Buğra evden bir hışımla çıkıp kahvenin önüne geldi. Hızlıca içeri girip etrafa bakındı, yoktu. Çıkıp her zaman gittikleri parka gitti, yoktu. Tüm mahalleyi aradı, ne Umut vardı ne de Anıl vardı. Saatlerce. Saatlerce tüm mahalleyi fare deliklerine kadar aramıştı. Yoklardı.
"Kaan! Lan Kaan!"
"Aynen ab-Ha? Buğra? N'oldu lan?"
"Umut'la Anıl yok! Bizim torbacının yanındalardı! Yok oldular!"
"Ne! Lan ne demek yok oldular!"
"Nereden bileyim ben!"
"Tamam sen bizim sokağa bak ben Eren'lerin tarafa gidiyorum hadi!"
"Tamam!"
Hızlıca on kere dolaştığı sokağa girdi ve ara sokaklara bakmaya başladı. Girdiği yerde görünce hemen yanlarına koştu, Umut hüngür hüngür ağlıyordu ve Anıl onun kucağında kahkaha atıyordu. Kendinde değildi. Anıl uyuşturucu almıştı.
"Umut!"
"Buğra abi yardım et! Allah'ını seviyorsan yardım et! İki dakika onları yanlız bıraktım bir baktım yerde baygın yatıyor, ben hiç bir şey yapamadım! Çok özür dilerim!"
"Senlik bir şey yok aslanım benim koş Kaan abinin yanına hadi koçum, ben ilgilenirim bunla"
Umut Buğra'nın sakin sesiyle rahatlamıştı, hızlıca olduğu yerden ayağa kalktı ve Kaan'ın yanına koşturdu. Anıl'a baktı Buğra. Bağırıp çağırmadı, bir şeyler anlatmaya çalışmadı. Sadece baktı, neden yaptığını bilmiyordu.
"Buyra abiy!"
Beyni pelte kıvamındaydı Anıl'ın, konuşma yetisi gidip geliyordu.
"Dün yüyamda şeni göydüm!"
(Dün rüyamda seni gördüm)"Nasıl gördün beni?"
Çocuğun yanına gidip oturdu esmer. Şuan ona kızması hiç bir boka yaramayacaktı.
"Çok ayıp gördüm! Ayıp yapıyorduk!"
"Ne yapıyorduk?"
Sarışın etrafını yokladı ve sanki biri duyacakmış gibi Buğra'nın kulağına yaklaştı.
"Birbirimize dokunuyorduk!"
"Nasıl dokunuyorduk?"
Küçük esmerin elini alıp aletinin üzerine koydu ve sırıttı.
"Böyle"
Buğra neye uğradığını şaşırmış şekilde çocuğa baktı, etkileniyordu. Anıl'dan deli gibi etkileniyordu.
"Ama sen beni beceremeden uyandım...."
Kalkmış kaşları ile çocuğa baktı ve burnundan nefes vererek güldü.
"Ne içtin?"
Elini yüzüne attı ve gözlerini açıp ne kadar kızardığına baktı, büyük bir doz almamış olmalıydı. Gelen farkındalıkla rahat bir nefes aldı Buğra, ardından çocuğun nabzını kontrol etti. Zehir hala kanında dolaşıyor olmalıydı, nefesi kokmuyordu ve enerjikti. Küçük dozda etkisiz bir şey almış olmalıydı.
"Biiiiiilmeeeeeem"
"Anıl ne aldın dedim"
"Bilmiyorum kii"
Derin bir nefes verip çocuğu kucağına aldı ve ilerlemeye başladı.
"Nereye gidiyoruz!"
Kendi evine doğru ilerledi, eve gelene kadar Anıl'ın dediklerine cevap vermedi ve tepkisiz bıraktı. Eve geldiğinde kapıyı açıp Anıl'ı koltuğa bırakıp mutfağa gitti ve bir ilaç aldı. Bir şey değildi aldığı dozu ve türünü tahmin edebiliyordu o yüzden bir saatten ayılmasını sağlayacak bir ilaç verecekti.
"İç şunu hadi"
Buğra'nın verdiği ilacı içip koltukta uzanmaya devam etti.
"Buğraaaaa"
"Efendim"
"Birlikte uyuyalım haaadiii"
"Olmaz sinirliyim sana"
"Ama.... Dün seni gördükten sonra bir baktım eşofmanım kirlenmişşş"
Çocuğun üzgün bakışları Buğra'yı buldu.
"İçime giremedin.... Ama bende hayal ettim!"
Buğra bir anlık güldü ve çocuğu kucağına alıp odasına götürüp yatağa yatırdı, ardından kendisi yattı.
"Çooook yakışıklısın Buğra"
"Öyle miyim?"
"Öylesinn"
...
Bu arada şey diyecek olanlar varsa hani uyuşturucuya ozendiriyorsun alakası yok bu hikayenin türü ne yetişkin şimdi sacmalamayin
Nasılsınız bu arada nasıl gidiyor bu gün matematik bir girdi üf üf
Neyse öpüldünüzzzzz