summer bummer

734 36 6
                                    


POV

sitedekilerle çok iyi anlaşmıştım. hepsi kafa insanlardı. o gün hepsiyle geç saatlere kadsr konuşmuştuk. ancak semihle çok konuşamamıştık, biraz utangaç bir çocuk sanırım ondan. ama gerçekten çok tatlı ve nazik. ardayla da çok iyi anlaşmıştım, hatta en çok anlaştıklarımdan olabilir. mertle zaten sanki ikiz gibiydik. mizah anlayışlarımız çok benziyordu. böyle insanlarla arkadaş olmak, konuşmak bana çok iyi gelmişti. açtığın yepyeni sayfa dolmaya başlıyordu.

mangal günü yani dün birlikte oyun da oynamıştık, oyunlarımız çok eğlenceliydi.

...

arda ortaya oyun oynama fikrini atmıştı ve şu an herkes oyun düşünüyordu. birden mert fikrini ortaya attı

"hadi kendiniz hakkında 2 doğru 1 yalan söyleyin, sonra biz de hangisi yalan tahmin etmeye çalışalım."

mertin fikrini herkes beğenmişti, lâl de dahil. daha sonra bu sefer de altay

"o zaman ilk lâl yapsın çünkü en az onun hakkında bir şeyler biliyoruz."

lâl de bu fikri onaylayınca ayağa kalkıp ortalarına geçmişti

"ee şimdii. 1 Fenerbahçeliyim, 2 buz pateni yapıyorum ve en sevdiğim şehir istanbul."

irfan hemen atıldı

"oğlum sen ankaradan geldin bence en sevdiğin şehir ankara." gözde de sevgilisine katıldı. bu sefer de arda

"bence de ankara senin en sevdiğin şehir. ankara sevilmez mi yaa?" diye katıldı konuşmaya. son olarak da semih fikrini belirtti.

"bence sen beşiktaşlısın tam o tip var"

artık ayakta durmaktan sıkılan lâl söylüyorum artık demişti.

"ben buz pateni yapmıyorum bunu niye sorgulamadınız hiç" dediğinde herkes aydınlanmıştı. arda birden

" nasıl yani istanbul en sevdiğin şehir mi?"

diye bağırmıştı. lâl evet diye cevapladığında aralarında bir tartışma geçmişti.

daha sonra ise tüm gençlerin vazgeçilmezi, klişesi olan doğruluk mu cesaret mi oynamaya karar verdiler. hepsi çimlere oturdu ve bir şişeyi ortalarına koydular.

"tamam ben çeviriyorum o zaman. kapağı soruyor altı cevaplıyor." diyerek çevirdi şişeyi altay. ilk turda arda ve lâl arasında durmuştu. arda soruyordu.

"hemşeriiim elime düştün. doğruluk mu cesaret mi?"

"ımm, doğruluk."

"ya of neyse. en son ne zaman sevgilin oldu?"

bu soru geçmişe götürmüştü lâli. sevgilisiyle mutlu olduğu, aralarının bozuk olmadığı zamana. birden nasıl açıklamalıyım bu durumu diye düşündü. eski arkadaşlarına açıkladığı gibi açıklamayacaktı. istediğin kişi olmak ve istediğini söylemek için geç değildi asla.

"en son şubatta bir sevgilim olmuştu. şubattan beri kimseyle çıkmadım."

"neden?" diye birden dahil oldu semih konuya

" önüme doğru kişi çıkmadı" diye yanıtladı lâl. sonra şişeyi çevirmeye devam ettiler. birden mert ve semihe gelmişti. mert soracaktı. arkadaşının lâle bakışlarını fark eden mert, semihin gözlerini de açmak istedi.

"semihcim doğruluk mu yoksa cesaret mi?"

"cesaret"

mert ise hemen

"o zaman semih yarın lâle istanbulu gezdir. kız yeni geldi yabancılık çekmesin."

konunun ona gelmesini hiç beklemeyen lâl şok oldu önce. sonra kızarmaya başladı. resmen bir buluşma ayarlanıyordu. semih ise hemen

"yani mert gezdiririm ama lâl benimle gelmek ister mi bilemem."

bunu duyunca lâl "semih tabii ki gelmek isterim ama rahatsız etmek istemem seni. yani müsaitsen olur benim için."

semih de onaylayınca bu fasıl kapandı ve oturmaya devam ettiler. saat 1e geldiğinde herkes kalkıyordu artık. lâl ve semihin ailesi önde, onlar arkada yürüyorlardı.

"yarın müsait misin lâl?"

"evet müsaitim."

" o zaman yarın buluşalım, ben de sana üsküdarı falan gezdiririm olur mu? 3 gibi çıksak?"

"tabi uyar bana ama gezmesek de olur yani ben biliyorum istanbulu. bir kafede de oturabiliriz."

"tabii olur eğer biliyorum diyorsan. o zaman numaranı alsam olur mu? haberleşmek için."

"aa tabi ki hemen vereyim"

gençler böyle konuşurken evlerine geldiler ve dağıldılar. bir tarafta lâlin heyecanlı bekleyişi vardı. diğer tarafta ise semihin önceki gibi olmaması için yeşeren umutları vardı. iki taraf da etkilenmişti birbirinden. sürekli kesişen gözleri, baktıklarında gözlerinin parıldaması, bu teklifi ikiletmeden kabul etmeleri gösteriyordu aslında. ancak iki tarafın da korkuları vardı, bunların üstünden gelmeye çalışacaklardı. kızda görmezden gelinme korkusu, erkekte de istenmeme korkusu vardı. tüm olay bunu yıkmalarıydı.

yarın için sözleşen gençler heyecanlı bir şekilde yataklarına gidip kendilerini uyumaya zorladılar. 

yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorummmmm öpüldünüz 💌💌💌💌

the alchemy | semih kılıçsoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin