5-MÜKEMMEL ŞEYLER

57 5 3
                                    

Eskiden çok zor şeyler yaşamış bir kız olarak, yaşadığım şeylerin karşılığını şimdi bu mutlulukla alıyordum.

Çocukluğumdan beri uzun süre sonra ilk defa uyandığım mutlu bir sabah.

Telefonuma baktığımda mesaj vardı. Yerimde doğrulup mesajı açtım.

"Tam olarak adını bilmiyorum, ama burada denizin ortasında birşey dikmişler, adını öğrenmeye çalışıp sana tekrar mesaj atarım, oraya gelebilir misin diye soracaktım"

Justin'in yazdığı mesaja kahkaha atarak karşılık verdim. "Denizin ortasına dikmişler."

"Tabikide gelirim. Ayrıca oranın adı "Kız Kulesi""

Yazıp yolladım. Sanırım hâlâ ismini arıyordu.

Salak salak sırıtırken ayağa kalktım. Mutfağa geçerek birşeyler atıştırdım.

Odaya girip dolabı açtım ve giyecek şeyler aradım. Yani, bir insan Justin Bieber 'ın yanına giderken giyer ki?

Bence hiç birşey!

Ahaha. Tabiki. Hiç birşey.

Artık birşey bulmalısın, Düşle.

Dolabı karıştırıp birşeyler aradım. Ve, sonunda bir elbisede karar kıldım.

Elbise siyah, arkasında yuvarlak, ufak bir dekoltesi var, önü kapalı, ve altı pileli bir elbise. Evet, güzel olacak.

Saçlarımı açıp taradım. Son anda düzenleyeceğini anladığımda, duşa girdim. Saçlarımın acil yıkanması gerekiyordu.

Duştan çıkınca saçlarımı iyice bir kuruttum, ve uçlarını dalgalı yaptım. Eh, güzel oldu işte.

Üzerimi de giydikten sonra, hiç makyaj yapmayan ben, bir kaç gün boyunca makyaja alıştığım için makyaj yapma gereksinimi duydum.

Makyaj çantasını açarak, içinde sürmeyi düşündüğüm şeyleri aradım. Sonuca makyaj sürmemeye karar verip çantayı kapattım.

Justin, doğal kızları sever.

Bu sözün aklımdan geçmesiyle çantayı yatağa fırlatmam bir oldu.Ayağıma ayakkabı giyip, çantamı da aldıktan sonra taksi durağını aradım.

Taksi geldiğinde bir hışımla taksiye bindim, ve yola çıktık. Bizim evden Kız Kulesi, tam olarak arabayla 20 dakika falandı. Yani, azda değildi, çok da.

Kız Kulesi'ne geldiğimde yarım saat geçmişti. Ama Justin'i ortalıkta göremiyordum.

Sonunda mesaj atmaya karar verdim. Telefonu elime aldım ve mesaj yazdım.

"Geleli yarım saat oldu, ancak seni göremedim. Neredesin?"

Mesajı attıktan sonra cevap beklemeye başladım. Cevap beklerken biri, kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladığında çığlık attım.

"Bırak beni! Pis sapık! Dokunma bana!" diye bağırırken, beni kaçıranın kim olduğunu bile bilmiyordum. Yani, göremiyordum.

Üzerinde kapşonlu ve ayrı olarak birde şapka vardı.

Yüzünü bana döndüğünde, derin bir oh çektim. Çünkü karşımda bana gülümseyen, bir adet Bieber vardı.

"Benim, sakin." dedi hâlâ gülerken. Bende ona gülerek karşılık verdim.

"Ödüm koptu." dedim ve elimi alnıma götürüp gözlerimi kapattım.

Elimden tutarak beni ileri doğru çekmeye başladı. Sahilin kenarındaki masalardan birine oturduk.

İlk AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin