10

62 12 50
                                    

Şu an

Adrian bakışlarını odada gezdirdiğinde herkesin kendi arasında bir şeylerden konuştuğunu gördüğünde bakışları son olarak elindeki bardağa bakarak düşüncelere dalmış olan babasına dönmüştü, nefes alamadığını hisseden Bucky ayağa kalkıp odadan çıktığında bakışlar kapıya doğru dönmüştü. Adrian hızla babasının peşinden gittiğinde Tony'nin onlar için ayırdığı odaya girdiğini gördü, babasının peşinden odaya girdiğinde lavaboda olduğunu fark etti.

"Baba?"

Kapıya tıklatarak konuştuğunda cevap gelmeyince açıp içeriye girince Bucky'nin yere çöküp oturduğunu gördü.

"İyi misin?"
"Evet sadece sessizliğe ihtiyacım var."

Bucky kafasını duvara yaslayarak konuştuğunda Adrian ağır adımlarla onun yanına ilerleyip yanına oturdu.

"Annemi bulacağız baba, bir dahada ayrılmayacağız."
"Annen bulunmak istemiyorsa onu kimse bulamaz Adrian ve ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum."

Adrian yavaşça kafasını babasının omzuna koyup derin nefes aldı, anne ve babasının her şeyi çok iyi biliyordu ama onların suikastçi tarafını fazla görmediği için neler yapabileceklerine dair pek fikri yoktu.

"Seni bu işin içine sokmadan halletmem gerekiyordu, her şeyi mahvettim."
"Baba, mahvettiğin bir şey yok. Bu zamana kadar her şey güzel gidiyordu. Steve hayatımıza girmeseydi bunların hiçbiri olmazdı."

Bucky bakışlarını oğluna çevirdiğinde dikkatle kendisine baktığını gördü.

"Steve olmasaydı sana bu hayatı veremezdik James, hayatında Peter ve Wanda olmazdı. Seni mutlu eden kişiler onlar."
"Hayır baba beni mutlu eden kişiler annemle sensin, Peter ve Wanda benim arkadaşlarım ama siz benim ailemsiniz."

Bucky derin nefes aldı, kendini her konuda yetersiz hissediyordu.

"Baba, kendine gelmelisin artık. Annem yok ve onu bulmalıyız, kendini yetersiz görmeyi bırak artık. Kendini yıpratmaktan başka bir şey yapmıyorsun!"

Bucky yavaşça ayağa kalktı ve konuşmaya başladı.

"Anneni ben bulacağım ve sana getireceğim Adrian ama sen burada takımla birlikte kalacaksın."
"Benden bunu isteyemezsin, bende geleceğim."
"Eğer sende gelirsen seni korumak için işime odaklanamam James, en azından nerede saklandığını öğrenene kadar burada kal."

Adrian ayağa kalktığında ellerini saçlarına geçirip sinirle çekiştirdi, babası ondan çok zor bir şey istiyordu.

"Sen gideceksin ve ben burada kalacağım, benden bunu isteme."

Adrian duygularını annesi ve babası gibi bastıramıyordu bu yüzden gözleri dolmuştu, annesi yanında değilken babasınında gitme düşüncesi onu korkutuyordu. Bucky ellerini oğlunun yanaklarına koyup yavaşça kafasını kaldırdığında göz teması kurdular, Adrian'nın gözünden bir damla yaş aktığında Bucky onu silerken konuşmaya başladı.

"Bir kaç gün içinde döneceğim söz veriyorum, senin güvende olduğunu bilirsem benim için daha iyi olacak."

Adrian cevap vermediğinde Bucky gülümseyip oğlunun kafasını göğsüne bastırdı.

"Ben kış askeriyim, unuttun mu?"
"Bunu yapamazsın baba, annem yok ve sende beni bırakıyorsun."

Adrian kendini geriye doğru çektiğinde Bucky derin nefes aldı, kendini fazla yorgun ve çaresiz hissediyordu.

Mr. and Mrs. BarnesWhere stories live. Discover now