Sadece gözlerimi kapatan maskemi takıp arabamdan indim,ıssız sokakta siyah deri botlarımın çıkardığı ses yankılanıyordu,hafiften esen rüzgar dalgalı saçlarımı havalandıyor yüzüme tatlı bir esinti gibi çarpıyordu.
Nihayet gece klubünün önüne gelmiştim.CIA tarafından bana tahsis edilen sahte kimlik ile içeriye girdim içerideki yoğun şarkı sesleri,bağırarak dans eden insanalar,çoktan sarhoş olup sızmış kişiler daha çok sayabilirim ama bizi ilgilendirmez bir an önce şurdan kurtulup üzerime yapışmış mini kısa elbiseden kurtulmak istiyordum.
Saçlarımı, elimin tersi ile arkaya doğru attıp içerideki kişi sayısına rağmen ferah olan pisten,bar’a doğru ilerledim.Hafif bir viski isteyip kurbanımı aradım ve oradaydı çaprazımdaki masada ayakta durmuş elindeki içkisini yudumluyordu,üzerindeki siyah takım elbisesi,özenle taradığı saçları ve yüzünü sadece sol tarafını kaplayan maskesiyle aşırı karizmatik ve çekici görünüyordu.
Bir yarım saattin ardından lavaboya gitmek için yanına yapışan kadından sonunda ayrılmıştı arkasından biraz bekleyip bende lavabonun olduğu koridora giricektim ki müzik sesinini bastıran silah sesleri ve insanların bağırışmaları bir oldu .Hemen elbisemin eteğine yerleştirdiğim silahlarımı çıkarıp onun olduğu koridora ilerledim.Oradaydı karşımda yüzündeki maskesi düşmüş dudağı kanıyordu yerdeki iki adamı bir şekilde bayıltmıştı ama bu yetmezdi kolundan tutuğum gibi sağdaki koridora çektim onada bir silah uzattım hiç birşey demeden koyu kahverengi gözlerini kırparak silahı aldı adım sesleri geliyordu ve bir kaç kişiden fazlalardı hemen koridora atlayıp kar maskeli adamların ikisini alnının ortasından vurdum işte bu gerilimi seviyordum oda benim kadar olmasada bir kaç kişiyi halletmişti.
Bir yandan onları öldürüp bir yandan da arka çıkışa gidiyorduk daha doğrusu gitmeye çalışıyorduk sonunda son kalanınıda o vurup bana döndü;
“Bu taraftan başka bir çıkış var.”dedi.
Ardından kolumdan tutuğu gibi koridorlardan koridora sürükledi ve en sonunda bir oda içerisi rutubet kokan içkilerin olduğu odada durdu hemen içki şişelerinin olduğu rafı öne itti itmesi ile bütün içkiler üzerimize dökülmüştü, bense ne yaptığını anlamıştım fakat buna rağmen aval aval bakıyordum. Dolabın arkasındaki kapının şifresini iki dakikadan daha az bir sürede kırıp içeriye girdi.Hadi ama insan gelicek misin diye sorardı.Kapı’nın şifresini nasıl kırdığını sorgulamadım sonuçta teknolojide çığır açan ben değildim.
Kapıdan içeriye girince neyi bekliyordum bilmiyorum ama ona çarpmayı beklemiyordum içime dolan acı deniz kokusuna karışan içki kokusu ile sanki farklı bir dünyaya gitmiştim.Oda böyle birşeyi beklemiyor olacaki anlık bir reflex ile belimi sarmıştı güçlü kolları.Kendisine ilk gelen o olmuştu hemen benden ayrılıp önden yürüdü benden onu takip ettim.Önümden yürümesi çok büyük bir hataydı çünkü götü şuanda gözüme çok sexsi ve dolgun gözüküyordu kıscası tam şaplak atılmalıktı.Bu isteğiğimi red edip planıma sadık kalmaya çalıştım.
Her ne kadar gözlerimde kaymalar yaşansada sağ salim gece klubünden çıkış yaptık.Gecenin hafif esintili rüzgarı ile saçlarım havalanıyordu onun özenle taradığı saçları karışmış,dudağının kenarı patlamıştı.Üzerine yapışmış siyah gömleği ile çok sexsi ve ilgi çekiciydi. Bana doğru gelip akıcı amerika aksanı ile;
“Peşimdeki kişilerin kolay pes edeceğini sanmıyorum,bana yardım ettiğiniz için sizde bir hedefsiniz benim yüzümden başınıza birşey gelsin istemiyorum isterseniz sizi bugün ben konuklayayım güvenliğinizden emin olduktan sonra istediğiniz yere gidebilirsiniz.”dedi.
Hemen kabul etmedim aksi takdirde plan çöp olurdu.Ahmet Can Dündar benim kadar olmasa da zeki bir adamdı bu yüzden açık vermemeliydim.İçeride o kadar insani öldürmüşken şuanda korkuyormuş gibi yapıp ona sığınamazdım benim kim olduğumu merak ediyor bu yüzden onunla beraber gelmemi istiyor kısacası düşmanını yakınında tut mantığından ilerliyordu.