like crazy

5- minho ve chan

minho ve chan'ın yattığını öğrendiğim gün, hyunjin'le birlikte annesinin arabasındaydım.

haftasonunu komple annesiyle geçireceğimizden, sabah uyandığımızda annesi önce bizi güzel bir yere kahvaltıya götürmüştü.

gittiğimiz yer oldukça hoştu, çok güzel bir manzarası vardı. sohbet eşliğinde uzunca bir kahvaltı yapmıştık. hyunjin'in annesi hesabı ödemeye kalktığında bende lavoboya gitmiştim.

***
yazardan

"felix lavoboda mı hala?"

"evet anne"

hyunjin'in annesi çantasını toparlayıp çenesinin altında birleştirdiği elleriyle yüzüne baktı. felix ile oldukça mutlu görünüyordu, bu yüzden aklındakileri sormaktan çekinmedi.

"o seni ailesiyle tanıştırdı mı?"

hyunjin annesinin sorusu karşısında sıkıntılı bir nefes çekmişti içine, annesi de fark etmişti bu sıkıntıyı. dikkatini tamamen oğlu üzerine yoğunlaştırdı.

"henüz değil, ailesi nasıl desem, biraz katı insanlar. felix çok çekiniyor ailesine bir şeyler hakkında bahsetmekten. annesiyle falan da konuşuyor hep yanımda ama, okula gittim geldimden öteye gitmiyor konuşmaları pek"

annesi anlayışla büzdü dudaklarını. kendisi bi kızı olsun istediği gibi, felix de her şeyini paylaşabileceği bir anne sıcaklığı arıyordu demek.

"hep anlaşabileceğim dünürlerim olsun istemiştim ama, siz beraber mutluysanız sorun yok benim için"

annesinin samimi gülümsemesine karşın hyunjin de gülümseyip annesinin elini tuttu.

"aslında bu yaz ziyarete gittiğinde benden bahsetmeyi düşünüyor ama korkuyor baya da annesinin tepkisinden. annesi babasına göre daha katı bir de, felix pek başlarda onların konusunu açmamıştı ama sonradan anlattıklarına göre annesi üniversiteye gelmesini bile istememiş. babası napacak kız burada, gitsin kendi hayatını kursun dediği için şu an burada bizimle"

annesinin yüzü hüzünle büzüldü bu sefer, ne zorluklar çekmişti kim bilir üniversitesini kazanabilmek için.

"bi hyungu, bi de küçük erkek kardeşi var, hyungu da destekliyor onu. hatta önce hyunguna bahsetmeyi düşünüyor ilişkimizi, o da yanında olup destek olabilir sanırım"

"canım benim, kendi içinde ne zorluklar çekiyor kim bilir, biz destek oluruz zaten ona her konuda da. peki siz yazları ne yapıyorsunuz? ailesi yazın oraya dönmediği için kızmıyor mu?"

annesinin düşünceli sorusuna hyunjin bu sefer sırıttı başını iki yana sallayarak.

"birkaç hafta ziyaret için gitti geçen yaz sadece, ona bizim şirketten formaliteden bir staj kağıdı çıkarttım, para zaten sıkıntı olmadığı için ailesine burada ücretli staj yapacağını söyledi. biz de tatile çıktık beraber, evde kaldık, burada gezdik. güzeldi yani... gittiği birkaç hafta çok bunaltıcıydı ama en azından tüm yazı orada geçirmedi. o da istemiyordu zaten gitmek, pek sevmiyor oraları"

annesi koca bir kahkaha bıraktı oğlunun dediklerine, felix isterse şu an ona şirket bile kurarlardı. bu yüzden formaliteden staj belgesi çıkarmaları bile sorun değildi.

"sevindim birbirinizi anlamanıza.."

annesi cümlesini bitiremeden felix'in döndüğünü gördükleri için suspus kesilip yüzlerindeki gülümsemelerle izlediler onu.

***

"gidiyor muyuz?"

masaya döndüğümde çantamı toparladım bende, hyunjin'in annesi de koluma girdi ayaklanıp.