2. Bölüm

593 55 66
                                    

Zeynep yaşadığı şok ile birlikte sadece karşısındaki çocuğa bakıyor, kendisine seslenen sıra arkadaşını duymuyordu bile.
Zira Sinan denen çocuğun Cüneyd'e olan benzerliği Zeynep'i adeta dumura uğratmıştı.

Z:"Cüneyd?"

Zihninin bile algılayamadığı sorusu istemsiz bir şekilde dudaklarından dökülmüş, neyse ki Işık hariç kimse dikkat etmemişti.

I:"Zeynep? Bir şey mi oldu?"

Şaşkın bakışlarını nihayet Sinan'dan çekebilen Zeynep, her ne kadar Işık'tan taraf dönse de yaşadığı şok karşısında dili bir pelte olmuştu ağzında.
Bu sebeple cevap verememiş, sadece kafasını iki yana sallamakla yetinmişti.

Bu gerçek olabilir miydi?

Annesi hep 'insanlar çift yaratılmış' dese de ilk kez böylesine şahit oluyordu Zeynep.
Üstelik bu kanıya, kalbinde defalarca yara açan adama benzeyen genç sayesinde varması daha bir tuhaftı onun için.

Daha fazla dikkat çekmemek için bakışlarını kaçıran Zeynep, eğilip yere düşen kalemini alıyordu ki öğretmen, sarsak adımlarını devam ettirerek sırasına geçen çocuğa laf atmış, bu da Zeynep'in odağını önce öğretmene sonra umursamaz çocuğa vermesine sebep olmuştu.

Ö:"Oo Sinan paşa? Ben prosedür gereği sormuştum gerçi ama sen hala yaşıyor musun?"

Daha fazlası mümkünmüş gibi hocanın dediğine biraz daha şaşıran Zeynep, Sinan'dan herhangi bir tepki beklemeye başlamıştı.

S:"Buna yaşamak denirse."

Hocanın sorduğu tuhaf soruya alay dolu cevabını veren Sinan, önce çantasını çıkarmış ardından Zeynep'in sabahtan beri bir şey yediğini farketti çocuğun yanına oturmuştu.

Sahi, o çocuk ne yiyordu?

Sınıftaki çoğu kişi sanki bir rutinmişcesine bu ilginç diyaloğa bir şey dememişti.
Zor da olsa odağını toplayan Zeynep, diğerleri gibi yapmış ve önüne dönmüştü.

Yıllardır diğerlerinden farklı ve uzak bir hayat süren Zeynep, diğerleri gibi olmak için onlar gibi davranmaya başlamıştı.
Normal olmak istemişti belki de.

Peki, normal neydi?
Kimin için, kime göreydi?

I:"Sinan!"

Yanıbaşında oturan sıra arkadaşı, kafasını sıraya yerleştiren çocuğa tebessüm ederek fısıltılı bir selam vermiş, Zeynep'in tekrardan o tarafa dönmesine sebep olmuştu.

Sarışın kızın seslenmesi üzerine kafasını koyduğu yerden kaldıran Sinan, kendisine seslenen kıza küçük bir tebessüm etmişti ki kızın yanındaki, kendisine dikkat kesilmiş hareler ile göz göze kalmıştı.

Sinan'ın saniyelik de olsa kendisine değen gözleri ile utanan Zeynep, yaşadığı ufak çaplı korkunun üzerine hızla gözlerini çekerek önüne dönmüştü.

Zeynep'in bu tavrını umursamayan Sinan ise, yine aynı tavırla kafasını sıraya yerleştirmişti.

***

Teneffüs vaktinin geldiğini belirten zil ile masasındaki kitabın kapağını kapatan Zeynep, silgisini ve kalemini kalem kutusuna yerleştirmiş bir yandan da coşkuyla dışarı fırlayan öğrencileri izlemeye başlamıştı.

Ders bu kadar mı sıkıcıydı onlar için? Halbuki Zeynep çok mutlu hissediyordu.

Ö:"Işık'cım, canım bir bakar mısın lütfen?"

Sinan'ın yanına gitmek için ayaklanan Işık, kendisini çağıran öğretmen ile tam tersi istikamete yürümeye başlamıştı.

I:"Buyurun hocam?"

Likörlü KekimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin