Salona rahatsız edici bir sessizlik çökmüştü.
Ne beni ne de oğlumu istemediklerinin farkındaydım. Bu evde fazlalıktık. Bunu oğluma yansıtmadıkları sürece bir sıkıntı olmazdı fakat eğer olurda oğluma yansıtırlarsa bu yalıyı başlarına yıkmasını da çok iyi bilirdim.
salondaki derin sessizliği bozan ben oldum.
"bana kalacağımız odayı gösterebilir misiniz Yeliz Hanım?"
Yeliz Hanım durumumun farkında olduğu için ona hitap şeklime üzülmemişti ama sanki içinde bir burukluk vardı. Daha önce Eliz' e annelik yapamadığını söylemişti. Sanırım bu burukluk bu yüzdendi.
Yeliz Hanımın yönlendirmesiyle içeri girdiğimde gözlerim doldu çünkü oda Demirle benim odama çok benziyordu.
Odada Baran için gri bir beşik vardı. Oda genel olarak gri ve beyaz renklerden oluşuyordu. Beşiğin yanındaysa ömür boyu yalnız yatacağım o çift kişilik yatak vardı.
Ben odayı incelerken Yeliz Hanım odadan çıkmıştı.
İlk işim acıkmış olabileceğini düşündüğüm bebeğim emzirip uyutmak oldu.
Baran uyuduğunda Erimin bana yaklaşımından dolayı bir konuşma yapmam gerektiğini düşünüp aşağı indim.
Tam salona girecekken içerden birinin adımı söylediğini duyup dinlemeye başladım.
"Kızı hiç sevmedim"
"Daha kızı tanımıyorsun Pamir"
"Ne o yoksa sen çok mu sevdin"
"hayır ben nötrüm çünkü onu tanımıyorum"
"Pamir abim haklı Bora Abi. Daha çocuğun babasının kim olduğunu bile bilmiyoruz."
"Muhtemelen tek gecelik bir ilişkisindendir. Belli değil mi sürtük olduğu."
"MELİH!! KARDEŞİN HAKKINDA SÖYLEDİKLERİNE DİKKAT ET"
Agah beyin bağırmasından sonra dayanamayarak salona girdim.
"Oğlumun babası hakkında düzgün konuş Melih. Sonrasında pişman olacağın şeyler söyleme. Benim oğlum yasak veya tek gecelik bir ilişkinin meyvesi değil. Şimdi hepiniz tavırlarınıza dikkat edeceksiniz. Özelliklede oğlumun yanında kavga istemiyorum. Ha eğer derseniz ki biz seni dinlemeyeceğiz o zaman bedelini de ödersiniz."
" Arven hanım bence birine bedel ödetmek için henüz küçüksünüz ha."
"Yaş sadece rakamlardır Kaya Bey. Bir insanın ne kadar olgun olduğunu belirleyemeyecek önemsiz rakamlar."
cümlemin bitmesiyle salona bir sessizlik hakim oldu. Bu sessizliğiyse telefonumun sesi bozdu.
Ekrana baktığımda birtanem yazısını görünce bir koltuğa oturdum ve telefonu açtım.
"ARVEN HANGI CEHENNEMDESIN SEN"
Mayısın yüksek sesinden dolayı telefonu kulağımdan uzaklaştırmak zorunda kalmıştım.
"Mayısım şu an anlatabilecek kadar müsait değilim 2 gün sonra buluşalım mı?"
"Peki tamam senin için nasıl iyi olucaksa"
"Görüşürüz canım"
"Görüşürüz birtanem. Kendine ve barana iyi bak."
Telefonu kapattım ve geri cebime koyup salondakilere döndüm.
"Buraya bir konuya açıklık getirmeye geldim sonra geri oğlumun yanına çıkıcam."
Kayra erime döndüm.
"Birincisi bana abla demek ve ya beni ablan yerine koymak zorunda değilsin ama her şeyden önce ben senin büyüğünüm. Benimle konuşurken haddini bil."
Sonra melih'e döndüm
"İkincisiyse -ki bunu duyduktan sonra seni kolay kolay affetmem- ben oğlum 5 günlükken k-kocamı trafik ka-kazasında... kaybettim."
Herkes şaşırmış bir şekilde bana bakarken salonda Yeliz Hanımın hıçkırık sesi yankılandı.
Tam Melih bir şey söylemek için ağzını açmışken elimi havalaya kaldırıp bunu engelledim.
"Her şeye açıklık getirdiğime göre oğlumun yanına gidiyorum. Akşam yemeğine inmeyeceğim o yüzden lütfen rahatsız etmeyin."
Odaya çıktığımda koca yatakta tek başıma yatamayacağıma kanaat getirip Baranı yanıma yatırıp etrafına yastık koydum. Oğlumu yatirdıktan sonra yanına yatıp gözlerimi kapattım.
Gözlerimi açtığımdaysa biri saçımla oynuyordu.
_____________________________Eveeettt
Çok uzun bir aradan sonra geri döndüm ve bunun için sizden çok özür diliyorum.
Umarım bölümü beğenmişsinizdir!
YOU ARE READING
Tek Dayanağım
Teen FictionArven oğlunun doğumundan 5 gün sonra kocasını kaybeder. Daha kocasının yasını tutamadan o günden 2 hafta sonra karıştığını öğrenir. Arven onlarla kalmayı kabul edicek mi? peki ya aile Arvene iyi gelebilecek mi?