kampın 4. günü

16 2 0
                                    

gözümü açtığımda tae nın hala uyuduğunu gördüm. onu öperek uyandırmak isterdim ama ilk üstümü değiştirmem gerekti. bugün dağ yürüyüşü olduğu için kot şort üstüne tişört giydim. tae ya baktığımda uyanmıştı bile telefonuna bakıyordu. yanına oturup ona sarıldım. oturur pozisyonunu aldı ve beni kucağına oturmamı söyledi bende oturdum. ellerimi kolyesinde gezdirirken çenemden tutup kafamı kaldırdı. " ne zaman uyandın güzelim" "sen uyanmadan hemen önce uyandım sevgilim" "hmm altın çok açık sanki" "neresi açık " "tam şuraları" elini belimden aşağı indirerek sırayla açık olan yerlerimi gösterdi konuşması yetmemiş gibi birde eliyle gösterdi dokunarak. " mesela şurası çok açık" elini şortun bitme yerine getirdi yani kalçamın bitim noktasında "birde şuraları çok açık" ellerini bacaklarımda gezdirmeye başladı. yüzünü ellerimin arasına aldım. "seninde çok konuşan dudağını susturmak lazım" "sustursana güzelim" "çok mu istiyorsun" "hemde nasıl" öpmeye başladığımda karşılık verdi. dışarı çıkınca fazla belli olmasın diye ayrıldım. "hadi kalkalım" somurttu "güzelim" " efendim sevgilim" "ömür boyu bana sevgilim mi diyeceksin" "ne dememi istersin" "bilmem" hocanın sesini duymam ile tae nın kucağından indim. ayağa kalktık telefonumu aldım ve çıktık. hiç kimse olmadığı için rahatlamıştım.


hoca: çocuklar yanımızdan ayrılmak yok eğer kaybolursanız bütün patika yollar buraya çıkıyor o yüzden kayıp olmanız imkansız gibi birşey ama yine de yanımızdan ayrılmayın anlaşıldı mı

herkes: anlaşıldı.

en arka sırada biz vardık. tae da bunu fırsat bilip elimi tutmaya çalıştı. ama ben izin vermedim sonuçta arkada kalan öğrenciler olabilirdi. "güzelim hiç kimse yok neden izin vermiyorsun" "hayır tae ya arkada kalan kişiler varsa" üfleyerek önüne döndü. "şşş sevgiliye üflenmez" "senin o dudağını" "ee" "sevmek istiyorum" güldüm.


çok yürüdüğümüz için artık dizlerim tutmuyordu. yürüyemiyordum. "tae" "bebeğim" "ben çok yoruldum artık yürüyemiyorum" "hocaya ayağını burktun derim kucağıma alırım olur mu" "sen yorulmaz mısın bu sefer" "yok yorulmam"

tae: hocam yn nin ayağı burkulmuş yürüyemiyor kucağıma alayım mı

hoca: al tae iyi değil mi fazla birşey yok

yn: yok hocam iyiyim fazla birşey olmamış zaten

hoca: iyi

tae elinde tuttuğu hırkamı alt tarafıma bağlayıp beni kucağına aldı. "yorulursan söyle lütfen tamam mı" "tamam güzelim söylerim rahat mısın" "evet" ellerimi boynuna doladım. başımı omzuna koydum çok güzel kokuyordu. kokusunu doyasıya içime çektim.


oturacağımız yere geldiğimizde tae beni bıraktı o da yanıma oturdu. elini belime koydu. hoca hikayeler efsaneler falan anlatıyordu. "tae yorulmadın değil mi" "neden yorulayım ki" "beni taşıdın ya o yüzden" "seni taşırken niye yorulayım güzelim" güldüm. "seni seviyorum" "bende" "ne yani sende mi kendini seviyorsun" "hayır seni seviyorum" "ama insanın kendini sevmesi de önemli" "bebeğim yavrum güzelim senide seviyorum kendimi de" "şuanda birşey olsa seni tahrik edici birşey ne yaparsın." yutkundu "bilmem" etrafıma baktım herkes hocayı dinliyordu ya da telefonuna bakıyordu. bacağımı tae nın dizlerine uzattım elimi göğüslerinde gezdirdim. eminim buna dayanamıyordur şuan. "bebeğim ne olsun istiyorsun sen" "bilmem belki şuan izin alıp çadırlara gidebiliriz" güldü ayağa kalktı.

