Heeseung bahçesine çıkmıştı. Biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı. İki şapşalı içerde bırakmıştı.
Kahvesini yudumlarken ormanı izliyor durumun içinden nasıl kurtulabileceğini düşünüyordu.
Kadim büyü için herhangi bir eksik ya da fazla malzeme bir son demekti. Büyünün özelliği bozulur içtiğiniz sudan bile faydasız hale gelirdi.Heeseung kafasında bu düşünceler dönerken kendisine doğru gelen bir beyazlığı fark etmişti.
Kendisinin beş altı katı bir kurt ona doğru koşuyordu hem de son süratla. Kapının önüne kadar gelmişti kurt.
Heeseung bir anda çığlığı basmıştı. Zaten kafası karışıktı ne yapacağını şaşırmıştı o an.
Jay ve Jungwon saniyesinde dışarı gittiklerinde
şaşkınca açtığı gözleriyle Heeseung'a bakan bir kurt ve put gibi kalmış bir Heeseung beklemiyorlardı tabii.Jake sırtından kaybolan ağırlıkla kurt formundan çıkmış ve Heeseung'a bakmıştı.
"Bu Jake, Heeseung hyung arkadaşım söylemiştim ya hani.." dedi Jungwon
"ARKADAŞININ 87 KATIM BİR KURT OLDUĞUNU SÖYLEMEDİN JUNGWON" dedi Heeseung anlık korkudan sesi yükselmişti
"Kurdum o kadar da büyük değil" dedi Jake
Ama Heeseung'un gözlerini tamamen açarak ona dönüp "ciddi misin?" bakışı attığını görünce ellerini kaldırıp omuzlarını silkmiş ve gülümsemişti.
Heeseung elindeki kahve bardağını masaya bırakarak kenara oturmuştu.
"Tanrım nelerle uğraşıyorum." dedi sorgularcasına
"Tür olarak mı yoksa mecaz mı?" diye sordu Sunghoon ortaya
Heeseung ona da bir "ciddi misin?" bakışı hediye etmişti ve içeriye odasına dönmüştü.
"Ne dedim ki soruyu o sordu?" diye söylendi Sunghoon kızgınca
"Bir şey yapmadın gel hadi" dedi Jake sırtından onu içeriye iterken
Bahçenin içine girdiklerinde Jake Sunghoon'u bırakarak Jungwon'a doğru koşmuş ve ona sarılmıştı.
"İyi misin?" dedi Jungwon sıkıca büyüğüne sarılırken
Jake Jungwon için çok özel biriydi. Evleri yandığında kokuyu alarak koşmuş ve Jungwon'un oradan kurtulmasını sağlamıştı.
O zamandan beri ona hep abili yapmıştı Jake. Onun için bir arkadaştan fazla olmuştu hep. Bir abi, bir aile, bir sığınak.
İkisi sarılırken üstlerinde ki sinirli gözleri hissetmişlerdi tabii ki.Ama kim sikler üçgenin iç açılarının toplamını.
"İyiyim merak etme" dedi Jake geri çekilirken
"Bak hiçbir şeyim yok" dedi kendi etrafında turlarken
Jungwon onun bu haline gülmüştü
"İnandım bak şimdi" dedi kendisinden büyük çocuğun tatlılığına
"Off buram buram kıskançlık koktu tamam Jay yemedik Jungwon'u ayrıca kardeşim o benim ayağını denk al" Jake Jungwon'u bir kez daha sarılmaya çekerken konuştu.
"Ne yani ben kıskanmış olamaz mıyım?" Sunghoon konuştuğunda üç kişininde gözü oraya döndü
Sunghoon ise tek kaşı kalkık halde Jake'e bakıyordu. Jake sarılmayı bırakmış ve ona dönmüştü.
"Bilmem kıskandın mı?" dedi kolunu Jungwon'un omzuna atarken
"Gel gösteriyim" dedi Sunghoon gözlerini Jake'in gözlerinden çekmeyerek
Jake ona doğru yürümüş ve tanıdık koku ile durmuştu.
Jay'e latince bildiği için havalı dediğinde de aynı koku vardı.
Jay'i de mi kıskanmıştı yani?
Sunoo haklıymış diye geçirdi içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cage
Fanfiction"Kötü bir ruhun ele geçirdiği bir kişiyi sadece onun daha önce tatmadığı bir şeyi tattırarak kurtarabilirsin Jungwon" dedi Jay. "Ne o Jay?" Jungwon merakla sordu büyüğüne "Aşk Jungwon aşk..." dedi Heeseung hüzünle camdan dışarıyı izlerken