Merhaba :) Beğenmeniz dileklerimle...Keyifli okumalar. :)
Multimedia:Damlaa
Mutluluk göreceli bir kavramdır.Sokaklarda yaşayan bir çocuğa göre bir dilim ekmek,genç bir kıza göre sevgilisinden gelen bir demet gül,yaşlı bir babaanneye göre ise torununun mürüvvetini görmek...
Elimizdeki şeyler kusursuz olsa bile mutluluk adı altında arar dururuz bir şeyleri.Ne aradığımızda meçhuldür aslında.
Ama ben aradığımı bulmuştum.Ne daha fazlasında gözüm vardı ne de başka herhangi bir şeyde.
Saçıma son bir kez baktım ve hemen aşağı indim.Çınar çoktan gelmişti.Gülümseyerek sımsıkı sarıldım.Ayrıldığımda hala gülümsüyordum.Çınar yaklaştı ve gülüşümden öptü.Sırf bunun için ömür boyu gülebilirdim ben.
"Nereye gidiyoruz?"dedim bir yandan da kaskı kafama takmaya çalışırken.
"Nereye gidelim?"dedi gülümseyerek.
Kafamı kaldırdığımda neye güldüğünü anlamaya çalıştım.
"Çok şapşalsın"dedi gülerek.
Suratımı sarkıttım.Alındığımdan felan değil,onun benimle ilgilenmesini çok sevdiğim için.
Yanıma geldi ve kulağıma yaklaştı.
"Ama benim şapşalım."diye fısıldadı ama öpmesine izin vermeden geri çekildim ve kaskı kafama taktım.Ama içimden kahkahalar atıyordum.
Bir şey demeden motora bindi.Arkasına bindim ve ona sımsıkı sarıldım.Düşmek falan umrumda değildi aslında.Sadece onu sevdiğim için sarılıyordum.Motoru çalıştırdı ve son hızla gitmeye başladı.Hızdan korkardım aslında.Bunu bilmesine rağmen bu denli hız yapması beni sinir etse de sesimi çıkartmıyordum.Çünkü o tam bir hız tutkunuydu.Ve sonuçta aşk her konuda fedakarlıktı...En az onun kadar bende onun sevdiği şeylere karşı hassas davranmaya çalışıyordum.
Daha da hızlanınca sanki yapabilecekmiş gibi daha da sarıldım.Ve kafamı sırtına koyarak gözlerimi sımsıkı yumdum.Bu denli rüzgarda bile kokusu ciğerimin her bir bölümüne hücum ediyor,nefes alışverişimi daha kaliteli kılıyordu.
Birkaç yıl önceye kadar aşka inanmayanlardandım.Babamdan başka aşkım olmadığını savunup dururdum sürekli.Sonra karşıma öyle bir adam çıktı ki söylediğim tüm sözler havada buhar olup gitti.İyi ki de gitti,iyi ki de tanıdım bu güzel kalpli adamı.Onu tanıdığım için bir an bile pişman olmadım bu güne kadar.Bugün ise 1.yılımızdı.Birkaç yıldan beri birbirimizi tanıyorduk ama geçen yıl söz vermiştik birbirimize hiç ayrılmamak için.Ona hatırlayıp hatırlamadığını sormadım bile.Çünkü hatırladığından adım kadar emindim.
Motorun durmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.Etrafıma baktığımda o kadar güzel bir yerdi ki gözlerimi alamadım.En sevdiğim renklerle dekore edilmişti.Mavi ve beyazın uyumuna bayılıyordum.Ve bunun tesadüf olmadığına da adım kadar emindim.Sonunda gözlerimi bu güzel yerden çekip etrafıma bakıldığımda Ceylin ve Rüzgar da oradaydı.Onlar da bizim kadar iyi bir çift olmasalar bile ikisi de benim için birbirinden kıymetli birer dosttu.Aslında ilişkileri Ceylin sayesinde ayakta kalabiliyordu.Rüzgar'ın ise dünya yansa umrunda değildi.Ama Ceylin Rüzgar'ı öylesine seviyordu ki onun her haline katlanıyordu.İşte,onlardaki aşk gerçek bir fedakarlıktı.
"Inecek misin artık?"dedi Çınar gülümseyerek.
Bense ancak o an ağzımı kapatıp inmeyi akıl edebilmiştim.
Çınar elimden sımsıkı tuttu ve gülümsedi.Bir an ellerimize baktım ve bende gülümsedim.İçeriye doğru yürümeye başladık.
"Rüzgar'ın bir şeyi mi var Çınar?"dedim kulağına fısıldayarak.
Çınar ise gerilmişti.
"Bu gece sadece bizden konuşsak olmaz mı?"dedi aynı gerginlikle.
"Özür dilerim."dedim pişman olarak.Bu şekilde düşünceğini akıl edememiştim.Haklıydı.Bu gece bizim gecemizdi.Her geceki gibi...
Bir anda durdu ve bana döndü.
"Özür dileme.Özür dilenecek bir şey yapmadın.Bu sadece bir ricaydı."
Üzülmeme dayanamıyordu.İçimden gelen sarılma isteğini bastıramayarak ellerimi boynuna doladım ve ona sımsıkı sarıldım.O sırada kafamı kaldırdığımda Ceylin ve Rüzgar'ın hareketleri garibime gitti.Kavga ediyor gibiydiler.
