum.Gözlerimden firar ederken  yaşlar, parlayan gökyüzünü izliyorum.

Hala umut var. Nefes alıyorum. Kafeslenmiş çığlıklarım şahlanıyor. Ayağa kalkıyorum. Omuzlarım çökük hâlâ.

Ama öğreniyorum. Acılarımı sırtıma alıp yürüyorum. Parmaklarımın arasından süzülen kıvılcımlar gözlerimi kamaştırıyor.

Gülümsüyorum. Hayatı toz pembe görüyorum, sarı ışıltılarla birlikte.
Ama öyle değil.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 07, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZİNCİRSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin