düzyazı-texting
her hafta içi tekrarladığı bir şeydi bu wooyoung'un. uyan, yatağını topla, dişini fırçala, yemeğini ye, hazırlan ve okula git. wooyoung bu hayattan ne kadar bıksada aklına okulların 2 hafta içinde kapanacağı geliyordu ve bu onu bir nebzede olsun mutlu ediyordu.
saat çoktan 6'yı gösteriyordu. 6'ya kadar telefonla oynamış, gözünü bir dakika olsun dinlendirmemişti. gözleri kıpkırmızıydı. arkadaşları tabii ki onun tüm gece telefonla oynadığını anlayacaktı çünkü çok belliydi fakat wooyoung fazla takmadı. hep yaşanan bir şeydi ve yaşanmaya da devam edecekti.
artık hazırlanıp evden çıkan woo, bir şeyini unuttuğunuz fark etmişti. proje ödevi. evet proje ödevi. dün bunu yapmak için ne kadar zaman ve çaba sarf etmişti. nasıl unuta bilirdi şimdi? ödevi eline alıp okula yürümeye koyuldu. tüm çocuklar okula gidiyordu bu yüzden sokak sesliydi. wooyoung ise bu durumu fazlasıyla sevmişti çünkü genellikle gecikirdi ve sokak sessiz olurdu.
san ise wooyoung'un aksine düzenliydi. zamanında kalkar, zamanında giderdi okuluna. dersleride bayağı iyiydi. odawooyoung'un yaptıkları tekrarlayıp okula gitmeye yola koyuldu. yüzü asıktı ta ki wooyoung'u görene kadar. yanına koşmak istedi ama mesafeli olduğunu tamamen unutmuştu. çok geçmeden wooyoung da san'ı fark etmişti fakat gelmeyeceğini biliyordu
okula aynı anda girmemeye özen göstermiştiler fakat sınıf arkadaşları onları aynı cümle içerisinde rahatlıkla kullanıyordu bile. san buna sinir olsada pek belli etmemeye çalışmış ve kendi sınıfına gitmişti
sınıfına girdiği gibi üstüne gelen arkadaşlarıyla irkilmişti wooyoung.
"N'oldu wooyoung?" seonghwa başlattı konuşmayı
"hiç birşey olmadı hyung. ne olması gerekiyordu?" kafasını sırasına gömdü wooyoung. tek istediği buydu.
aslında evde kalacak,okula gelmeyecekti ama sınavlar fazla zorluyordu."ders başladı" diye hocada içeri girince herkes sırasına geçmişti
. . .
"Ne istiyorsun benden? Bırak."
"Sadece sana yakın olmak istiyorum wooyoung." uzaklaşan wooyoung'un arkasından giderek ona sesleniyordu san
"Mesajıma cevap bile yazmadın. ne kadar kırıldım haberin var mı?"
"Özür dilerim wooyoung ama gerçekten şaşırmıştım ve ne yazacağımı bilemedim"
"Mingi olayı neydi peki? lover olayı?" durmuştu wooyoung. san'ın gözlerinin içine bakıyordu artık. kaybedeceği birşeyi yoktu. ya şimdi yada hiç bir zaman
"O zamandan beri anlatmama izin vermedin ki. Wooyoung biz mingiyle lover, lover diye gezeriz. bir birimizle sesleniş şeklimiz bu. o postuda minginin zoruyla attım zaten"
"tamam anladım işte git"
"neden gitmemi istiyorsun woo? kalbini kırdım biliyorum ama en azından kendimi affettireyim"
"affetmeyeceğim san" wooyoung san'ı itiyordu ki yüksek bağırma sesiyle sesin geldiği yere doğru baktılar
"siz ikiniz ! ne yapıyorsunuz burada !"
"hocam-"
. . .
"amacınız neydi bilmiyorum yada bilmekte istemiyorum fakat yaptığınız şeyin doğru olmadığını söylemek isterim"
"hocam valla düşündüğünüz gibi değil. biz sadece kavga ediyor-" sözü kesilsede hocasını dinlemek zorundaydı san.
"ne yaptığınızı gördüm. fakat bir daha olmasın"
"tamam hocam"
"çıkın şimdi" başlarını öne eğmiş iki genç, başlarını kaldırıp çıkmıştılar öğretmenler odasından. öğretmenler odası genelde bu saatlerde boş olduğundan, öğretmenler rahattı"
"bu neydi şimdi"
"bilmiyorum san ama dikkat et bir dahakine. başka türlü yakalana bilirdik"
"ne düşünüyorsun?"
"kapa çeneni" utanmış ola ki hemen oradan koşarak uzaklaştı wooyoung
"tatlı şey..."
. . .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
broken. || woosan + other ships
Casualejung wooyoung ve choi san ikilisi arkadaşlarının çabaları sonucu arkadaş olmuştular fakat her seferinde bir birilerinin kalplerini kırmayı başarıyorlardı, sonradan pişman olacaklarını bildikleri halde. texting/az düzyazı