"Ölmemi felan mı istiyorsun?"
Çınar'ın sesiyle boynunu ne kadar sıktığımı anladım ve bıraktım.
"Ya,şapşallığım tuttu."dedim mahcup mahcup.
O ise burnumdan öptü ve tekrar elimi tutarak beni çekiştirdi.Durduğunda etrafıma bakındım.Bir havuz ve aynı dekorasyondan vardı.Tek fark birbirine aşık onlarca çiftin de orda olmasıydı.Gece klubü gibi bir yerdi aslında.Öte yandan baya farklıydı gece klubünden.Burda birbirine aşık olduğu her halinden belli olan çiftler vardı ve ortam daha samimiydi.
Çınar'ın bana baktığını görünce gülümsedim.Birlikte bir masaya geçtik.
"Açıkçası böyle bir yer beklemiyordum."dedim şaşkınlığımı dile getirerek.
"Beğenmedin mi?"dedi.Sesindeki hayal kırıklığı bariz bir şekilde belli oluyordu.
"Saçmalama!O kadar güzel ki.Her yer en sevdiğim renklerle döşenmiş ve er yerde en sevdiğim renklerde çiçekler var."dedim gülümseyerek.
"Başka?"dedi bekleyerek.
"Güzel ortam yani."dedim ve tekrar gülümsedim.
"Yani ortamda benim önemim yok öyle mi?"
"Sen hep vardın Çınar.Seni bir mekanla mı kıyaslayacağımı düşünüyorsun?"dedim alaycıl bir sitemle.
O ise hala kenetli olan ellerimizi kaldırıp öptü.Gülümsedim.
"Bazen beni çok yoruyorsun."dediğinde afalladım.
Kalktı ve yanıma oturdu.Beni kendine doğru çevirdi ve gülüşümden öptü tekrar.Bense gülümsememi yüzünden silemiyordum.
En sonunda beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı.Derin bir nefes aldı.Bu nefesin amacı oksijeni kullanmaktan çok kokumu içine çekmesiydi.Bende ona sarıldım ve göğüsüne kafamı koydum.Kafamı kaldırmaya hiçte niyetim yoktu.Orası benim huzur bulduğum sayılı yerlerdendi.
"Hadi kaldır kafanı,yüzünü göğsüme her zaman gömüyorsun zaten.Bugün suratının her ayrıntısını incelemek istiyorum."
Yüzündeki aptal sırıtışa engel olamadım ama dediği gibi kaldırdım kafamı ve aklıma gelen ani fikirle konuşmaya başladım.
"Çınar."
"Damla."
"Bu gece içki içmeme izin var mı?"dedim muzhipçe gülümseyerek.
Kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Ama neden?"
"Milyonlarca nedeni var."
"Say o zaman."dedim meydan okurcasına ama bir yandan da hepsini sayacağımdan emindim.
"Sarhoşken seni motora bindiremem."dedi ilk vuruşu yaparak.
"Neden?"
"Kendini motordan atmayacağının garantisi yok."dedi gülerek.
"Salak mıyım ben?"dedim somurtarak.
"Hayır,şapşalsın."
Dil çıkarttım ve kollarımı birbirine bağlayarak önüme döndüm.O da kolunu omzuma attı.
"Lütfen.Birinci yılımızı sarhoş geçirmeni istemiyorum."
"Tamam."dedim ve yaptığım çocukluğu farkına vararak kendime geldim.
Saat 12.30 tu ve biz zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştık bile.O yanımdayken zaman sudan bile hızlı akıp gidiyordu.
"Hadi kalkalım artık.Evdekiler seni merak etmesin."
Onaylar anlamda başımı salladım ve ayağa kalktım.Elimi tuttu ve yürümeye başladık.Motorun yanına geldiğimizde durduk.
"Çınar."
"Efendim canım?"
"Biliyorum hız yapmayı seviyorsun ama çok az yavaş gitsen olur mu?"
Gülümsedi.
"Seni daha çok seviyorum."
Gelirkenki konumlarımızı aldık ve Çınar motoru sürmeye başladı.Bu kadar yavaş süreceğini düşünmemiştim açıkçası ama böyle daha iyiydi.
Eve vardığımızda durdu.İkimizde motordan indik ve kasklarımızı çıkardık.Çınar bana doğru yaklaştı ve kadifemsi ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Daha nice mutlu yıllarımıza.30 yıl bile geçse aradan ben seni aynı sevgimle seveceğim.Ömrümün yettiği kadar..."
Saçlarından öptü ve geri çekildi.
"Bende seni her zaman seveceğim."dedim ve gülümsedim.
Eve doğru yürüyordum ki durdum.
"Dikkatli sür."
Gülümsedi ve kafasını onaylar anlamda salladı.
Yatağıma uzandığımda mutlulukla gülümsedim.Boynumdaki kolyeye tekrar tekrar baktım ve en sonunda kendimi uykunun derinliklerine teslim ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN İNTİKAMI
Teen Fiction"Ve kafamı sırtına koyarak gözlerimi sımsıkı yumdum.Bu denli rüzgarda bile kokusu ciğerimin her bir bölümüne hücum ediyor,nefes alışverişimi daha kaliteli kılıyordu."