tae: hocam yn nin karnı ağrıyormuş da çadırlara gidebilir miyiz

hoca: önemli birşey değilse gidemessiniz

tae: hocam kendisi utanıyormuş ama kızsal durummuş anlarsınız ya

hoca: gidebilirsiniz

ayağa kalkmamı söyledi. çadırlara doğru ilerliyorduk. "ne dedin hocaya da izin verdi" "kızsal bir durumun olduğunu söyledim" "ne" "niye bu kadar şaşırıyorsun güzelim" "tae rezil oldum şuan" "sen rezil olacak birşey yapmadın hem reglin neyi ayıp ki" "peki sen bunları nereden biliyorsun tae" "annemden" "başka biri olmasında" "kıskandın mı sen" "yoo hiç de bile" "yavrum" "efendim" "kıskanınca çok güzel oluyorsun" "teşekkürler" sarıldım. beni kalçamdan tutup kucağına aldı. bacaklarımı beline doladım , ellerimi ise boynuna. öyle devam ettik.

kamp alanına geldiğimizde çadırıma doğru ilerledik hala kucağından inmemiştim. "tae" efendim güzelim" "çok yakışıklısın" "sende çok güzelsin bebeğim fazlasıyla kıskanıyorum" "niye" "başka erkekler sana yavşar diye" "bende korkuyorum" "sen neden korkuyorsun güzelim" "başka kızlar sana yavşar diye" güldüm. omzundan kalkıp ona baktım. gerçekten çok yakışıklıydı. yürürken bir anda durdu. "niye durdun" "seni öpmek için güzelim" "ya" dudağımı hafifçe dudağına bastırdım. "bu yetmedi" bu sefer öpmüştüm. "tamam mı" "tamam" güldüm. kafamı tekrardan omzuna koydum ve yürümeye başladı.

çadıra girdiğimde tae da arkamdan girdi fermuarı kapattı ve bana döndü. kucağına oturdum yakasından tutup kendime çektim. "hızlı davranıyorsun güzelim" öpmeye başladığımda karşılık verdi. ayrıldığımda belimden tuttu ve yatmamı sağladı. kendisi de üstüme çıktı. öpmeye devam etti.


öpüşmemiz sertleşirken tae elini tişörtümün içine soktu elini sırtımda gezdirirken çok tahrik ediyordu. nefessiz kaldığım için ayrıldım. "tae" "güzelim" kafasını boynuma gömdü boynumu emiyordu. "ahh" eli tişörtümün içinde geziniyordu. kafasını kaldırdığında "biraz sınırları aşsak mı" "olabilir" tişörtümü çıkardığında önünde sadece sütyenli idim. onunda tişörtünü de çıkarttıktan sonra öpmeye devam etti. öpüşürken alt dudağımı emmeye başlayınca bende onun üst dudağını emmeye başladım. biraz daha devam ettikten sonra nefessiz kaldığım için ayrıldım tae altında olan bedenimi süzüyordu. biraz utanıyordum ama o kadar fazla değil. "çıkarmamı ister misin" "emin değilim tae" "çıkarmıyorum o zaman" "tamam" "hazır hissettiğin zaman söyle" "tamam" öpüşmeye devam ederken tae sürekli elini gezdirip duruyordu. "tae" "güzelim" "nasıl hissediyorsun" "güzel sen nasıl hissediyorsun bebeğim" "bende aynı" "pişman değilsin değil mi" "değilim" kafamı göğsünden kaldırıp telefona baktım. gelmelerine az kalmıştı "tae gelmelerine az kalmış hadi kalk al şu tişörtünü benim tişörtüm nerede" "şurada" "tamam" üzerimi giydim. tae da giymişti. çadırdan çıkmadan parfüm sıktım. "son bir kez öpeyim ondan sonra çıkalım olur mu güzelim" "olur" dudağıma öpücük kondurduktan sonra çıktık.


ormana doğru yürüdükten sonra bir banka oturduk. "çok güzeldi" "senden güzel olamazdı" "tae zaten benle yaptın ama bu daha başlangıç" "devamı var yani" "başladığımız işi bitirmemiz lazım değil mi" "güzelim" güldüm.


akşam yemeğini yedikten sonra bugün çok yorulduğum için çadırıma gittim. tae da arkamdan geldi. çadıra girdiğimizde tae çoktan yerleşmişti bile telefonda geziniyordu. bende yatıp elime telefonu aldım ve gezinmeye başladım.

bir anda telefon elimden alındı ve göğsüme yattı. "bebeğim hadi uyuyalım çok uykum geldi" "tamam sevgilim" elleri ile belimi sardı kafası göğsümdeydi. bende saçlarını okşamaya başladım. öyle uykuya dalmışız zaten.



(yıldızlarım umarım beğenirsiniz yorum yapmayı unutmayın sizleri seviyorum kendinize iyi bakın😽😽😽😽❤️❤️💖💖💖💕💕💕💕💕😘🌟🌟🌟⭐😊😊😊😊🌠🌠🌠💫💫💫💫💫💫💫💫💫✨😽😽😽😽😽😽😽😽✨💫💫💫💫💫💫💫💫)

taehyung ile hayal et (okul aşkı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin